Yurt dışındaki boşanma kararının ülkemizde uygulanması -2

Abone Ol

Kural olarak, tanıma ve tenfiz koşulları mahkemece re’sen araştırılmak zorundadır.
İstisnai olarak davalının ileri sürmesi koşuluyla mahkemece dikkate alınan koşullar vardır. Bunlar; 
1.    Aşırı yetki (mahkemenin yetkisini aşmış olması) (MÖHUK m. 54/b)
2.    Savunma haklarının ihlali (MÖHUK m. 54/ç)
3.    Tenfiz engelleri (MÖHUK m. 55/2)
Tanıma ve tenfizin ön koşulları, esas koşulları ve tenfiz engellerini ayrı ayrı kısaca inceleyelim.

Ön koşullar
Öncelikle, yabancı bir devlet mahkemesi tarafından, ilgili ülke mevzuatına uygun olarak verilmiş verilmiş bir ilam bulunmalıdır. Nihai karar niteliği taşımayan ara kararları, tespit kararları, hakem kararları için bu hükümler uygulanmaz. Ancak, uluslararası sözleşmeler veya özel kanun hükümleriyle yabancı idari makamlar tarafından verilen kararların da tanıma tenfiz davası konusu olması mümkün olabilmektedir.

İkinci husus, yabancı mahkeme kararları hukuk davalarına ilişkin olmalıdır.
Mahkeme kararı hükümlerinin niteliğine göre değerlendirme yapılır, idari kararlar, iflas kararları gibi hükümler için tenfiz uygulanmaz.

Üçüncü husus, kararın ilgili ülke hukukuna göre kesinleşmiş olması şartıdır. 

Esas koşullar 
Öncelikle “karşılıklılık“ esası gözetilir.  Yani kararı veren ülke ile ülkemiz arasında sözleşmeden kaynaklanan veya mevzuat gereği bir karşılıklılık olmalıdır. Uygulama her iki ülke için de yapılabilir olmalıdır.

Bunun dışında, ilgili karar, yalnızca Türk mahkemelerinin yetkisine giren bir konu olmamalıdır. İşte bu, “aşırı yetki” veya “yetki aşımı” olarak nitelendirilen bir husustur. Aksi halde ülkemiz açısından kamu düzenine aykırılık söz konusu olacaktır ki bu da kabul edilemez. Yetki aşımına, gayrimenkul davalarının ancak gayrimenkulün bulunduğu yerdeki mahkemelerin yetkili kılındığına ilişkin örneği vermek mümkün olabilecektir. Türkiye’deki bir taşınmaz, örneğin Almanya veya Fransa vs herhangibir ülkede yargılama konusu yapılamaz.

Karar, Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmamalıdır: Yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi için Türk kamu düzeninin müdahalesini gerektirebilecek bir hüküm taşımaması şart olarak kabul edilmektedir.Tanıma ve tenfiz talebine konu yabancı kararın Türk kamu düzenine aykırı kararı olup olmadığının tespiti, esas itibariyle hâkimin takdirine bırakılmaktadır. Fakat hakim, takdir yetkisini kullanırken milletlerarası özel hukukun varlık nedenini ve genel ilkelerini dikkate almalıdır.Bir diğer husus da yabancı mahkeme tarafından verilmiş olan kararın açıkça Türk kamu düzenine, Anayasa hükümlerine veya Türk örf adeti veya yasalarına aykırı olması durumudur. Bu durumda da yabancı mahkeme ilamı tanıma/tenfiz konusu edilemez.

Yabancı ülke kararı verilirken davalının savunma hakkının temin edilmiş olması gerekmektedir. Öncelikle, savunma hakkına uyulup uyulmadığının ilgili ülke hukukuna göre tespit edilmesi gerektiğini ifade etmek isterim. Hatta, ilgili ülke mevzuatı savunma hakkını kısıtlayıcı nitelikteyse bu hususlar da dikkate alınmaktadır. Savunma hakkına uyulup uyulmadığı hangi kriterlere göre belirlenir?
1.    Davaya davet edilip edilmediği hususu incelenir.
2.    Davada temsil edilip edilmediği hususu incelenir.
3.    Davalı gıyabında hüküm tesis edilmiş ise, yeterli tetkikatın yapılıp yapılmadığı hususunun araştırılması gerekmektedir.

Tanıma/tenfiz talebinin kabul edilemeyeceği bir diğer husus da ilgili yabancı mahkeme kararının kısmen ya da tamamen yerine getirilmiş olması durumudur.İzleyen yazımızda idari makamlarca tanıma/tenfizin uygulanma şekli anlatılacaktır.