Çocuğum yemiyor!
Aç ağzını bak uçak geliyor!
Çizgi film açıp yemek yediriyorum, o zaman yiyor...
Yemek yedirmek için peşinden koşuyorum, aç kalacak bu çocuk!
Tanıdık gelen cümlelerse size altın bir sır vereceğim, okumaya devam edin.
Köyün delisi bu hafta yeme bozukluklarıyla ilgili bir derse katıldı. Anlatılanlar çok mantıklıydı, sizlerle de paylaşmak istedim.
Yemek yeme alışkanlıklarımız daha el kadar bebekken abşlıyor. Acıktığında ağlayan bebeğe meme veriliyor ve bebek susuyor. Yani evet acıktığında ağlayabiliyor... Biraz daha büyüdüğünde farklı ürünleri yemeye başlıyor. Anneler çocukları her şeyi denesin ve her vitaminden faydalansın istiyor. Ama arada bazı farklılıklar var, asla yerinde durmayan zıpır gibi hareket eden çocuk açım diye ağlamıyor, aksine yemekten kaçıyor!
Hadi hep beraber geriye gidelim, yemeğin bu kadar çeşitli olmadığı zamanlara, evet taa ilk zamanlara. İnsanların meyveleri gezerken ağaçlarda bulup yediği, etin kıymetli ve hemen tüketilmesi gereken bir şey olduğu zamanlara. İnsanlar az yemeklerle, yemişlerle yetinebilir ve bulduğunu yeme eğilimindedir. Geçen haftalardan birinde köşede kıtlık psikolojisinden bahsetmiştim, mantığı aynı. Vücut yediği her ürünü depoluyor çünkü ürün az, ama bu sayede yetinebiliyor ve sağlık sınırları içerisinde kalınıyor. Zamanla birlikte yiyecek ürünler de bizler gibi değişiyor. Bir sofraya oturduğumuzda karnımızdan önce gözümüz doysun istiyoruz. Aslında ideal niktarda ürünlerle doyum sağlayabiliyoruz. Aynı şey çocuğumuz için de geçerli. Eğer çocuğunuzun acıkmasına fırsat vermezseniz nasıl yemesini bekliyorsunuz ki!
Aç kalacak korkusu
Haydi anlaşalım, artık böyle bir korkunun ortadan kalkması gerek. Atalarımızdan bu yana kimse birkaç gün aç kaldığı için ölmüyor. Aksine aç kalmasına fursat vermeyerek düzenli saatlerle beslemeye çalışılan çocuklar için duygu körelmesi durumu meydana geliyor. Bu sert tutumlu beslenme düzeninin dışına çıkarak olanları gözleyebiliriz. Evin içinde bırakacağımız sağlıklı atıştırmalık yiyecekler çocukların arada bunları yemeini ve sanayi tipi ürünlerden uzak durmasını sağlayarak doygunluk yaratır. Acıktığında da yemeklerin nerede olduğunu ve sizden isteyebileceğini söylerseniz ne ala! Sonsuza kadar atıştırmalık yiyemeyecek çocuk en nihayetinde acıkacak ve yemek isteyecektir.
Sebze meselesi
Son yapılan çalışmalarda sebzelerin yoğun aromatikler içermesiyle ilgili enteresan bir şey buldular. Bu aromatiklerden bazıları alerjen etkiler ortaya çıkarabiliyordu. Küçük çocukların alerjen maddelere daha hassas olduğunu biliyoruz. Demekki genelde çocuklukta sevilmeyen bazı ağır sebzelerin evrimsel süreçte kendi kendimizi korumak gibi bir görevi olabilir. Bu sebeple çocuğunuz belli sebzeleri birkaç sefer farklı türde denemenize rağmen yemiyorsa zorlamak yok, vücut kendini korumaya çalışıyor olabilir.
Köyün delisinin bu haftalık yeri bu kadardı. Önümüzdeki hafta çocuğumuzda yaratabileceğimiz duygusal açlık ile devame dip sadece belirli yiyeceklerle takılan çocukları konuşacağız ve altın sırrımıza değineceğiz. Sağlıklı günlere...