Dünyanın en mistik topraklarına saygı duruşu niteliğindeki koleksiyonun sunulduğu defileye, sanat, moda, tasarım, cemiyet ve iş dünyasından aralarında Nebahat Çehre, Nilperi Şahinkaya, Büşra Develi, Merve Dizdar, Melike Şahin, Feryal Gülman, Fatoş Altınbaş, Nil Bentürk, Nejdet Ayaydın, Emel Ayaydın, Arzu Sabancı, Melisa Şenolsun, Ahu Yağtu, Göksel, Yeşim Ceren Bozoğlu, Esra Erol, Bige Önal, Başak Dizer Tatlıtuğ, Eda Gürkaynak, Burak Deniz, Gülcan Arslan, Deniz Marşan, Tolga Sezgin, Mehmet Sezai Yücebaşoğlu, Özge Ulusoy, Maya Portakal Bitargil, Yasemin Dormen, Nazlı Çelik, Mirgün Cabas, Zeynep Yüksektepe, Şebnem Schaefer, Eda Gürkaynak, Dila Tarkan, Nur Bilen Yavuzer, Özlem Avcıoğlu, Arzu Kaprol, Ayşe Brav, Mehtap Elaidi, Gamze Saraçoğlu, Yasemin Öğün, Pelin Kaya, Gökay Gündoğdu, Ayşe Tolga, Melis Ağazat, Meriç Küçük, Eda Zamanpur, Ezgi Apa, Şansım Adalı, İrem Yargıcı Ramazanoğlu, Gül Ağış, Belma Özdemir, Giray Sepin, Nihan Peker, Özlem Kaya, Eylül Su Sapan, Saba Tümer, Seda Domaniç, Cem Pilevneli ve Güneş Ekin’in de bulunduğu 500 davetli katıldı.

Anadolu'nun geleneksel üretim tekniklerini ve kumaşlarını güncel formlarla buluşturarak, kadınların bu mirasa kattığı değeri vurgulayan Özgür Masur, Anadolu tarihinin ötesine, medeniyetler arası 100 yıllık bir yolculuğa çıkarken, Cumhuriyetimizin bu özel yılına atıfta bulunuyor.  Masur, her bir işleme detayını toplumsal bir hikâye ile bağdaştırıyor, Anadolu kültürüne ait büyüleyici parçalara hayat veriyor. Tamamı bu topraklarda geliştirilen işleme teknikleri ile yine bu toprakların yetiştirdiği zanaatkarlarla üretilen koleksiyon, Masur’un eşsiz couture yeteneğini bir kez daha gözler önüne seriyor.

İnternetten kıyafet alışverişi yaptı|Bakın içinden ne çıktı? İnternetten kıyafet alışverişi yaptı|Bakın içinden ne çıktı?

Özgür Masur; ‘’Anatolia koleksiyonu ülkeme bir armağan.’’

Anatolia koleksiyonunu ülkesine bir armağan olarak tanımlayan tasarımcı; ‘’Bu benim ikinci imza koleksiyonum ve bu süreçte kendi DNA’mın peşine düştüm. Anatolia ile kadınlarımızı onurlandıran bir koleksiyon ortaya koymaya ve bu topraklarda gizlenen hikayeleri kadının perspektifinden anlatmaya özen gösterdim. Bu topraklardaki her birey gibi bunu yaparken ben de cesaretimi Cumhuriyetimizden aldım. İşte bu yüzden sadece yüz yıllık değil, yüz parçalık bir hikâyeye dönüştü. Ben koşullar ne olursa olsun kadının gücünü kutlamaktan vazgeçmeyeceğim, çünkü Cumhuriyet sınırsız, sonsuz ve koşulsuz düşünmeyi beraberinde getirir.” diyor. 

