Son yıllarda hayatımıza giren yapay zeka, eğitim alanında önemli değişiklikler ve kolaylıklar sağlıyor. Geleneksel araştırma yöntemlerinden farklı olarak, yapay zeka sayesinde öğrenciler ve akademisyenler, bilgiye daha hızlı ve verimli bir şekilde erişebiliyorlar. Örneğin, geçmişte kütüphanelerde saatlerce süren araştırmalar, yapay zeka destekli uygulamalarla birkaç dakika içinde tamamlanabiliyor. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Bilişim Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal Bıçakcı, yapay zekanın eğitimde devrim niteliğinde bir yenilik sunduğunu ve araştırma süreçlerini kolaylaştırdığını belirtiyor. Artık öğrenciler ve akademisyenler, internet ve yapay zeka araçları sayesinde bilgiye anında ulaşabiliyor, bu da araştırmaların hızını artırıyor.
“EĞİTİM STANDARTLARI”
Bıçakcı, yapay zekanın eğitimde büyük fırsatlar sunduğunu ifade ederken, öğrencilerin bilinçli bir şekilde bu teknolojiyi kullanması gerektiğini vurguluyor. Eğer eğitimciler öğrencilerini bilinçli bir şekilde yönlendirirse, yapay zekanın olumsuz etkilerinden kaçınılabilir. Ancak, öğretmenler sadece sonuç odaklı bir yaklaşım sergilerse, bu durum öğrencilerin tembelleşmesine yol açabilir. Eğitimcilerin, teknolojiyi doğru şekilde kullanarak öğrencilerin sadece doğru sonuçları değil, aynı zamanda süreçlerini de öğrenmelerini sağlamaları gerektiğini belirtiyor. Yapay zekanın verimliliği artırdığı kadar, eğitimdeki standartları değiştirebileceğini de ekliyor.
“ENGELLERİ AŞMAK”
Diğer yandan, İTÜ Bilişim Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ömer Melih Gül de yapay zekanın eğitimdeki potansiyeline dikkat çekiyor. Gül, yapay zekanın aslında insanın yerini almak yerine, eğitimdeki engelleri aşmasına yardımcı olacak bir araç olduğunu söylüyor. Özellikle, eğitime erişimi zor olan veya öğrenme güçlüğü çeken öğrenciler için büyük avantajlar sunuyor. Ancak Gül, yapay zekanın dikkatle kullanılması gerektiğini, aksi takdirde öğrencileri ve akademisyenleri tembelliğe itebileceğini belirtiyor.
