Günlük hayatın koşturmacası içinde sıkça karşılaşılan dağınık masalar, dağılmış oyuncak odaları ve karışık mutfaklar, bazen sadece göz yorucu değil, aynı zamanda kaygı seviyemizi artıran faktörler olabiliyor. Peki, dağınık bir ortam gerçekten kaygıyı tetikliyor mu? Bilim insanları bu konuda önemli veriler elde etti.
‘BEYNİMİZ DÜZENİ SEVER’
webtekno'nun haberine göre; Araştırmalar, düzenli bir çevrenin beyin işlevlerini artırdığını ortaya koyuyor. Dağınık bir ortamda, beyin birden fazla uyarana aynı anda odaklanmaya çalışırken, bu durum zihinsel kapasiteyi zorlayarak kaygıyı artırabiliyor. Herhangi bir nesne, örneğin boş bir kahve fincanı, bile zihnimizi meşgul edebiliyor. Çoğu zaman bu, verimliliği olumsuz etkileyerek kaygıyı artırıyor.
‘YÜK ARTTIKÇA STRES DE ARTIYOR’
Dağınıklık sadece zihinsel yükü değil, aynı zamanda fiziksel sağlık üzerindeki etkileriyle de dikkat çekiyor. Yapılan araştırmalar, dağınık bir evin, özellikle kadınlarda, stres hormonlarını artırarak bedensel ağrılara yol açabileceğini gösteriyor. Ayrıca, çevresindeki düzensizlik nedeniyle kişiler daha fazla kaygı hissedebiliyor. Dağınıklıkla mücadele eden kişilerde aşırı kilolu olma oranı da daha yüksek. Çünkü dağınık bir ortamda kişi, duygusal yeme davranışlarını daha sık sergileyebiliyor.
‘ÇÖZÜM MİNİMALİZMDE Mİ?’
Son yıllarda minimalizm felsefesi, gereksiz eşyaları ortadan kaldırarak zihinsel dinginlik sağlamak adına popülerleşti. Bu yaklaşım, çevresindeki düzensizliği azaltmak isteyenler için bir çözüm olabilir. Ancak, araştırmalar düzenli bir yaşam alanının kaygıyı azaltabileceğini söylese de, dijital dağınıklık da ciddi bir sorun olarak öne çıkıyor. E-postalar, bildirimler ve dijital içerik, zihinsel dağınıklığa yol açabiliyor.
‘ZİHİNSEL SAĞLIK İÇİN ÖNERİLER’
Eğer bir yerden başlamak istiyorsanız, işe küçük alanları düzenleyerek başlayabilirsiniz. Çalışma masası, mutfak veya yatak odasında küçük düzenlemelerle zihinsel yükünüzü hafifletebilirsiniz. Düzenli bir yaşam alanı için rutinler oluşturmak ve gereksiz eşyalardan kurtulmak, kaygıyı azaltabilir. Ayrıca, dağınıklık sebebiyle oluşan kaygıyı diğer ev halkıyla paylaşarak, sınırlar belirlemek de sağlıklı bir çözüm olabilir.