Yaşamımız boyunca kazıklanıyor muyuz?

Abone Ol

       Öyle bir karmaşanın içinde yaşıyoruz ki bir anda asıl sorunumuz olan hayat pahalılığını unuttuk. Hâlbuki yurttaşın asıl gündemi kabarık gelen elektrik faturaları, su faturaları, marketlerdeki neredeyse her gün değişen fahiş fiyatlı ürünler, dövizdeki yükseliş, bankalara olan borçlar. Vatandaşın gündeminde aslında bu hayat pahalığı var. Asgari ücretin belirlenmeye başlamasıyla marketlerde etiketler değişmeye başladı. Asgari ücret 17.002 Lira olmasıyla market fiyatları ikinci defa değişti…      
       Her gün yurttaşın yaşadığı bir sorun var; geçinme kaygısı. İnsanlar geçinemiyorlar. Aldıkları maaş market alışverişlerinde eriyip gidiyor, elektrik faturası, telefon faturası, akaryakıt gideri derken ayın ortasında aldıkları maaş bitiyor ve kalan diğer günleri kredi kartları harcamalarıyla geçiriyorlar. Ne yazık ki hükümetin hayatı ucuzlatmak adına attığı tek bir adım bile görülmüyor. Hükümet çalışıyor ancak bu hayat pahalılığına ne yazık ki bir çare bulmadılar, resmen vatandaş acımasız hayat pahalılığı noktasında marketlerin tüccarların benzincilerin insafına bırakılıyor…
       En büyük sıkıntılardan biri bu yazdığımdır. Hükümet piyasalara müdahale etmiyor. Marketler stokçuluk yapıyor. Tedarikçiler de stokçuluk yapıyor ve neye göre zam yapıyorlarsa artık ona göre etiketler hızla zamlanıyor. Hem toptancılar hem de marketçiler karları ceplerine indiriyorlar. Çok küçük bir alışveriş için ödemeniz gereken rakam 500 liradan aşağıya düşmüyor. Bugün 500 liranın sadece adı kaldı…
       Hâlbuki hükümet birçok alanda uyguladığı vergi ve fonlardan fedakârlık yapsa gıda ürünleri anında ucuzlayacak, vergi ve fonlarda indirime gidilse ve buna bağlı olarak piyasalar denetlense marketlerde ciddi bir ucuzlama olacak ve vatandaşın alım gücü yükselecek. Ticaret Bakanlığı açıkladığı denetimlerde kesilen cezaları açıklıyor ama şunu görüyoruz ki kesilen cezalar caydırıcılık yapmıyor…
       Marketler, ya tarladan tohur olarak bir yıl öncesinden meyve ve sebzeleri kapatıyor. Kuru gıdaları ise tonlarca alıp depolarında istifliyor. Aslında hiçbir fiyat artışından etkilenmeden istedikleri fiyatlarla Marketler aralarında anlaştıkları fiyat belirlemesiyle malları piyasaya sürüyor. Demem o ki gıda toptancıları ve marketler fiyat artışlarını yüksek karlılıkla yapıyorlar ve hükümet bu olup bitenlere kontrollerde yetersiz kalıyor. Hâlbuki piyasalar denetlemeleri ise göstermelikten ileriye geçmiyor. “Serbest Piyasa uygulaması” mutlaka kaldırılmadan hayatın ucuzlayacağı mümkün görülmüyor…
       Hani konuşan görüyor musunuz? Konuşan yok. Elektrik faturaları her ay zamlı geliyor ama dillendiren kimse yok. Biz gazeteciler bile konuşmuyoruz yazmıyoruz, gündem maddesi yapmıyoruz. Hâlbuki son iki aydır elektrik faturaları hayli yüksek geliyor. Normalde ödediğimizin neredeyse üç katı yüksek rakamlar geliyor. Bana gelen onlarca şikâyeti yazıyorum; ben yazıyorum ama hükümetin buna da cevabı hazır “dolar yükseldi. Brent petrol yükseldi.” Zaten petrol ve elektriğe gelen zamla piyasada iğneden ipliğe zam yapılmaya başlanıyor. Hâlbuki dünya piyasalarında Brent petrolün ucuzladığı zamanlar oluyor. Elektrik fiyatlarına yansıyor mu? Kesinlikle yansıtılmıyor…
       2024 yılı hükümetin kıymetli evraklara yapılan zamlar da hayat pahalılığına neden oluyor. Hükümet zam yapmasın. Ticarette de yapana ağır cezaları uygulasın... Sonuç olarak son derece pahalıya yaşıyoruz. Pahalıya yaşadığımız gibi resmen göz göre göre kazıklanıyoruz…