Şiir ve denemeleriyle yakın dönem kültür-sanat ve edebiyat hayatında önemli bir yer edinen Özdenören, bayındırlık memuru Hakkı Bey ile ev hanımı Nezahat Hanım'ın ikiz oğlundan biri olarak 20 Mayıs 1940'ta Kahramanmaraş'ta dünyaya geldi.

Özdenören, 2. Dünya Savaşı sırasında yaşanan kıtlık sebebiyle çocukluğunun ilk yıllarını zorlu koşullar altında geçirdi ve bir süre dedesi Kısakürek Hacı Nuri Bey'in yanında kaldı.

İkiz kardeşi Rasim Özdenören ile 5-6 yaşındayken mahalle mektebine giden usta kalem, 1947'de Kahramanmaraş'taki Sakarya İlkokulu'na başladı.

Babası Hakkı Bey'in tayini sebebiyle 1950'de Malatya'ya giden ikizler, üçüncü sınıfa Cumhuriyet İlkokulu'nda devam etti.

Okuma sevdası henüz ilkokul yıllarında başlayan Alaeddin Özdenören, yaptığı bir açıklamada, ortaokuldayken okuduğu kitaplara ilişkin şunları söylemişti:

"Hz. Ali cenklerinin hemen hepsi, Abdullah Ziya Kozanoğlu, Feridun Fazıl Tülbentçi, Nihal Atsız'ın 'Bozkurtlar Geliyor' ve 'Bozkurtların Ölümü'. Atsız'ın romanlarını çok sevmiştim. İçinde geçen olayları yaşanmış şeyler olarak düşünüyordum. Ötekileri de yani Kozanoğlu ve Tülbentçi'yi de sevmekle birlikte, bana inandırıcı gelmiyordu. Bak şimdi, Arif Nihat Asya'nın 'Bayrak' şiirini nasıl unuturum. Bu şiiri sevmiştim ama şiir bana sanki zorlanmış gibi geliyordu."

Maraş Lisesinde edebiyat dünyasının önemli isimleriyle arkadaşlıklar kurdu

Malatya'da ortaokul ikinci sınıftayken sınıfta kalan Özdenören, babasının tayini sebebiyle eğitimine Tunceli'de devam etti. Babasının emekli olmasıyla da Özdenören ailesi kısa bir süre sonra Kahramanmaraş'a döndü.

Rasim ve Alaeddin Özdenören kardeşler, Maraş lisesine kayıtlarını yaptırdıkları gün okuldaki görevliler kendilerine bir dergi sattı. Bu dergi okula kayıt yaptıran herkese zorunlu olarak veriliyordu. Dergi, o yıl liseyi bitiren Nuri Pakdil'in çıkardığı "Hamle" idi. Daha sonraki yıllarda derginin birkaç sayısını Rasim Özdenören çıkardı.

Maraş Lisesi'nde o dönem öğrenim gören, Türk edebiyatının önemli isimlerinden Erdem Bayazıt, Cahit Zarifoğlu ve ağabeyi Sait Zarifoğlu, Ali Kutlay ve Hasan Seyithanoğlu ile yakın arkadaşlık kuran Özdenören, "Hamle" dergisindeki yazılardan da etkilenerek, edebiyata ilgi duydu.

Faruk Nafiz Çamlıbel'in "Han Duvarları" kitabı ile Ahmet Haşim ve Sezai Karakoç'un eserlerinden de etkilenen Özdenören, 1957'de şiir yazmaya başladı. Birinci Yeni ve ardından da İkinci Yeni şairlerini büyük bir beğeniyle okuyan usta edebiyatçı, divan edebiyatına da merak saldı.

İlk olarak "Türk Sanatı" dergisinde yazılar kaleme alan Özdenören'in "Habersiz" adlı ilk şiiri, 1958'de Hamle'de çıktı. Maraş'taki yerel dergilerle İstanbul ve Ankara'daki dergilerde yazıları yayımlanan Özdenören, Cahit Zarifoğlu ve Erdem Bayazıt'la "Gençlik", "Engizek" ve "Hizmet" adlı dergilerin edebiyat sayfasını düzenledi.

Alaeddin Özdenören, 1958'de Urfa Lisesi'nden gelen Mehmet Akif İnan ile sıkı dostluk ilişkisi kurdu.

İstanbul Üniversitesi Felsefe bölümünden mezun oldu

İstanbul'daki ailesinin yanına 1960'ta gelen Özdenören, daha sonra İstanbul'a bağlı küçük bir Rum köyünde kısa süre vekil öğretmenlik yaptı. Özdenören'in İstanbul'a gelmesinin ardından Sezai Karakoç'la tanışması da kendi şiirini bulması yolunda bir dönemeç oldu.

Liseyi 1962'de Eyüp Lisesi'nde tamamlayan Özdenören, aynı yıl İstanbul Üniversitesi Felsefe bölümüne kayıt oldu ve 1966'da "Bergson'da Özgürlük Problemi" başlıklı teziyle üniversiteden mezun oldu.

Alaeddin Özdenören, Maraş, Çorum, Mersin Atatürk liselerinde, Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü ve Halide Edip Adıvar, Başkent ve Fen liselerinde felsefe öğretmenliği yaptı.

