Dünya

Amerikalı uzmanlar Malatya depremini yorumladı: Sismik boşlukta oluştu

Amerikalı uzmanlar, Malatya depreminin son yıllarda bölgede meydana gelen depremler sonrası oluşan sismik boşlukta meydana geldiğini öne sürdü.

Abone Ol

2020 yılında Elazığ'da meydana gelen depremler ile 6 Şubat 2023 depremlerinin etkileri hâlâ hissedilmeye devam ederken, uzmanlar Malatya'daki yeni depremle ilgili dikkat çekici bir analizde bulundu. ABD'li uzmanlar, Elazığ ve 2023 depremleri sonrasında ortaya çıkan kırılmaların ortasında farazi bir "sismik boşluk" olduğunu iddia etti. Bu teoriyi savunan araştırmacılar, Malatya'nın Kale ilçesinde meydana gelen 5,9 büyüklüğündeki depremin bu boşlukta gerçekleştiğini belirtiyor.

Araştırmacıların Görüşleri

Cornell Üniversitesi Dünya ve Atmosferik Bilimler Fakültesi'nde misafir yardımcı doçent olarak görev yapan Dr. Judith Hubbard ve Dr. Kyle Bradley, bu depremin tetiklenmiş bir olay olduğunu öne sürdü. Uzmanlar, bu durumu "kısmen artçı bir deprem, kısmen de kendi başına bir deprem" olarak tanımladı.

Elazığ Depreminin Etkileri

Makalede, Malatya'daki depremin, 6 Şubat'taki depremlerin artçılarıyla aynı alanda, ancak yüzey kırılmasının biraz daha kuzeydoğusunda yer aldığına dikkat çekildi. Özellikle Malatya depreminin, Elazığ depreminin güneybatısındaki kırılmaya oldukça yakın bir noktada meydana geldiği vurgulandı.

Kesin Bilgi Eksikliği

Araştırmacılar, Malatya'daki depremin 2020'deki doğal afetin kayma alanı içinde kalıp kalmadığına dair kesin bir bilgi bulunmadığını ifade ederek, bu konunun daha detaylı çalışmalarla netlik kazanabileceğini belirtti. Uzmanlar, 2020 ve 2023'teki depremlerin fay üzerindeki baskıyı artırarak Malatya'daki depremin meydana gelme olasılığını yükseltmiş olabileceğinin altını çizdi. Ayrıca, bölgedeki araştırmacıların yaklaşık 5 büyüklüğünde bir deprem beklediği, ancak 5,9 büyüklüğündeki Malatya depreminin tahmin edilenden daha büyük olduğu vurgulandı.

Sismik Boşluk Nedir?

Sismik boşluk, belirli bir bölgede beklenen bir depremin ardından aktif fay hattı boyunca önemli bir sismik etkinlik olmaması durumunu ifade eder. Bu durum, fay hattı boyunca yerel olarak stres birikiminin devam ettiğini ve gelecekte potansiyel bir depremin meydana gelebileceğini gösterir. Yani, depremler sonrasında fay hattında sessiz kalan bölgeler sismik boşluk olarak adlandırılır. Bu boşluklar, enerjinin birikmesiyle bir noktada aniden serbest kalma riski taşıyan potansiyel deprem alanlarıdır. Dolayısıyla, sismik boşluklar deprem bilimcileri tarafından izlenmekte ve gelecekteki büyük depremlerin olası yerlerini tahmin etmeye yardımcı olmaktadır. Bu durum, depremler öncesinde ve sonrasında yer kabuğunun nasıl hareket ettiğini anlamamıza katkı sağlamaktadır.