Başkan Özdağ, Türkiye'nin son dönemde yaşadığı iç karışıklıkların, Zafer Partisi'nin daha önce yapmış olduğu uyarıların bir göstergesi olduğunu belirtti. Hükümetin göç politikalarını eleştirerek, Türkiye'nin Ortadoğu'daki diğer ülkelerin yaşadığı iç karışıklıklar gibi bir duruma sürüklenmemesi gerektiğini savundu. Özdağ, sınırların güvenliği konusundaki ihmalin önemine vurgu yaparak, sınırların antipersonel mayınlarla güçlendirilmesi gerektiğini önerdi. Ayrıca, Türkiye'nin yıllardır büyük bir mülteci nüfusuna ev sahipliği yaptığını ancak bu sürecin artık sınırlarına geldiğini ifade etti. Suriyeli mültecilerin Türk vatandaşlarıyla eşit şartlarda sağlık hizmeti alması gerektiğini, aksi takdirde Türk milletinin bu konudaki tepkisinin artacağını belirtti. Özdağ, aynı zamanda iktidarın, halkın tepkisini dikkate almayarak Türk milletine karşı sorumluluklarını yerine getirmediğini ve bu durumun ülkeyi daha büyük sorunlarla karşı karşıya bırakabileceğini söyledi. Özellikle Kayseri'deki olayların, halkın tepkisiyle ortaya çıktığını ancak yabancı servislerin bu durumu provoke etme potansiyeline sahip olduğunu da ekledi.
Halkın güvenliği ve yaşam kalitesinin arttı
Gaziantep örneğinden de bahseden Özdağ, halkın güvenliği ve yaşam kalitesinin arttığını söyleyerek, bu durumun devam etmesi gerektiğini vurguladı. Ancak iktidarın, halkın taleplerini göz ardı etmesi halinde, tepkilerin daha da büyüyeceği uyarısında bulundu.
Son olarak, Türkiye'nin güvenliğini tehdit eden faktörler arasında Ottowa Anlaşması'nın da olduğunu belirten Özdağ, bu tür uluslararası anlaşmalardan çekilmenin Türkiye için önemli olduğunu savundu. Türk milletinin öfkesini azaltmanın yolunun adaletli politikalar izlemekten geçtiğini ifade eden Özdağ, Zafer Partisi olarak bu konuda hukukun üstünlüğü ve devletin sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini vurguladı. Ümit Özdağ'ın bu açıklamaları, Türkiye'nin iç politikaları ve uluslararası ilişkileri açısından önemli tartışmalara yol açarken, hükümetin bu yönde nasıl bir politika izleyeceği merak konusu oldu.