Anadolu medeniyetlerinden ilham alan formları Özgür Masur evreninde içselleştirerek, birçok sanat akımından referans alan tasarımcı, yeni koleksiyonunu Türkiye’nin dört bir yanındaki kadın enstitülerinde gerçekleştirdiği üç yıllık araştırma süreci ardından tamamladı. Cumhuriyet dönemiyle birlikte kendi rönesansını yaşadığının altını çizen Masur, ilhamını Cumhuriyetin getirdiği cesaret ve kadınların özgürleşmesinden alıyor.

Koreografisini ve prodüksiyonunu Uğurhan Akdeniz’in üstlendiği defilenin styling çalışmalarını Burak Sanuk gerçekleştirirken, makyaj tasarımları Kryolan ürünleri ile Ece Birsen tarafından, saç tasarımları ise İbrahim Zengin ve No21 ekibi tarafından gerçekleştirildi.

 "MODAYLA ALAKALI BİR ŞEY Mİ?" 

Geceye katılan isimler arasında Şebnem Schafer da vardı. Sorulara yanıt veren Schafer, "Bu gün kırmızı beyaz giydim. Cumhuriyet'imizin 100. yılı diye buraya layık olmaya çalıştım." diye konuştu. Saçlarının arkasını da kazıtan ve çok beğendiğini söyleyen Schafer, "Modayla alakalı bir şey mi bu bilmiyorum ama ben beğendiğim için yaptırdım." dedi.  

"BAŞIN SAĞ OLSUN DEMEDİLER" 

Özge Ulusoy da geceye katılan davetliler arasındaydı. Ulusoy, 73 yaşındaki babasını geçtiğimiz yıl bir trafik kazasında kaybetmişti. Yaşananların ardından ise dava yoluna giderek bu olayın sonuçlanmasını istemişti. Geçtiğimiz hafta dava sonuçlandı. Özge Ulusoy'un babası Haydar Ulusoy'a aracı ile çarpan Elif Nasır, 3 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. Konuyla ilgili konuşan Özge Ulusoy, "Babamı suçlu gösterdiler ilk başta. Yalancı şahitler ile yapıldı bu. Adli tıp raporu ile babamın tamamen suçsuz olduğu kanıtlandı. Hapis cezası bir nebze de olsa içimizi rahatlattı aslında. Üst mahkemeye de gittim ama sonuna kadar hakkımızı arayacağız. Çünkü bu dava başkalarına da bir emsal olacak. Bana başın sağ olsun bile demedi karşı taraf." diyerek sonuna kadar bu davanın arkasında olduğunu dile getirdi.  

BURAK DENİZ'İN PİŞTİ GECESİ  

Geceye katılan bir diğer isim de Burak Deniz'di. Geceyle alakalı konuşan Burak Deniz, muhabirlerin "Kadınların giyiminde nelere dikkat edersiniz? Dekolte kıyafetleri beğenir misiniz?" sorusuna, "Şimdi dekolte dersem olay tek bir yere çekilecek. Ben güzel olanı seviyorum diyebilirim." dedi. Sosyal medyada gündem olan ve birlikte bir projede oynadığı Hande Erçel'in oyunculuğunun eleştirilmesi hakkında da konuşan Burak Deniz, "Bu çok beğeniye açık bir konu. Eleştiriler olcaktır. Kötü yorumdan da tabii ki etkiliyordur insanları ama dediğim gibi bunlar okuyup geçtiğimiz şeyler olarak kalıyor. Herkes en iyisini yapmaya çalışıyor." diye konuştu. Burak Deniz geceye katılan eski sevgilisi Büşra Develi ile de pişti oldu.  

