Sportif yetenek, genetik sanılır sayılır. Tam olarak değildir aslında. Babadan, dededen görmüşlük, yaşamışlık ilk adımı kolay attırır, o kadar. Yabancılık hissetmez, beş adım önde başlar. Eğer bu yarışsa. Baba-oğul hakemler mesela. Hep şikâyet edildi, aslında seyirciyi, kulübü, kulübedekileri ilgilendirmez. Etik olup olmaması tartışılır. İlk başta tee en başta hakem camiasındaki adaletsizliğe yol açar, açtı. Neden ? Ah o, isim soyadı olmasa. İlla devam ettirecekler, unutulmayacaklar sözüm ona. Oysa kimle kimler unutulmadı ki. Çoğunun hala daha kulakları hep çınladı, hala daha çınlamakta. Babasının itelemesiyle hakem olanlar var dendi, haklılık payı da çoktur. Çoğu babasını mahcup etti. Soyadını yaşatan da çok az sayıda. Oysa bu ısrar niye ? Ünlü, baba hakem adı soyadı ile çevresini sindirmişlikleriyle işi götürdü, evlada yaradı. Hakemliğe yatkınlığı, yetkinliği olmayan evladını zirvelere çıkardılar. Yaşandı bunlar.
Genetik ile başladık. Hakemlikle hiç alakası yok bir kere. Baba çok iyi hakem ise oğul da öyle mi olacak. Olmadı olamaz. Yok böyle bir dünya. Bambaşka bir şeydir. Hakemlik yatkınlıktır. Her maç sınavdır, öndesindir, torpil, iteleme, başka hakemlerin hatta takımların hakkını yeme çok oldu. Çok dürüst babalar da var evlatlarıyla ilgilenmediler, görünmediler bile. Meğer çok haklılarmış. Ünlü ve de büyük adamlarmış, rahmetle. İsimleri ben de yeri geldiğinde yazarız. Evladı için, soyadı için, evladından daha iyi ve de başarılı hakemin önünü kesmediler. Kıymadılar kıyamadılar. İşte onlarında içinden zirveye çıkanlar oldu. Futbolculuk da torpil bir yere kadar sonra sırıtır. Ama ya hakemlikte. Verin bana yetki, 5 yılda harika yerlere çıkartırım. Ama ya diğerleri. Marifet değil ki, hak eden çıksın. Hak yemesinler maçlarda. Hak etmeyenleri görüyoruz. Boyuna posuna bakıp manken gibi sahaya sürülenler. Ah bir de hakemlikleri olsa, anlasalar. Heyhat, beklemeyin. İtelemeyle gelenler bir ufacık iktirmeyle giderler. Geldikleri gibi, devirleri biter. Bu da ilahi adalet işte. Er geç tecelli ediyor. Enkaz bırakarak gidiyorlar, bir icraatları olmadan.
YOKUŞ AİLESİ TIRMANIYOR
Neyse coştum, konumuz hakemlik değil zaten. Baba, evlat, dede, torun, dayı, amca, evlat, ağabey, kardeş, kuzen, yeğen. Aynı veya farklı kulüplerde futbolcu başkan yönetici, görevli, antrenör olanlar da mevcut. Karışık, çok yer tutmasın diye soyadlarını bir defa yazdım. Kusura bakmasınlar, atladığım mutlaka vardır. Araştırmayla bu kadar. O kadar geniş ve de yıllara dayanan bir yelpaze var ki. Şaşırdıklarım da oldu. Bilmiyordum öğrendim. İzmirspor'un süper yeteneklerinden Dinçer kardeşimi görünce ilham geldi. Torbalıspor maçını beraber izledik. Meğer sahada mücadele eden, babası kadar çok yetenekli olmasa da. Yeteneklerini çok yerde ispatlayan genç golcü, bu sezon İzmirspor'da forma giyen Batuhan, Dinçer'imin oğlu imiş meğer. 'Aynı formayı giyen baba evlat' diye yola çıktım. Meğer neler neler varmış. Gel de haber yapma. Spor tarihçisi değilim, benden bu kadar.
Bir de bu işin ülke geneli var. Dedeleri, babaları tanımaktan onur gurur duydum rahmetle şükranla yaşayanlara sağlıkla huzurla. Şimdilerde evlatlar, torunlar, yeğenler, kuzenler bayrağı taşıyor. Bir liste yaptım, epey emek verdim. Gönül yıktıysam, affola. Beytullah - Gürsel - Baturay Baliç, Erkan - Volkan Velioğlu, Erdem - Şakir - Ege Özkayımoğlu, Mustafa - Akın - Metin - Serkan - Ege Küçükoğullarından, Cahit - Meftun Yıldız, Adnan - Metin - Şeref İncirmen, Cavit - Metin Gökalp, Metin - Çağdaş Atan, Dinçer - Batuhan - Emirhan Yokuş, Ünal - Faik - Erkan Köksal, Nihat - Recep Umut, Mehmet Ali - Ogün Pozan, Şaban - Alphan - Arman Acarbay, Şakir - Akın Uzun, Akın - Can Barhan, Saner - Ekrem Targıtay, Tezcan - Gökay Kurtuluş, Şefik - Yavuz Selim - Rahmi - Rahmi Fatih Ant, Erkin - Ergin - Cenk Özkaçar, Hasan - Hacı Ahmet Dağ, İsmet - Hikmet Orhunbilge, Ayhan - Ayfer Elmastaşoğlu, Hüseyin - Nehir Eroğlu, Nagip - Fuat Neziroğlu, Salih - Fatih Kurucuk, Mehmet - Serter Serttepe.
Şimdilik bu kadar kalın sağlıcakla, vefayla.