Ekonomi

Arıcılar destek bekliyor: ‘Sahtesini yiyeceğine reçel tüket daha iyi!’

‘Tüketimi, üretim miktarını aştı’ sözü, Türkiye’yi deyim yerindeyse sahte bal cennetine dönüştürdü. Sahte balcıların başlarını ağrıttığını söyleyen arıcılar, yöneticilerden destek bekliyor

Abone Ol

Bal, mucizevi bir gıda. Arıların, bir gram balı üretebilmek için dört binden fazla çiçekten nektar toplaması gerekiyor. Ancak sofraların baş tacı, şifa kaynağı balın son dönemde tadı kaçtı. Türkiye'de bir senede yaklaşık 70 bin ton bal üretilirken 130 bin ton tüketilmesi akıllarda soru işareti bıraktı. Arıcı birlikleri, vatandaşın sahte bal yemektense reçel tüketmesinin daha yararlı olacağı önerisini yapıyor.  

‘TOPLUMSAL BİR SUÇ’

Ege Telgraf Gazetesi Muhabiri Nihat AK'ın haberine göre Üretilen ve tüketilen bal arasında ciddi bir farkın olduğuna dikkati çeken İzmir Arıcılar Birliği Başkanı Hüseyin Şengül, “Hangi ürün olursa olsun, hangi ülkede olursa olsun, bir ürünün tüketim miktarı üretim miktarını geçemez. Ama gelin görün ki Türkiye’de 70-80 bin ton bal üretiliyor. Piyasadan alınan 120-130 bin ton bal bir yılda tüketiliyor. Aradaki fark ithal de edilmiyor. Durum böyle olunca gerçek bal, olması gereken fiyatının yüzde 60 daha azına raflarda satılıyor. Kaynağı belli olmayan balı göz göre göre halka satmak toplumsal bir suçtur. Bu, arıcılarımızın bin bir zorlukla ürettiği tatlı emeğe ihanettir. Kaynağı belli olmayan ürünler tüm gıda sektöründe olduğu gibi arı ürünlerini de tehdit ediyor” dedi.

‘KÜLLERİNDEN DOĞUYOR’

Çam balı üretiminde toparlanma olduğunu belirten Başkan Şengül, “İklim değişimi ve şiddetini artıran kriz, çam balı verimini etkiliyor. Çam balı aldığımız bölgede yaşanan büyük orman yangınları sorunu daha da derinleştirdi. Buna rağmen toparlanma süreci yaşıyoruz. Deyim yerindeyse çam balı arıcılığımız küllerinden yeniden doğuyor. Üretimde bu yıl daha iyiyiz. Bölgedeki arıcılarımızın büyük bölümü ilk bal sağımlarını yaptı. İkinci hasada başlayan arıcılarımız var. Çam balı bizim heyecanımızı yükseltiyor. Çam balında yüksek verim için gerekli olan nemli ortam oluştu. Arıcılar, 2021'de günlerce devam eden yangınlarda tahrip olan bal ormanlarının yerine farklı alanlara yöneldi. Tüm bu olumlu gelişmeler ışığında bu yıl çam balı rekoltesinin yüzde 30-40 civarında artacağını tahmin ediyoruz” ifadelerini kullandı.

 

‘GENÇLEŞTİRMELİYİZ’

Arıcılık nüfusunun gençleştirilmesi gerektiğini vurgulayan Şengül, “Bal gibi mucizevi bir ürün var elimizde. Faydaları saymakla bitmiyor. Ama bunun üretilmesi ve üreticinin emeğinin karşılığını almasında ciddi problemler yaşıyoruz. Arıcılık yapanların büyük bölümü yaşlı nüfustan oluşuyor. Gençlere de kadınlara da balcılık eğitimleri veriliyor ama sürdürülebilir bir arıcılık için desteklere ve gelir artırıcı tedbirlere ihtiyaç var. Acılık yapan yaklaşık 100 bin kişi varsa bunun 70 bini yaşlılardan oluşuyor” dedi.

‘DESTEKSİZ OLMAZ’

Maliyetlerin rekabetlerine engel olduğunu belirten Başkan Şengül, “Avrupalı arıcılar destekleniyor. Bir kovandaki arıyı beslemek için 15 kilogram şekere ihtiyaç var. Eskiden verilen şeker desteği artık verilmeyecek gibi görünüyor. En azından bir bölümünü verseler, destek destektir. Daha birkaç yıl önce mazotun litresi 4-5 liraydı. Şimdi 40 lira. Bu yıl nakliye için bizden 30-40 bin lira istiyorlar. İşçi çalıştıran arkadaşlarımız var. Şeker bin 600 lira. Biz gerçek çam balını yüksek maliyetlerle üretebiliyoruz. ‘Dünya çam balı üretiminde ağırlığımız var’ demek yetmiyor. Çam balında gelişmiş ülkeler Uzak Doğu balına yöneliyor. Avrupalı’ya biz daha yakınız ama onlar gidip balı Çin’den alıyor” diye konuştu.