Hakkını veren hakem olsun, hak eden antrenör olsun. Aslında daha girişte kırmızı halılar serip, çiçeklerle karşılanması gerek. Evine en yakın Karşıyaka HEM'e sürekli başvuruda bulundu. Yıllarca amatör...
Hakkını veren hakem olsun, hak eden antrenör olsun. Aslında daha girişte kırmızı halılar serip, çiçeklerle karşılanması gerek. Evine en yakın Karşıyaka HEM'e sürekli başvuruda bulundu. Yıllarca amatör ve profesyonel oynamasına rağmen, alınmadı. Bu 'Senden yetiştirici olmaz' anlamına geliyor. Oysa en alasından. Önce üniversite mezunu değilsin, diye geri çevrildi. Oyalandı. Sonra da 65'i geçtin dediler. 20 yaşında üniversite mezunu, iki yabancı dil bilen, bir de tecrübeli eleman arayan ilanlar vardır ya onun gibi. Yabancı dil bilen hakem ararlar. Sanırsınız ki Pülümür'de, Şırnak'ta, Bağarası'nda ecnebiler top oynuyor. Sen önce kendi ülke vatandaşının konuştuğundan, halinden, vücut dilinden anla. Gerisi valla hikaye.
HEP ŞOV, PEKİ YA ÇÖZÜM ?
Sosyal medyada herkes yazar, herkes bilgin, alim. Mikrofonu uzat hepsi sallar da sallar. Çözüm yok, üretim yok, alt liglerde, eğitimde, kurallarda ne oluyor merak eden yok. Varsa yoksa Süper Lig. Buysa eğer sizin süperiniz. 'Hakem yetişmiyor, bu hakemlerle lig bitmez, ben bile daha yönetirim' derler, atar da atarlar, tutamazlar. Bilmezler ki, hakem nasıl yetişir. Torpil adamcılık, boy pos, konu mankeni aramalar, futbolu bilmeyen, hakemliğe yatkın olmayanlarla doldurursan olacağı bu. Daha ne bekliyorsunuz ki. FİFA'sı bile kural hatası yapıyorsa, gerisinden ne hayır gelir. Bir de ülke olarak başarısızlığımda, hakemlerin yanısıra. Futbolcu neden yetişmiyor. Bir de ona bakın. Orası ayrı bir alem. Vasıfsız, eğitimsiz yetiştiriciler, aracılar, nemalananlar, gırla tonla. Kızma, iyi düşün.
BAKIŞ AÇISI ÇOK ÖNEMLİ
Halk Eğitim Merkezleri var, çok iyi hizmet veriyorlar. Lafım yok. Ancak bir konu var ki. Akıllara ziyan. Kim akıl verdiyse, yanlış yapılmış. 'Yetenek geliştirici' birimi var. 65 üstü cıss. Yıllanmış şarap misali, tam zamanı. Ama araç kullandırıyorlar, hem de yoğun trafikte. Ne var ki 65'te, taktınız. Eğiticilik için tam zamanı. Onu geçtik illa üniversite mezunu istiyorlar. Matah bir şey sanki. İlla üniversite mezunu istiyorlar. Antrenörlük, çalıştırıcılık belgesi, diploması yetmez mi ? Futbolcuyu, sporcuyu bulan, seçen üniversite diploması değil ki. BESYO'ya amenna ama sporla alakasız bir yeri bitir. Hiç sahaya çıkıma, tekmeyi, kramponu, tentürdiyot kokusu bilme. Sanal alemde üniversite diplomasını kap. Kuralları bilme, top dürtükleme. Hooop antrenörsün, yetiştiricisin. Peki bilgisizleri kim yetiştirecek, yetiştirdikleri bilgisiz kalacak. Vay benim spor alemim.
ZEKİ YALÇINKAYA'DIR O
Kadri Aytaç, Candan Tarhan, Halil Bıçakçı, Mustafa Özkula, Ahmet Cücen gibi onlarca duayen teknik adamla çalış, öğren, yetiş. Gol krallıklarını kap. Yıllarca profesyonel liglerde oyna. Milli ol. UEFA A Lisansı'nı hak et. 2.Lig'de teknik direktörlük yapma hakkını kazan, 1.lig'de, Süper Lig'de yardımcı olma hakkını alnının teriyle kap. Gel de HEM'e gireme. 'Üniversite mezunu değilsin, 65'i de azcık geçmişin, git evinde otur, tecrübeni, bilgini çöpe at' deniyor resmen. Oynamak yok, yaşamak yok, hissetmek yok, ezberle, yala yut, seçenekleri kaydırma yeter. 'Yetenek geliştiricisin' takır takır maaşını al, hadi ya. Onlarca isim sayarım, bu konuda. İlki Zeki Yalçınkaya hocamdır, bu yazdığım.
BU İŞTE BİR YANLIŞLIK VAR
Onlarca sporcu yetiştiren sporcu dostu, örnek kulüp Fikri Altay'da başkan var Ahmet Keser. Üniversite diploması yok, ama. Canavar maşallah. Keser, İzmirspor'da alt yapıdan yetişen, her kategorisinde ter döken, Tirespor, Karşıyaka, Uşakspor, Turgutluspor, Çeşmespor, Nazillispor, Petkimspor'da profesyonel futbol Yalçınkaya'ya 'tam senlik oyuncu var' der. Zeki klaptanımı yolda görseniz futbolcu demezsiniz. Bir gıdım kasıntılığı, kibiri yok da ondan. GS'yi kupadan eleyip çeyrek finale kalan Karşıyaka'nın tek golünü Haydar'ın ağlarına yollayan adam gibi adamdır. Ruhu sporcudur. 1983-84 sezonu, hakem Talat Tokat, İzmir Atatürk Stadı.
ÖMER AKGÜÇ'ÜN YOLUNU AÇTI
Keser 'ek derse' yollar 2009'lu Ömer Akgüç'ü, Yalçınkaya'ya. Tee Gaziemir'den Karşıyaka'ya gelir. Haftanın üç günü Ömer. Hem de sabah 9'da başlayan antrenmana. 2 ay süresince geç kalmaz, hiç aksatmaz, dinler, öğrenir, geliştirir. Tüm antrenmanlarını topla yaptırır Yalçınkaya. Sahada nasıl olsa topla oynayacak diye. O bir dripling ustası zaten. At topu önüne şov yapsın. Topu saklar, topu koşturur. Hamdı, yanacak, sonra pişecek.'Bir bak denen o evlat' Ömer Akgüç'ün, babası şimdi duacıdır. Manisa FK'ya transfer olur, Milli takım seçmelerine davet edilir. Soruyorum. Topu görüp bomba diye karakola götürecek arkadaş, sadece üniversite mezunuysa, bunu yapabilir miydi ? Lafım herkese değil tabi anlayana. Anlayan zaten doğru anladı bile. Eğitim böyle bir şey. Düşünmene, anlayışına kalmış. Bu arada antrenör adayları için 3 orta, 5 yan hakemlik yapma şartı, niye kaldırıldı ? Cehalet, en büyük yenilgi, hezimet.