Üniversite yıllarında Nuri Pakdil ve Necip Fazıl Kısakürek'in etkisinde kalan Özdenören, bir süre "Büyük Doğu" gazetesinde çalıştı ve arkadaşlarıyla "Edebiyat" ve "Mavera" dergilerini çıkardı.

Çok yönlü ve renkli bir kişiliği vardı

Alaeddin Özdenören'in kişiliğinin şekillenmesinde doğup büyüdüğü Maraş'ın yöresel kültürel renklerinin yanı sıra babasının hep muhafaza ettiği İstanbullu duruşu ve dil zevkinin önemli rolü oldu.

Çok yönlü ve renkli bir kişiliğe sahip olan Özdenören, 45 yıllık yazı hayatında birçok önemli çalışmaya imza attı.

Aysel Hanım ile 1967'de evlenen usta edebiyatçı, 8 yaşındaki oğlu Kerem'i 1984'te trafik kazasında kaybettikten sonra içine kapandı. Özdenören'in duygularının bu tarihten sonraki şiirlerinde daha da derinleştiği görüldü. Oğlunun ölümüyle aile dağıldı ve eşinden ayrıldı.

Özdenören, yakın arkadaşı Cahit Zarifoğlu'nun ölümünden de çok etkilendi.

Pervin Hanım ile 1989'da ikinci evliliğini yapan yazarın, bu evlilikten de bir oğlu oldu.

Usta şair, 1991'de atandığı Kültür ve Turizm Bakanlığındaki müşavirlik görevinden 1997'de emekliye ayrıldıktan sonra yerleştiği Balıkesir'de Suçıktı Şiir Akşamları'na etkin olarak katıldı.

Yakın arkadaşı Akif İnan'ın ölümünden de etkilenen Özdenören, gırtlak kanseri sebebiyle 26 Haziran 2003'te vefat etti ve Balıkesir Başçeşme Mezarlığı'na defnedildi.

Eserleri

Şiir ve edebiyat yazılarını "Diriliş", "Edebiyat" ve kurucularından olduğu "Mavera"nın yanında "Kayıtlar", "Hece", "Edebiyat Ortamı", "Yedi İklim", "Ay Vakti" ve "Simya" adlı dergilerde yayımlayan Özdenören, "Yeni İstiklal", "Yeni Devir", "Milli Gazete", "Zaman", "Sağduyu" ve "Tutanak" gazetelerinde de köşe yazarlığı yaptı ve bu tür yazılarında daha çok "Bilal Davut" takma adını kullandı.

Alaeddin Özdenören, Türkiye Yazarlar Birliği üyesiydi. "Yalnızlık Gide Gide" adlı şiir kitabıyla 1996 Türkiye Yazarlar Birliği Yılın Şairi Ödülü'nü kazandı.

İlk şiir kitabı "Güneş Donanması"nda (1975) çoğunluğu Diriliş ve Edebiyat dergilerinde yayımladığı 13 şiirini bir araya getiren yazar, 21 şiirden oluşan ikinci kitabı "Yalnızlık Gide Gide"yi ilk kitabından 21 yıl sonra 1996'da çıkardı.

İlk kitabındaki lirik tutumu ve duyarlılığı ikinci kitabında da sürdüren Özdenören, 1975-1999'da yazdığı tüm şiirlerine yeni şiirlerini de ekleyerek "Şiirler" (1999) adıyla yayımladı.

Özdenören, 1983'te "Batılılaşma Üzerine" adlı ilk deneme kitabında akıl, bilim, batılılaşma ve felsefe kavramları etrafındaki düşüncelerini ortaya koydu. "İnsan ve İslam" (1984) kitabında akıl kavramı çerçevesinde ideal Müslüman ve İslam anlayışını sorguladı. "Devlet ve İnsan"da Batı'daki devlet anlayışından yola çıkarak, insan ve devlet ilişkilerini ele aldı. Yazar, "Yakınçağ Batı Dünyası ve Türkiye'deki Yansımalar"da (1986), Batılı düşüncenin Türkiye'deki gelişim seyrini ana hatlarıyla değerlendirdi.

"Şiirin Geçitleri" (1997), Alaeddin Özdenören'in yakından tanıdığı Cahit Zarifoğlu ve Mehmet Akif İnan'ın şiirlerini karşılaştırmalı olarak incelediği bir kitap oldu.

Özdenören, "Açılı/yorum" kitabında zihnindeki serbest çağrışımları ortaya koyarken, "Geleceğin İnsanı" kitabı ise "Batılılaşma Üzerine" ile "Yakınçağ Batı Dünyası ve Türkiye'deki Yansımaları" adlı kitapların birleştirilerek tekrar yayınlanması sonucu ortaya çıktı.

Anılarını 1999'da yayımladığı "Unutulmuşluklar" adlı kitabında bir araya getiren Özdenören, sonuna eklenen 7 söyleşiyle birlikte eserde, yalnızlığını ve yaşadıklarını samimi bir dille anlattı.

Diyarbakır'da Roma dönemine ait 60 çocuk mezarı bulundu Diyarbakır'da Roma dönemine ait 60 çocuk mezarı bulundu

Alaeddin Özdenören ile şiir etrafında yapılan söyleşiler, Mustafa Aydoğan tarafından 2017'de "Şiir Beni Korkutmuştur" adıyla yayımlandı.

Kaynak: AA