Tarhanasının yapımı haftalardır devam ediyor. Yaz döneminin başlangıcında başlayan yapım mesaisi hava sıcaklıklarının sona erdiği yaz mevsimi sonuna kadar sürüyor. Aileler ve komşular geleneksel ürün tarhananın yapımı aşamasında imece usulü birbirine yardım ederken, birlik ve beraberliğin de en güzel örneğini sergiliyorlar. Aileler evlerinin önünde, bahçesinde veya müsait açık alanlarda bir araya gelerek tarhana yapımını gerçekleştiriyor. Kurulan kazanlarda yoğurt ezilerek ateşte ayrana dönüştürüldükten sonra tuzu, yarma bulguru ve tereyağı ilave edilip elde edilen tarhana bulamacı bir süre dinlendiriliyor. Tabaklar üzerine tereyağı konularak servis edilen bulamaç da yapıma katılanlara ikram ediliyor. Bulamaç dinlenme işlemi sonrasında ellerde top hamur, beze haline dönüştürülüyor. Top hamura daha sonra özel makinelerle yapılan işlemle yuvarlak hale getirilip son şekli veriliyor.
Yuvarlak şekle gelen tarhanalar ardından hasır çitler üzerine serilerek güneşte kurutulmaya bırakılıyor. Yaklaşık iki gün kurutulan tarhananın başında aileler, sokak hayvanları ile kuşların zarar vermemesi için saatlerce nöbet bekliyor. Yapılan tarhanalar evlerin önünde, bahçelerde, tarhana damlarında, çatılarda kiremit üzerlerinde, yol kenarlarında, okul bahçelerinde ve müsait açık alanlarda kurutularak ardından toplanıyor. Kışın ise sofralara konularak ceviz ve badem gibi kuruyemişlerle birlikte tüketilerek misafirlere ikram ediliyor.
"Asırlardır ilçemizde devam eden bu gelenek, günümüzde de yaşatılıyor"
Beyşehir'in Üstünler Mahallesi sakinlerinden Üstünler Kasabası Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Kurucusu ve Başkan Yardımcısı Ali Fidan, Beyşehir'in merkez mahallelerinin yanı sıra dış mahallelerinde de devam eden tarhana geleneği nedeniyle Ağustos ayında da ailelerin yoğun bir telaş içerisinde olduğunu söyledi. Ailelerin tarhana yapımından önce hava durumunu takip edip yağışsız günleri tercih ettiğini vurgulayan Fidan, yaz döneminde yağmura yakalanılması halinde hasır çitlere serilen tarhanaların panikle bir araya gelinerek yeniden toplandığını ya da üzerinin ürünün ıslanmaması için örtüldüğünü anlattı.
Fidan, Üstünler Mahallesi'nde yaşayanların büyük bölümünün İzmir'de ikamet ettiğini ancak yaz döneminde sıla-i rahim ve kış ihtiyaçları için doğduğu ata topraklarına geldiğini vurgulayarak, yerleşim merkezinde imece usulü yapılan tarhanaların dönüşte İzmir'e götürüldüğünü, gurbetçi potansiyeli ile bilinen Beyşehir'den çevre illerin yanı sıra yurtdışında gurbetçi olarak çalışılan ülkelere de yapılan tarhanaların nakledildiğini vurguladı. Fidan, yapımı oldukça meşakkatli olan tarhanayı yapamayanların ise yapanlardan satın alarak temin etmeye çalıştığını söyledi.
Fidan, tarhananın kış sofralarında yanına ceviz ve badem konularak yenildiğini, bazılarının ise yağda kızartarak ya da üzerine salça sürerek tükettiğini vurgulayarak, “Çorba olarak da tüketimi oluyor. Kazanda piştikten sonra tabaklara konulup üzerine tereyağı da ilave edilerek tarhana yapımında çalışanlara da bu şekilde ikramı da oluyor. Asırlardır ilçemizde devam eden bu gelenek, günümüzde de yaşatılıyor. Ava, dağa giden uzun süre kalacaksa yanında biraz ekmek götürse bayatlıyor ama yanında tarhana götürse tarhanayla karnını doyurabiliyor” dedi.