Vazgeçemediğimiz alışkanlıklar
Önceki yazımızda kabaca dünyamızı zehirleyen, kirleten alışkanlıklarımızdan bahsetmiştik. O kadar çok ve o kadar kötü alışkanlıklarla yaşamaya uzun yıllar devam ettik ki, artık dünyamız ona verdiğimiz...
SON 200 YILDAKİ GELİŞİM
Son iki yüzyılda zenginlik, güzellik, sağlık denilen olgular çok hızlı değişti. İnsanların beklentileri evrim geçirirken, doğa ile ara hızla açıldı. Hiç oturmadıkları ve kullanmadıkları evler biriktiren insanlar türedi. Bu bir dönem için zenginlik göstergesi kabul edilmiş olabilir. Ancak doğal alanlar, eko sistemin devamlılığı için kabul edilemez boyutlara ulaştı. Bilimsel verilere göre, insanlık son 200 yıldaki gelişimi ile ekosistemde var olan biyo çeşitliliğin yüzde 80’inin yok olmasına neden oldu. Şimdi halen dünya yaklaşan krizi algılamış görünmüyor. Su krizi, gıda krizi gibi önemli sorunlar toplu ölümlere toplu göçlere neden olmak üzere. Yine de diğer yandan, sanayisi ile ticareti ile üretim ve tüketim alışkanlıklarında ısrar eden büyük bir kitle yaklaşan kabusu algılamış değil. Pandemi’de frene basılmayan sektörlerin başında, uluslararası ticari nakliye faaliyetleri geldi. Malezya’da üretilen tablet bilgisayarın Amerika’ya, Kongo madenlerinde üretilen bataryanın İngiltere’de moda olan elektrikli araçlara doğru yolculuğu durmadı. Neyse ki; Tıp ve Teknoloji de insanlık hizmetine bir an bile hız kesmedi. Ancak hiç yavaşlamayan sektörlerin başını bir şekilde inşaat sektörü tutmaya devam etti. İmkanı olan- olmayan hatırı sayılır miktarda insan kırsal alanlara ve doğaya kaçmaya devam ederken, diğer yandan, dev gökdelenler de metropol merkezlerinde son sürat inşa edilmeye devam ediyor. Yollar araç sayısını kaldırmıyor ama aynı caddede Daha fazla kat yükselirken kimse şikayet etmiyor?