Sağlık

Alzheimer: Gelecekteki en büyük sağlık sorunuyla yüzleşirken neler bilmeli?

55 milyondan fazla insan Alzheimer hastalığıyla mücadele ediyor. Her yıl yaklaşık 10 milyon yeni vaka eklenirken, bu sayı 2050'ye kadar 139 milyona ulaşabilir. Uzmanlar, hastalığın risk faktörlerine dikkat çekiyor ve erken teşhisin önemini vurguluyor

Abone Ol

Dünya genelinde yaşlı nüfusun artışı ile birlikte Alzheimer hastalığına yakalanan kişi sayısı 55 milyonu aşmış durumda. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, her yıl yaklaşık 10 milyon yeni Alzheimer vakası kaydedilirken, bu rakamın 2050 yılına kadar 139 milyona ulaşması bekleniyor.

Alzheimer, beyin hücrelerinin zamanla ölmesi sonucu ortaya çıkan hafıza kaybı ve bilişsel fonksiyonlarda azalma ile karakterize edilen bir nörodejeneratif hastalık. Her 3,2 saniyede bir kişinin Alzheimer'a yakalandığı belirtilirken, bu hastalığın en yaygın türü olan demans, dünya genelinde 7. önde gelen ölüm nedeni olarak gösteriliyor.

1906 yılında ilk kez Alman psikiyatrist Alois Alzheimer tarafından tanımlanan hastalık, özellikle 65 yaş üzerindeki bireylerde ciddi beyin hasarlarına yol açıyor. Günlük aktivitelerde azalma ve davranış değişiklikleri ile kendini gösteren Alzheimer’ın bilinen bir tedavi yöntemi bulunmuyor.

Alzheimer hastalarının yüzde 60’tan fazlası düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşıyor. Hastalığın yıllık küresel maliyetinin şu anda 1,3 trilyon ABD doları olduğu, 2030'a kadar bu rakamın 2,8 trilyona çıkacağı öngörülüyor. Bu durum, Alzheimer'ın yıllık maliyetinin dünyanın en büyük 8. ekonomisi olan İtalya'nın mevcut gayrisafi yurt içi hasılasını geride bırakabileceğini gösteriyor.

Türkiye’de ise yaklaşık 700 bin Alzheimer hastası bulunuyor. Uzmanlar, hipertansiyon, diyabet, obezite, sigara ve alkol tüketimi ile depresyonun Alzheimer riskini artırdığı konusunda uyarılarda bulunuyor.

Mevcut tedavi yöntemleri bu hastalığı iyileştiremiyor, ancak düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme ve stres yönetimi gibi önlemlerle riskin azaltılabileceği belirtiliyor. Farkındalık eksikliği nedeniyle dünya genelinde demans hastalarının yaklaşık yüzde 75’inin teşhis edilmediği tahmin ediliyor. Düşük ve orta gelirli ülkelerde bu oran yüzde 90'a kadar çıkabiliyor.