"Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet, henüz bir millet adını alma yeteneğini kazanamamıştır."
Mustafa Kemal ATATÜRK
Hayat pahalılığı olarak gündelik sohbetlerin vazgeçilmez konusu yüksek enflasyon, uzun bir süredir Türkiye’de ekonomi yönetiminin ve toplumun en önemli gündem maddelerinden biri olmaya devam ediyor. Başta gıda ve enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar kamuoyunun dikkatini çekerken, enflasyonun kalıcı hale gelmesine neden olan temel faktörlerden biri genellikle gözden kaçıyor: Hizmet enflasyonu. Türkiye İstatistik Kurumu tarafından Eylül ayına ilişkin yayımlanan verilere göre:Hizmet Üretici Fiyat Endeksi (H-ÜFE) 2024 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 1,14 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 48,91 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 56,85 artış ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 74,23 artış gösterdi.
Aynı döneme ilişkin Hizmet Üretim Endeksi verileri incelendiğinde; 2024 yılı Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre değişmedi. Aynı ayda ulaştırma ve depolama hizmetleri yüzde 3,2 azaldı, konaklama ve yiyecek hizmetleri yüzde 0,9, bilgi ve iletişim hizmetleri yüzde 1,2 gayrimenkul hizmetleri yüzde 18,8, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetler yüzde 1,0 artarken, idari ve destek hizmetleri yüzde 0,7 düşüş gösterdi.
Hizmet enflasyonunun diğer sektörlere göre daha dirençli olmasının temelinde, hizmet sektörünün doğası gereği yüksek maliyet yapısına sahip olması yatıyor. Hizmet sektörü genellikle yoğun iş gücü gerektiriyor ve bu nedenle ücret artışları fiyatlara doğrudan yansıyor. Buna bağlı olarak maliyetler üretim ve diğer sektörlere göre çok daha yavaş bir şekilde düşüş eğilimi gösteriyor. Örneğin, bir ulaşım şirketinin maliyet kalemlerinin başında yakıt, sigorta ve çalışan maaşları gelir. Yakıt fiyatlarındaki düşüş, hizmet fiyatlarına hemen yansımazken, maaş artışları ise fiyatlara hemen yansıtılıyor. Ayrıca, hizmetlere ilişkin fiyatlar genellikle talebe daha az duyarlıdır. Tüketiciler gıda fiyatlarında artış yaşandığında farklı ürünlere yönelme esnekliğine sahipken, bir sağlık hizmeti ya da ulaştırma masrafından kolayca vazgeçemezler. Bu durum, hizmet sektöründeki fiyat artışlarının daha kalıcı ve geniş çaplı olmasına zemin hazırlıyor.
Özellikle son yıllarda gerçekleşen yüksek ücret artışları, hizmet sektöründeki işletmelerin maliyetlerini doğrudan etkilediğinden, eğitimden ulaştırmaya, konaklamadan sağlık hizmetlerine kadar birçok alanda fiyat artışlarının süregelmesine neden oldu. Bununla birlikte, genel giderlerin yerinde saydığı dönemlerde de hizmet sektöründe faaliyet gösteren işletmelerde genel bir fiyat artışı yaygınlaşmaya başladı, öyle ki özellikle turizm sektöründe uluslararası fiyat rekabetine ayak uydurmakta zorlanan işletmeler, yüksek fiyat politikalarının etkisiyle müşteri kayıpları yaşamaya başladı. Bu durum, hizmet sektöründe fiyat artışlarının yalnızca yurt içi tüketicilerle sınırlı kalmadığını, aynı zamanda ihracat potansiyelini de olumsuz etkilediğini ortaya koyuyor. Hizmet sektöründe fiyat artışlarını kontrol altına almak için verimliliği artırmaya yönelik adımların atılması büyük önem taşıyor. Dijitalleşme ve otomasyon, özellikle bilgi ve iletişim hizmetlerinde maliyetlerin düşürülmesine katkı sağlayabilir. Sağlık ve eğitim gibi temel hizmetlerde ise kamu destekli projelerin devreye alınması, fiyatların dengelenmesine yardımcı olabilir. Ayrıca, turizm sektöründe fiyat rekabetini artıracak teşvik programları, uluslararası rekabet gücünü yeniden kazanmaya yardımcı olabilir. Enerji maliyetlerinin kontrol altına alınması için yenilenebilir enerji kullanımlarına yönelmek ve işletmelere sağlanacak vergi avantajları da sektörel maliyetlerin düşürülmesinde etkili olacaktır. Bunun yanı sıra, ücret-fiyat sarmalını engellemek için daha uzun vadeli planlara ihtiyaç var. İşgücü maliyetlerini hafifletecek teşvik programları, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ) maliyetlerini dengelemelerine yardımcı olabilir.
Sonuç olarak; hizmet sektöründeki fiyat artışları, Türkiye’nin genel enflasyon görünümünde merkezi bir rol oynuyor. Türkiye İstatistik Kurumu, Hizmet Üretici Fiyat Endeksi ve Hizmet Üretim Endeksi verileri, bu alanda yapısal reformların gerekliliğini bir kez daha ortaya koyuyor. Enflasyonla mücadele sürecinde hizmet sektörüne özel politika araçlarının geliştirilmesi ve hayata geçirilmesi, uzun vadeli bir istikrar için kaçınılmaz görünüyor.
Bu vesile ile iki mesajımı paylaşmak istiyorum:
Gazetemizin unutulmazı Can Suphandağlı’yı vefatının 8. yıl dönümünde rahmet ve saygıyla anıyor, tüm sevenlerine ve Ege Telgraf Ailesi’ne başsağlığı diliyorum.
Bugünün ve yarının mimarları olan tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü sevgi, saygı ve minnetle kutluyorum.
Ekonomik Veri Takvimi
25 Kasım 2024, PazartesiTürkiye Kapasite Kullanım Oranı
26Kasım 2024, Salı OECD G20 Dış Ticaret Dengesi
26Kasım 2024, Salı ABD Yeni Konut Satışları
26Kasım 2024, Salı ABD (CB) Tüketici Güveni
27 Kasım 2024, Çarşamba ABD Tüketici Harcamaları
27 Kasım 2024, Çarşamba ABD PCE (Aylık-Yıllık)
28 Kasım 2024, Perşembe Türkiye Dış Ticaret Dengesi
28 Kasım 2024, Perşembe Türkiye Ekonomik Güven Endeksi
28 Kasım 2024, Perşembe Türkiye Ticaret Açığı
28 Kasım 2024, Perşembe Almanya TÜFE (Aylık-Yıllık)
28 Kasım 2024, PerşembeEuro Bölgesi Ekonomik Görünüm Endeksi
28 Kasım 2024, PerşembeEuro Bölgesi Tüketici Güven Endeksi
29 Kasım 2024, Cuma Japonya İşsizlik Oranı
29 Kasım 2024, Cuma Türkiye GSYH (Yıllık)
29 Kasım 2024, Cuma Almanya Perakende Satışlar (Aylık-Yıllık)
29 Kasım 2024, Cuma Almanya İşsizlik Oranı
29 Kasım 2024, Cuma Euro Bölgesi TÜFE (Öncü)
Ekonomi ve Finans Sözlüğü
Başabaş Noktası: Bir işletme ya da ekonomide toplam maliyet ya da harcamaların toplam gelirle eşit olduğu noktadır.
Türev Ürünler: Getirisi başka bir kıymetin getirisine bağlanmış, diğer bir deyişle başka bir kıymetin getirisinden türetilmiş mali araçlardır
Hale Tok Savaşer
İletişim: hale.tok@finansalpusula.com