Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Psikoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi (APAM) Müdürü Dr. Duygu Taşfiliz, yeni yılda hemen herkesin kendine büyük hedefler koyduğunu fakat çoğunlukla çeşitli mazeretlerle uygulayamadığına dikkat çekti. Dr. Taşfiliz, bunun en temel nedenini de beklenmedik ani gelişmeler dışında, hayata dair gerçek bir plana sahip olunmamasına bağladı.

Taşfiliz, “Yeni yılda kendimize karşı nazik olmalı, ulaşılabilir ve gerçekçi hedefler koymalıyız. Ayrıca ve en önemlisi de yeni yılın yakın ilişkilerimizin değerini anlamak ve kişilerin birbirine olan bağlılığının artırılması bakımından da önemli bir fırsat verdiğini hatırlamamız” dedi.

“Yeni yıl, yeni dönüm noktası”

Bireylerin yaşamlarını değiştirmek için genellikle bir dönüm noktası tercih ettiklerine değinen Taşfiliz, “Yeni bir yılın başlangıcı, en popüler zamansal dönüm noktalarından biri. Dönüm noktası olarak yeni yılın oluşturduğu, yeni bir başlangıç hissi, insanların hedeflerine odaklanmalarını ve yaşamlarında olumlu değişiklikler yapma isteklerini artırıyor” diye konuştu.

Araştırmalara göre, bu özel günlerin oluşturduğu yeni bir başlangıç hissinin hedeflerin takip edilme ihtimalini da arttırdığına dikkat çeken Duygu Taşfiliz, “Herhangi bir günde yeni bir şeye başlama ya da yapmakta olduğumuz bir şeyi bırakma ihtimalimiz, bu tarz dönüm noktalarına kıyasla daha düşük. Genel olarak umut, motivasyon ve yenilenme duygularının yoğunlaştığı bu dönemler, bireylerin psikolojik olarak iyilik hali üzerinde de olumlu etkiler bırakıyor” değerlendirmelerini yaptı.

“80’i başarısız oluyor”

Bununla birlikte bu dönemlerin bazı bireyler için stresli, başarısızlık ve suçluluk duygularının da yüzeye çıktığı zamanlar olabildiğini hatırlatan Taşfiliz, “1 Ocak itibarıyla iddialı yeni yıl kararlarını uygulamaya hazırlananların yılın sonunda kendilerini bu tanıdık senaryonun içinde bulmamaları için yeni yıl hedeflerini gözden geçirmeleri faydalı olabilir. Yeni yıl kararlarımızın % 80'inin başarısız olduğu göz önünde bulundurulduğunda, karar alma yöntemlerimizin zihnimizin işleyişiyle pek de uyumlu olmadığını söyleyebiliriz. Zihin bir anda büyük davranış değişiklikleri yapmaya elverişli değil. İnsan tahmin edilenden çok daha azını gerçekleştirebilecek kapasiteye sahip” görüşlerini dile getirdi.

“Ulaşılamayacak hedefler yerine küçük adımlarla ilerleyin”

Dr. Taşfiliz hedeflere ulaşılmasında başarıya götürecek bazı önemli tüyolar da verdi. Buna göre, bireylerin hedeflerini gerçekçi bir şekilde belirlemeleri, küçük adımlarla ilerlemeleri ve kendilerine esneklik tanımaları hedeflerini gerçekçi kılmaları için oldukça önemli. Taşfiliz’e göre, aşırı yüksek beklentiler ve ulaşılamayacak hedefler belirlendiğinde, stres ve hüsran duyguları ile baş etmek zorunda kalınması kaçınılmaz.

Araştırmalara dikkat çeken Taşfiliz, “Araştırmalar, küçük ve ölçülebilir hedeflerde, büyük ve soyut hedeflere göre daha başarı elde edebileceğimizi gösteriyor. Ayrıca hem yeni bir şeye başlamak hem de alışkanlıkları bırakma hedefleri için küçük adımlarla gitmek; bir şeyi yapmayacağımızı düşünmek yerine zihnimizde ne yapacağımızı planladığımız bir düşünce tarzı benimsemek daha faydalı görünüyor” diye konuştu.

Bel ağrısının arkasında ankilozan spondilit olabilir Bel ağrısının arkasında ankilozan spondilit olabilir

Dr. Taşfiliz, araştırmalara göre, yeni bir davranış kazanma odaklı hedeflerin, bir davranıştan kaçınma odaklı hedeflere kıyasla önemli ölçüde daha başarılı olduğunu gösterdiğini belirterek, bu konuda yapılmış bir araştırmanın sonuçlarına atıfta bulunarak şöyle konuştu: “Yeni yıl hedeflerinin yakın çevreden biriyle paylaşılması hedefe ulaşmada oldukça destekleyici. Çevrenin kararlara göre şekillendirilmesi de hedeflerin ulaşılabilirliğini önemli ölçüde arttırıyor. Bir diğer önemli unsur ise hedeflerdeki esneklik. Hayatta kendi kontrolümüzde olmayan çok şey var. Dolayısıyla esnekliği hayatın bir gerçekliği olarak kabul ettiğimizde küçük harflere bölünmüş adımları takip edebilmemiz daha muhtemel görünüyor. Yeni yıl, yakın ilişkilerimiz açısından da birlikte geçirilen zamanın değerini anlamak ve kişilerin birbirine olan bağlılığı artırmak için de kıymetli bir fırsat olarak görülebilir. Uzun vadeli davranış değişikliğinde sosyal desteğin önemi göz önünde bulundurulduğunda ilişkiler için yatırım ve hedefler de dikkate değer bir konu olacaktır.”

Kaynak: İHA