Suların çekilmesiyle birlikte, daha önce yalnızca küçük bir kısmı görünen mikrobiyalitler şimdi çok daha belirgin bir şekilde ortaya çıktı. Dron ile çekilen görüntülerde, alanın düzgün bir kent planına sahip olduğu gözlemlenirken, kalıntıların Urartular dönemine ait olduğu tahmin ediliyor. Bu tarihi kalıntıların gün yüzüne çıkması, bölgenin tarih ve kültürü açısından büyük bir öneme sahip.

Bitlis Eren Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necmettin Elmastaş, bu yapıların uzmanlar tarafından tarihlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Elmastaş, Van Gölü Havzası’ndaki kuraklık ve su seviyesinin düşmesiyle birlikte göl altındaki mikrobiyalitlerin gün yüzüne çıktığını belirtti. “Bu alanlarla ilgili ciddi araştırmalar yapılması gerekiyor. Uzmanların buralarda çalışma yapması şart,” dedi.

Adilcevaz Yukarı Deniz Derneği Başkanı Cumali Birol da, Ahlat kıyı şeridindeki adacığın çevresinde görülen yapı kalıntılarının araştırılması gerektiğini ifade etti. Van Gölü Havzası'nın hemen hemen her kıyısında yaşam izlerine rastlandığını belirten Birol, “Burada birçok medeniyetin izlerini görebiliyoruz. Van Gölü'nün kurumasına izin vermemeliyiz; çünkü bu göl bizim için çok değerli,” dedi.

Sıfır atık projesiyle doğaya 45 ton cam kazandırıldı Sıfır atık projesiyle doğaya 45 ton cam kazandırıldı

Bölgedeki kalıntıların incelenmesi ve korunması gerektiğini vurgulayan Birol, “Selçuklulardan Osmanlılara kadar birçok medeniyetin izleri burada mevcut. Bu nedenle, bu tarihi değerleri korumalı ve sahip çıkmalıyız,” şeklinde konuştu.

Kaynak: iha