Ekonomi

Yeşil altın susuz üretici umutsuz!

Türkiye’de zeytin üreticileri, 2024 yılında "var yılı"nı yaşarken, iklim krizinin acı gerçeğiyle yüzleşecek. Kuraklığın verdiği zarar bol ürün beklentisini darbeliyor

Abone Ol

Nihat AK/EGE TELGRAF- Türkiye zeytin ve zeytinyağı üretiminde ‘var yılı’nı yaşıyor. Geleneksel yüksek verim beklentisini iklim krizi ve kuraklık gölgeliyor. Hedefin altında rekolte, yüksek kalibre, fahiş fiyatlı işçilik ve maliyetin altında satış fiyatları sektörü zorlayacak gibi görünüyor. Zeytincilerin temsilcileri sorunlarını Ege Telgraf’a değerlendirdi. 

‘ZEYTİN SUSUZ’ 

İklim krizinin zeytinciliğe önemli zararlar verdiğini vurgulayan Akhisar Ziraat Odası Başkanı Ahmet Akbuğa, “Bizler yaptığımız bilimsel çalışmalarla var yılı ile yok yılı arasındaki rekolteyi en aza indirdik. Bu sene ülke genelinde var yılı. Var yılında yokluk yaşanacak gibi görünüyor. Geçen yıla oranla rekoltenin yüksek çıkması gerekiyor. Bu yükselme hedeflerimizin altında kalacak gibi hesaplanıyor. İklim krizi ve kuraklık bundaki en önemli etken olacak. Mevsimsel değişiklikler hedeflediğimiz rekolteye darbe vuruyor” dedi. 

‘DÜŞÜK KALİTE’

Kalibrasyondaki olumsuzluklara dikkati çeken Kırkağaç Ziraat Odası Başkanı Emin Özarı, “Zeytinin irilik derecesini anlatmak için rakamlar kullanırız. Kalibre, 1 kg zeytinde bulunan tane adetidir. Örnek olarak; 180-200 kalibre bir zeytinin 1 kilogramında ortalama 190 adet zeytin bulunur. Rakam ne kadar küçükse, zeytin o kadar iridir. Rakamlar büyüdükçe zeytinler küçülür. Zeytin üretiminde bu yıl, geçen yıla göre rekolte artışı bekleniyor. Rekolte artışına rağmen sıcak hava ve yetersiz yağış nedeniyle sofralık zeytin irileşmediği için kalibrasyonu arttı. Dalında buruşan, büyüyemeyen, 1 kilogramdaki adet sayısı artan zeytinin, yağlık zeytin olarak kullanılacak olmasından sofralık zeytin üretiminde sıkıntı yaşanacak gibi görünüyor” diye konuştu. 

‘MALİYET ZORLUYOR’

Satış fiyatlarının geçen yılı mum gibi arattığına değinen Başkan Akbuğa, “Zeytin taneleri iri olmadığı için bir kilogram sofralık zeytinde çok sayıda tane bulunuyor. Bir kilogramdaki tane sayısı artarken geçen yılın neredeyse yarı fiyatına satılabiliyor. Geçen sene 60-70 TL olan domat zeytini, bu sene 30-35 TL'den işlem görüyor. Zeytincilerin son bir yıldaki üretim masrafları neredeyse yüzde yüz artış gösterdi. Bu satış fiyatlarıyla üretici yarı yarıya zarar etme tehlikesi aşar. Bölgemizdeki sofralık zeytin rekoltesinde ciddi bir düşüşün yaşanacağını görüyoruz. Durum böyle olunca zeytin üreticilerimiz taneler iyice yağlanana kadar bekleyecek. Önceki yıllarda sofralık olan zeytinler yağhaneye gidecek” ifadelerini kullandı. 

‘NE DÜŞER NE ÇIKAR’

Zeytinyağı fiyatlarının stabil seyredebileceğini belirten Başkan Özarı, “Geçtiğimiz dönemde üreticiden alınan zeytinyağının litre fiyatı 170 ile 250 TL arasında değişti. Geçen yılın fiyatlarının altına düşeceğini düşünmüyorum. Avrupa'da yaklaşık 9,5 Euro’ya yükselen zeytinyağı fiyatı bu yıl 6,5 Euro. İspanya'da geçen yıl üretim olmadığı için fiyat yükselmişti. Düşeceği yönünde konuşanlar var. Türkiye’de geçen yıldan devreden 100 bin tondan fazla zeytinyağının fiyat üstünde baskı oluşturacağı dillendiriliyor. Her dönemde üreticiden düşük fiyata zeytin ve zeytinyağı alabilmek adına söylentiler çıkar. Biz her yıl bu filmi görürüz. Tedirginlikle veya endişeyle ürünümüzü bizden kimse ederinin altında alamaz” ifadelerini kullandı. 

‘7 SÜLALESİNE...’

Akhisar’ın zeytinlerinin kaliteli olduğunu belirten Başkan Akbuğa, dışarıdan getirilen düşük kaliteli zeytinin, özellikle Suriye, Güney Anadolu ve Mersin gibi bölgelerden gelen ürünlerin, yerel zeytinyağına karıştırılmasının büyük bir sorun yarattığını ifade etti. "Akhisar zeytini kalitelidir, ancak dışarıdan gelen düşük kaliteli zeytinlerle karışması piyasaya ve bizim ürünümüze zarar veriyor. Bunun önüne geçilmesi için ciddi yaptırımlar uygulanmalı. Bu tür girişimlere karşı sadece para cezaları yeterli değil. Bu girişimlerde bulunanların yedi sülalesine işletme izni verilmemesi gerekir. Zeytinyağımıza yapılan her müdahale, hem iç piyasada hem de dış pazarda markamıza büyük zarar veriyor" dedi.

‘SÜRDÜRÜLEBİLİR’

Zeytinciliğin kaliteden ödün vermeden sürdürülmesi gerektiğine dikkati çeken Başkan Özarı, “İyi tane yapan zeytin ağaçlarından ürünün itinayla toplanması gerekir. Var yılı olunca zeytin işçisi bulmakta zorlaşıyor. En düşük bütçeli çalışan işçinin günlük fiyatı bin 200 TL. Bazen bin 500 TL’ye bile insan bulamayabiliyorsunuz. Gençler şehir merkezlerindeki sigortalı işlere gidiyor. Zeytincilerin yaş ortalaması oldukça yüksek. Kaliteden ödün vermeden zeytinciliğinin daha uzun yıllar devam edebilmesi destek ve teşviklere bağlı. Kredi alan çok sayıda çiftçi borçlarının faizsiz olarak ertelenmesini talep ediyor. Tarım Bakanlığı’nın tarımsal politikaları planlı bir şekilde uygulamasının, hem üretimi hem de ülke ekonomisini olumlu yönde etkileyeceğini belirten Başkan Akbuğa, çiftçilere verilen tarım kredileri ve teşviklerin, özellikle böylesi zor zamanlarda yeniden gözden geçirilerek desteklerin artırılması gerektiğini ifade etti.