Diyarbakır'da, "Diyarbakır'ın kalbi" olarak adlandırılan Amida Höyük'teki kazı çalışmalarında önemli bir bulguya ulaşıldı. Geç Uruk dönemine tarihlenen silindirik bir mühür, kazı alanında uzman ekipler tarafından gün yüzüne çıkarıldı. Kazılar, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izniyle Dicle Üniversitesi (DÜ) Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İrfan Yıldız liderliğinde 2018 yılından bu yana devam ediyor.
Amida Höyük, Hurri-Mitannilerden Osmanlı İmparatorluğu'na kadar birçok medeniyete ev sahipliği yapmış tarihi bir alan. Kazılar sırasında, yaklaşık 1800 yıllık su kanalları, kalorifer sistemleri, mezar odaları ve Birinci Dünya Savaşı’ndan kalma el bombaları gibi çeşitli kalıntılar da gün ışığına çıkarıldı.
Bu yılki kazılarda, Artuklu Sarayı'nın kabul salonunun güneyindeki odada ve Saraykapı ile kral yolu arasındaki bölgede çalışmalara odaklanıldı. Prof. Dr. Yıldız, Amida Höyük’te 10 bin yıl boyunca kesintisiz bir yaşam sürdüğünün kanıtlandığını ifade etti. Yıldız, “Eriha'dan sonra, kesintisiz yaşamın netleştiği ikinci alan olarak Amida Höyük öne çıkıyor” dedi.
Silindirik Mührün Özellikleri
Bulunan mühür, Geç Uruk dönemine ait olup, milattan önce 3400 ile 3100 yılları arasına tarihlendirilmektedir. Yıldız, mühürde baklava dilimi şeklinde geometrik süslemeler bulunduğunu belirtti. "Bu mühür, belgelerin, çuvalların ve çömleklerin ağzını kapatmak için kullanılmıştır. Bulunması, bölgede güçlü bir ticaret ağı olduğunun da bir göstergesidir" şeklinde konuştu. Daha önce, Bismil ilçesindeki Müslümantepe Höyüğü'nde de benzer bir mühür bulunmuştu; ancak Amida Höyük'teki mühür kırık durumda.