Güncel

Uzay boşluğunda kaybolan dünyalar: 9 hayalet gezegenin gizemi

Uzayın derinliklerinde kaybolmuş dokuz gezegenin gizemli öyküleri, bilim insanlarını heyecanlandırıyor. Bir zamanlar var oldukları düşünülen bu gezegenlerin kayboluşu, evrenin karanlık sırlarını ortaya çıkarıyor.

Abone Ol

Uzayın derinliklerinde kaybolan gezegenler, bilim dünyasında büyük bir merak uyandırıyor. Bir zamanlar var oldukları düşünülen dokuz gezegenin kayboluşları, evrenin karanlık köşelerinde saklı sırları gün yüzüne çıkarıyor. İşte bu gezegenlerin her biri ve gizemli öyküleri:

THEİA Ay'ın kökeni uzun zamandır bir muamma. 19. yüzyıldan itibaren bu gizemi çözmek için üç ana teori ortaya atıldı. Bir teoriye göre, Dünya ve Ay ilkel güneş bulutsusunda aynı noktada oluştu. Diğer bir teori, Dünya'nın ilkel dönemlerinde Ay'a dönüşen bir maddeden dolayı olduğu düşünülüyor. Üçüncü teori ise Ay'ın başka bir yerde oluşup Dünya tarafından çekildiği yönündeydi. Ancak bu teoriler, mevcut Dünya-Ay sistemini tam olarak açıklayamadı. 1970'lerde, Ay'ın büyük bir çarpışma sonucu oluştuğu öne sürüldü; çarpan cisim Mars büyüklüğünde olan Theia olarak adlandırıldı. Çarpışma sonucu Theia yok oldu ve enkaz Ay'ı oluşturdu.

VULCAN Vulcan, 19. yüzyıl astronomları tarafından Güneş’e en yakın gezegen olarak düşünülüyordu. Fransız astronom Urbain-Jean-Joseph Le Verrier, bu gezegenin Merkür'ün perihelion hareketine neden olduğunu öne sürdü. Ancak Vulcan’ın varlığı doğrulanamadı.

SÜPER DÜNYALAR “Super-Earth” olarak adlandırılan bu büyük kayalık gezegenler, diğer yıldız sistemlerinde bulunuyor. Ancak Güneş sistemimizde böyle bir gezegen yok. Jüpiter'in erken dönemde Güneş’e doğru göç ettiği ve süper-dünya bölgesindeki materyallerin yörüngelerini değiştirdiği düşünülüyor. Bu değişim, süper-dünyaların Güneş'e düşmesine neden olmuş olabilir.

MARS ÇARPIŞTIRICISI Mars'ın iki farklı yüzü, pürüzsüz kuzey yarımküre ve kraterli güney yarımküre, erken güneş sistemindeki bir çarpışma ile açıklanabilir. Bu çarpışma, Mars'ın yüzeyindeki bu farklılıkları oluşturmuş olabilir.

ASTEROİT KUŞAĞI GEZEGENİ 1766'da Prusyalı astronom Johann Titius, gezegenlerin Güneş’e uzaklıklarının belirli bir matematiksel modeli takip ettiğini fark etti. Bu model, Mars ve Jüpiter arasında bir gezegen öngörüyordu. Ancak bu gezegen bulunamadı ve asteroitlerin, bir gezegenin kalıntıları olduğu düşünüldü. Yine de bu fikir geçerliliğini yitirdi.

NİBİRU Yazar Zecharia Sitchin, eski Sümer metinlerinde geçen Nibiru adlı gezegenin Güneş çevresinde 3.600 yılda bir döndüğünü öne sürdü. Nibiru'nun Dünya'ya yakın geçişi sırasında bazı iddialara göre Annunakiler, madencilik yaparken Homo sapiens’i yarattılar. Ancak, bu gezegenin varlığı doğrulanamadı.

GEZEGEN X Neptün’ün 1846’daki keşfinden sonra, diğer gezegenlerin yörüngelerini etkileyen bir gezegen arayışına girildi. Percival Lowell bu arayışa adadı, ancak Plüton'un bulunması yeterli açıklamayı sağlamadı. Günümüzde, bu tür bir gezegenin varlığı konusunda şüpheler devam etmektedir.

TYCHE 1999 yılında astrofizikçiler, uzun periyotlu kuyruklu yıldızların Güneş’ten uzak bir gezegenden etkilenebileceğini öne sürdüler. Tyche adını verdikleri bu gezegenin Jüpiter’in kütlesinin birkaç katı kadar büyük olması öngörüldü. Ancak, 2009-11 WISE araştırmasında Tyche görünmedi.

NEMESİS 1984’te paleontolog David Raup ve J. John Sepkoski, büyük yok oluşların 26 milyon yılda bir düzenli aralıklarla gerçekleştiğini iddia etti. Bu periyodik yok oluşların, Güneş’in henüz keşfedilmemiş bir yoldaş yıldızı olan Nemesis tarafından tetiklendiği öne sürüldü. Ancak bu yıldızın varlığı hala kanıtlanmış değil.