"GECE YATAĞA GİRDİĞİMDE ALIŞVERİŞ YAPIYORUM" 

Yine geceye katılan bir diğer isim Nilperi Şahinkaya'ydı. Geçtiğimiz aylarda Burak Deniz ile mahkemelik olan Nilperi Şahinkaya, katıldığı gecede davalık olduğu Burak Deniz ile pişti oldu. Gazeteciler'i kırmayarak sorulara yanıt veren Nilperi Şahinkaya, "Yeni best friend Bige Önal. Onunla beraber hazırlandım geceye ve onunla beraber geldim." diyerek güldü. Alışverişlerini kendisinin yaptığını söyleyen Şahinkaya, "Ben çok alışveriş merkezine gitmiyorum ya. Online alışveriş daha güzel oluyor. Hepimizin bildiği ve tükettiği markalar var oralardan alışveriş yapıyorum. Sık sık yapıyorum ama gecenin bir vakti yatağa girdiğimde online alışveriş yapan birisiyim. Bence bütün kadınlar da bu tongaya düşüyorlar. Bir de akşamları oluyor hepimize." diyerek güldü.  

KIYAFETİYLE DİKKATLERİ ÜZERİNE ÇEKTİ 

Melisa Şenolsun da geceye katılan ünlü simalardandı. Geceye katıldığı kıyafet ile adından çokça söz ettiren Şenolsun, muhabirlerin "Kıyafetleriniz hakkında çevrenizdeki insanlardan bolca yorumlar alıyorsunuzdur. Neler söylüyorlar sizlere bizimle paylaşabilir misiniz?" sorusuna gülerek yanıt veren Melisa Şenolsun, "Günlük kıyafetlere göre böyle etkinliklere daha özenli gelmeye çalışıyorum. Benim için farklı bir şey değil aslında. Normalde neysem oyum yine." dedi.  

"ÇOK SEVİYORDUM AŞK-I MEMNU EKİBİNİ" 

Usta oyuncu Nebahat Çehre de gazetecilerin sorularına yanıt verdi. Aşk-ı Memnu dizisinde birlikte yer aldığı Beren Saat ile buluşan Nebahat Çehre, "Çok güzel yorumlar aldık. Çok seviyordum Aşk-ı Memnu ekibini. Güzel kadro, güzel oyuncular, güzel roller bir arada olunca çok güzel bir şey çıkıyor ortaya. Biz zaten ekip olarak hep birbirimizi çok sevdik. Eserin de çok güzel bir eser olması tabii ki çok büyük bir etken." dedi. Yılmaz Güney ile ilgili sorulara, "Konuşmak istemiyorum, iyi akşamlar sizlere." diyerek sorulara yanıt vermedi.  

"HİPERAKTİFLİK VAR"

Geçtiğimiz aylarda Cannes Film Festivali'nde en iyi kadın oyuncu ödülüne layık görülen Merve Dizdar'da soruları yanıtladı. Her zaman pozitif olarak görülen Dizdar, "Arkadaşlar ben sizleri görünce çok mutlu oluyorum. Böyle hep beraber olunca sevdiğim insanlar da burda olunca kendimi iyi hissediyorum." dedi. Daha önce defileye gitmediğini de dile getiren Merve Dizdar, "Arkadaşlar ben daha önce hiç defile izlemedim. Modayı da takip edemiyorum açıkçası ama dergilerden fotoğraflara falan çok sık bakıyorum. Şu an çok heyecanlıyım çünkü ilk kez izleyeceğim. Kendi alışverişimi de kendimce yapıyorum. Tabii ki profesyoneller ile çalışıyorum ama kendimin de çok iyi bu işleri yapabildiğini düşünmüyorum. O yüzden profesyonellere bırakıyorum." diyerek güldü. Bir itirafta da bulunan Dizdar, "Gecelere gittiğimizde giydiğimiz kıyafetleri giyince ben zorlanıyorum. En önemli şey rahatlık bence ve özel gecelerde giyilen kıyafetler biraz rahatsız. Ben eli kolu çok oynayan birisiyim pek duramam yerimde o yüzden zor geliyor. Hiperaktiflik var biraz. Herhangi bir kaza olmasın diye de o yüzden ekstra dikkat ediyorum." dedi.

Kaynak: snobmagazin