MEMDUH GÜNEY-EGE TELGRAF- Diyanet İşleri Başkanlığı geçtiğimiz günlerde yeni bir değerler eğitimi projesini açıkladı. “Genç Gönüllüler, Çocuk Gönüllülerle Buluşuyor” adında hazırlanan proje kapsamında ilkokul 3.ve 4.sınıf öğrencileri Diyanet Gençlik Merkezleri ve camilerde seçilmiş olan lise ve üniversite öğrencilerinden hem din konusunda hem de ödevlerine yardım konusunda destek olacağı açıklandı. Konuyla ilgili olarak Veli-Der İzmir Şube Başkanı Necati Kalafat, hikayenin tanıdık olduğunu belirtti. Kalafat, “ÇEDES kapsamında düşünülen bir projeydi ancak orada aldıkları tepki sonrasında formu değiştirerek yeni bir projeyle karşımıza çıkıyorlar. İlk tepkiden sonra klasik yöntemlerle geri adım atmış gibi gözüküp farklı bir kanaldan içeriği değiştirmeden bunu yapıyorlar. Bu işi hangi şekilde yapmaya çalışırlarsa çalışsınlar öğretmenlik formasyonu olmayan birinin çocuklarla temas etmesini doğru bulmuyoruz” dedi.
“ONAY ALINMADAN YAPILMASI ANAYASAL SUÇ”
Kalafat, “Diyanet İşleri Başkanlığı bu kişileri öğrencilerle buluşturduğu zaman tarikat yurtlarındaki abilerle ilgili çıkan haberler ya da çocukların başına gelen şeyler hiç akıllarına gelmiyor mu? Veliler olarak bu tür çözümlerin sıkıntı yaratacağını düşünüyoruz. Buna velilerde izin vermez. Bir sapkın düşünüşün ya da yanlış bir davranışın çocuklar üzerinde oluşturacağı etkiyi görürüz ve denetlenemeyen hiçbir unsurun okullarda çocuklarla temas etmesine izin vermeyeceğiz. Yöntemimiz yine aynı velilerimiz dilekçe veriyor. Çocukların cami, mescit gibi abilerin ya da ablaların ders çalıştırması gibi projelerin veli onayı alınmadan yapılması anayasal suçtur” ifadelerini kullandı.
“TEPKİ VERMEZSEK DURMAYACAKLAR”
Yeni Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in çok uzun zamandır bakanlıkta bürokrat olduğunu söyleyen Kalafat, “Yusuf Tekin’in temsil ettiği düşünce karma eğitime karşı çıkan, cemaat ve tarikat ilişkilerini açıktan yürüten ve bunun Türkiye’de devlet düzeni olmasını isteyen bir zihniyet ve kendisi de bu zihniyetin temsilcisi. Yusuf Tekin bu gücü eline aldığı zaman onu oraya getiren kişilere verdiği sözleri yerine getirmek zorunda. Bunların bu düşüncenin bir ajandası var. Bunu yavaş yavaş yerine getirmeye çalışıyorlar. Bu karanlık ajanda bizim ajandamız değil. Buna tepki vermezsek bilimin ışığında olmayan eğitim sistemini kendi siyasal çıkarları için uygulayacaklar. Tepki vermezsek durmayacaklar. ÇEDES’te nasıl geri adım attılarsa bunda da atacaklar” dedi.
“EĞİTİMİN AKTÖRÜ ÖĞRETMENLERDİR”
Konuyla ilgili tavırlarının net olduğunun altını çizen Hürriyet Eğitim Sendikası İzmir Şube Başkanı Adnan Sarısayın, “Eğitim okulda yapılır ve bunun en büyük aktörü öğretmenlerdir. Biz bakanlığa defalarca kez çağrıda bulunduk ve bulunmaya devam edeceğiz. Okula öğretmen dışında hiçbir kişi ve kurum eğitim amaçlı sokulmamalıdır. Öğretmenlerimize güvenmemiz gerekiyor. Eğitim devletin işidir. Sivil toplum örgütü adı altında vakıfların, derneklerin, cemaatlerin okullara sokulmasını doğru bulmuyoruz. Burada aktörlerden biri Diyanet İşleri olsa bile bu yanlış. Pedagojik formasyonu olmayan insanların öğrencilerle muhatap edilmesine karşıyız” ifadelerini kullandı.