Kambur oturmanın zararını bilmemize rağmen neden vazgeçemiyoruz? Kambur oturmanın zararını bilmemize rağmen neden vazgeçemiyoruz?

YASEMİN EKREN/EGE TELGRAF- Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve UNICEF tarafından çocukluk çağı aşılama oranları açıklandı. 2023 yılı bağışıklama verilerine göre küresel aşılama oranlarında ilerleme kaydedilmedi. Veriler çocuk bağışıklığı konusunda 2019 yılındaki pandemi öncesi seviyenin altına düşüldüğünü gösterdi. DSÖ ve UNICEF sağlık hizmetlerinde oluşan kesintilerin, lojistik zorlukların, aşı tereddüdünün ve sağlık hizmetlerine erişim konusundaki eşitsizliklerin bu düşüşe neden olduğunu aktardı. İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Nuri Seha Yüksel, çocuk bağışıklama konusunda Aile Sağlığı Merkezleri’nin başarılı bir çalışma yürüttüğünü ifade ederek, “Bebek aşılanması konusunda başarılıyız ancak son dönemlerde aşı reddinde bir artış var. Pandemi sürecinde aşılarla ilgili bilgisizce ve sorumsuzca yapılan açıklamalar bu oranın artmasına neden oldu. Sağlık Bakanlığı’nın, aşılama konusundaki söylemlerini daha güçlü ve yaygın hale getirmesi gerekiyor. Aşı uygulamasında, sorumluluğun aile hekimlerine bırakılması büyük bir sorun. Uygulama yapılmaması durumunda biz hekimlerin hak edişlerinde kesinti yapılması ceza yöntemi olarak kullanılıyor. Dönemsel aşı eksiklikleri yaşıyoruz. Sistem üzerinden aşı ihtiyacının net olarak bilinmesine rağmen planlamada, aşı alımında ve dağıtımındaki yetersizlikler bağışıklama hizmetlerinin sürdürülmesini engelliyor. Bu eksikliği yaşadığımız dönemlerde aklımıza 2011 yılında kapatılan Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü geliyor. Kendi aşılarımızı üretebileceğimiz bir çalışmanın hızla tamamlanması gerekiyor. Son günlerde belli başlı illerde aşı miktarında yetersizlik yaşanıyor. İzmir için bu sorunu yaşamayacağımızı öngörüyoruz ancak bu konuda acil bir çözüm üretilmesi gerekiyor” dedi.

Aşı

Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği (EKMUD) Bağışıklama Çalışma Grubu adına açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Meltem Taşbakan ve Prof. Dr. Hüsnü Pullukçu, bebeklerin ve küçük çocukların bağışıklık sistemlerinin güçlü olmadığı için bulaşıcı hastalıklardan daha fazla etkilenebileceklerini söyledi. İkili, “Dünyada özellikle gelişmemiş veya az gelişmiş ülkelerde aşıya ulaşım konusunda büyük sorunlar var. Üstelik bu ülkelerde doğum oranları yüksek. Aşıya ulaşımın az olması aşılanmamış çocuk sayısının fazla olmasının sebebidir. Tersi olarak da gelişmiş ülkelerde aşı karşıtlığı nedeni ile çocuklarda aşılanma oranları düşük olabilmektedir. Bazı ülkelerde yaptırımlar uygulanmaktadır. Örneğin, para cezası veya aşı karşıtı ailelerin çocuklarının diğer çocuklarla aynı kreş, okullara alınmaması gibi ciddi ve gerekli olduğunu düşündüğümüz yaptırımlarda uygulanmaktadır. Aşılanma olmazsa dünyada bulaşıcı hastalıkların salgınının başlaması ve buna bağlı sakatlık ve ölümlerin görülmesi riski artar” şeklinde konuştu.

Kaynak: EGE TELGRAF