Güncel

Vergiden kaçış, UNESCO listesine yol açtı: Alberobello'nun eşsiz hikayesi

Vergiden kaçmak için inşa edilen taş evler, nasıl oldu da dünya mirası listesine girdi? Alberobello’nun şaşırtıcı hikayesi sizi büyüleyecek!

Abone Ol

İtalya'nın güneyindeki Puglia bölgesinde yer alan Alberobello, zeytin ağaçlarıyla çevrili kırsal dokusuyla ziyaretçilerini büyülemeye devam ediyor. Ancak bu küçük kasabanın en dikkat çekici yönü, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan trulli evleri ve arkasındaki ilginç tarih. Yüzyıllar önce vergiden kaçmak amacıyla inşa edilen bu taş yapılar, bugün dünya çapında ünlü bir mimari harika olarak kabul ediliyor.
 

ALBEROBELLO'NUN KÖKENİ: VERGİ KAÇIRMANIN MİMARİSİ

Kasabanın öyküsü 15. yüzyıla dayanıyor. Napoli Krallığı döneminde, Ferdinand I, Acquaviva ailesine geniş bir arazi verdi. Aile bu araziyi yerleşim yerine dönüştürmek istese de, krallık yerleşimlerden ağır vergiler alıyordu. Bu vergilerden kaçınmak isteyen aile, oldukça yaratıcı bir çözüm üretti: Harçsız taş evler inşa ettirip, kraliyet müfettişleri geldiğinde bu evleri hızla sökülebilir hale getirdiler. Böylece köylüler, vergi denetçileri kasabaya girmeden evlerini ortadan kaldırıp vergilerden kurtuluyorlardı.

TRULLİ EVLERİNİN SIRRI: GEÇİCİ GÖRÜNÜM, KALICI MİRAS

Harç kullanılmadan inşa edilen bu konik taş yapılar, denetimler sonrası yeniden kuruldu ve zamanla Alberobello'nun kimliği haline geldi. Başlangıçta çobanlar ve tarım işçileri için barınak olarak kullanılan trulli evleri, bu yapısıyla sıradan bir vergiden kaçış hikayesinin ötesine geçerek mimari bir sembole dönüştü. Alberobello, bu eşsiz yapıları sayesinde 1996 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne girdi.
 

VERGİDEN KAÇIŞTAN KÜRESEL MİRAS YOLCULUĞUNA

Alberobello’nun ilginç öyküsü, başlangıçta basit bir vergi kaçakçılığı çözümünden dünya çapında bir mimari şahesere dönüşen bir yolculuğu temsil ediyor. Bugün binlerce turist, bu kasabanın taş evlerini görmek için bölgeye akın ederken, Alberobello’nun geçmişi, vergi kaçışından miras listesine uzanan ilginç bir örnek olarak tarihteki yerini alıyor.