Yılbaşı denince akla gelen ilk renkler kırmızı ve yeşil. Peki, bu iki rengin yılbaşıyla bu kadar özdeşleşmesinin ardında ne gibi tarihsel ve kültürel sebepler var? Cevaplar, eski Kelt halklarından, Orta Çağ kiliselerine, hatta 1990’ların Coca-Cola reklamlarına kadar uzanıyor. İşte yılbaşı renklerinin tarihsel yolculuğu…
Yılbaşı renklerinin kökeni, eski Kelt halklarına dayanıyor. İlk Çağ’da Avrupa’da yaşayan Keltler, yaprak dökmeyen çobanpüskülü bitkilerine özel bir saygı gösteriyorlardı. Kışın ortasında yeşil yapraklarıyla doğada hayatta kalabilen bu bitkilerin, korunma ve refah sembolü olduğuna inanıyorlardı. Çobanpüskülü, zamanla kış kutlamalarında önemli bir yer tutmaya başladı ve bu gelenek, kırmızı ve yeşil renklerin yılbaşı süslemelerinde de kullanılmasına neden oldu.
Zamanla, Orta Çağ’daki kiliseler de bu renkleri kullanmaya başladı. Dönemin mürekkep pigmentleriyle uyumlu olan kırmızı ve yeşil, dini sembolizmde de yer buldu. Bazı teoriler ise, kırmızıyı İsa’nın kanı, yeşili ise sonsuz yaşamı simgeleyen bir renk olarak yorumluyor. Viktorya Dönemi’nde ise, kış mevsiminin ve dini öğelerin birleşimiyle yılbaşı süslemeleri ve kartlarında bu renkler kullanıldı. Bu dönemde kırmızı ve yeşilin yılbaşı ile özdeşleşen renkler haline gelmesi hız kazandı.
Ancak bu renklerin yaygınlaşması ve günümüze kadar ulaşmasının en büyük sebeplerinden biri, 1990’larda Coca-Cola reklamlarının etkisiyle oldu. Coca-Cola, yılbaşı kampanyalarındaki beyaz sakallı, kırmızı ve yeşil kostümlerle giydirilmiş Noel Baba figürüyle renkleri popüler hale getirdi. Bu figür, o kadar benimsendi ki, bugün Noel Baba’yı hayal ederken aklımıza gelen görüntü haline geldi.