Üniversitesi alın teri ve hayat olan bir yazar: Maksim Gorki
Bir yazarın en büyük şansı da şansızlığı da yaşadığı devir olabiliyor. Gorki, 20’inci asrın kanlı girizgahını ve işçi...
Bir yazarın en büyük şansı da şansızlığı da yaşadığı devir olabiliyor. Gorki, 20’inci asrın kanlı girizgahını ve işçi sınıfının ilk devlet tecrübesi olan Sovyetler Birliği’nin kuruluşunu gördü. İlk dünya savaşını yaşadı. İkincisine varamadan öldü. Ancak, ülkesinin siyasi dengeleri oturmadığı için hayatının son 20 yılını da bu etkiler altında geçirdi. Bununla beraber, konuları itibariyle tutarlı, etki yönüyle de tüm dünyaya yayılan eserler yazdı.
Aleksey Maksimoviç Peşkov bilinen adı ile Maksim Gorki 28 Mart 1868’de Rusya’da doğdu. 5 yaşındayken nakliyecilik yapan babasını kaybeden Gorki annesi yeniden evlenince doğum yeri olan Nijniy Novgorod'a döner. 11 yaşında tamamen öksüz kalır, anneannesi ve büyük babası tarafından Nijniy Novgorod'da büyütülür. Masalları ile büyüdüğü anneannesinin, üzerinde büyük etkisi vardır. Gorki yalnızca birkaç ay okula gidebilmiştir. 8 yaşında çalışmaya başlar, bu sayede Rus işçi sınıfının yaşamını yakından tanır. Bir gemide bulaşıkçılık yaparken okuma merakı sarar. İlk gençlik yıllarını Kazan'da geçiren Gorki, Aralık 1887'de intihar girişiminde bulunur. Sonraki 5 yıl boyunca değişik işlerde çalışarak, daha sonra yazılarında kullanacağı pek çok izlenimi edindiği büyük Rusya turuna çıkar. Gorki'nin daha sonra eserlerinde görülen güçlü betimlemeler ne kadar keskin bir gözlemci olduğunu gösterecektir.
ACI ANLAMINA GELEN AD
1892 yılında Tiflis'te, Kafkasya Gazetesi'nde çalışmaya başladı. Yoksullukla ve acıyla dolu bir hayat sürdüğü için Rusça’da acı anlamına gelen Gorki takma adını kullanmaya başladı. 1895'te Sankt-Peterburg'da yayınlanan bir dergide çıkan Çelkaş adlı öyküsü ile ünlendi. Ardından Yirmi Altı Erkek ve Bir Kız öyküsü yayınlandı.
Ünü hızla yayıldı. Bu öyküler kadar başarılı olmayan bir dizi roman ve öykü daha yazdı. Gorki'nin 1898 yılında yayınlanan ilk kitabı Hikâye Denemeleri (Очерки и рассказы) çok beğenilir ve yazarlık kariyerinin başlangıcı sayılır. İlk romanı Foma 1899'da basılır. Bu dönemde sağlam bir olay örgüsü kuramaması ve yaşamın anlamı üzerine uzun felsefi tartışmalara girmesi romanlarının başarısını düşürür. 1906'da yazdığı ve Rus Devrimi'ne adadığı Ana en başarılı romanıdır. 1899-1906 arasında Sankt-Peterburg'da yaşar. Gorki, Çar rejimine açıkça karşı çıkmış ve bu yüzden birçok kez tutuklanmıştır. Çarlık tarafından kontrol ve baskılara maruz kalmıştır. 1901'de "Fırtına Habercisi"nin Türküsü isimli kısa şiiri yüzünden tutuklanır. Kısa sürede serbest kalır ve Kırım'a gider.
Gorki birçok devrimci ile tanışır. Lenin'le tanıştığı 1902 yılından itibaren aralarında yakın bir arkadaşlık oluşmuştur.
1902 yılında Rusya Edebiyat Akademisi’ne seçilir. Ancak Çar II. Nikolas buna izin vermez. Anton Çehov ve Vladimir Korolenko bu tavrı protesto eder ve Akademi’den ayrılır.
Başarısız olan 1905 Rus Devrimi sırasında Peter ve Paul Kalesi'nde kısa bir süre daha hapis kalır. Gorki Güneşin Çocukları adlı oyununu yazar.
Gorki 1905'te Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi'ne resmî olarak üye olur ve Bolşevikler’le beraber hareket eder.
İleride 1905 Devrimi'nde önemli bir rol oynayacak olan Bilgi isimli bir yayınevi kurar. 1905 Moskova Ayaklanması'nda da kilit bir rol oynayan Gorki, ayaklanmaya katılan işçiler için gereken malzeme ve erzağı temin etmiştir. Ayrıca ayaklanmada kullanılacak askerî teçhizatlar Gorki'nin dairesinde hazırlanmıştır.
1906'da ABD'ye seyahat eder, aynı yıl Rusya'dan ayrılıp İtalya'da Capri Adası'ndaki villasında yaşamaya başlar. 1913'te tekrar Rusya'ya döner ve Rusya'nın I. Dünya Savaşı'na girmesine karşı çıkar. Aralık 1915'te Petrograd'da Letopis adında (Türkçe: Tarihsel Olaylar) bir edebiyat, bilim ve politika dergisi kurar.
I. Dünya Savaşı sırasında Petrograd'daki dairesi Bolşevik ofisi gibi çalışmaya başlar. Lenin’in devrim fikrini erken bulan Lev Kamenev ve Grigori Zinovyev'in eleştirel yazıları Gorki’nin editörlüğünü yaptığı Novaya Şisn gazetesinde basılır. Lenin, Bolşevik Parti Üyelerine Mektup adlı yazısında Kamenev ve Zinovyev'in bu gazetede yer alan bir makalesinden bahsetmiş ve Bolşeviklere gönderdiği bu mektubunda bu iki ismin yazdığı yazıları eleştirmiştir. Zira bu iki isim Bolşevik Merkez Komitesi’nin 16 Ekim günü 10-2 oyla aldığı ayaklanma kararına itiraz etmiş ve Novaya Şisn gazetesine demeç vererek Bolşevik Merkez Komitesi’nin aldığı kararı ifşa etmişti. Bu olay sonrasında Lenin "Artık onları yoldaş olarak kabul edemem" diyerek Kamenev ve Zinovyev'in partiden ihraç edilmelerini istemiştir. Fakat Zinovyev Lenin’e karşı sadakat andını içerek affedilmiş ve Petrograd Sovyeti'nin başkanlığına getirilmiştir. Gorki bu gazetede Bolşeviklerin iktidara el koymasını eleştiren yazılar yayımlamıştır. Nitekim 1918'de Bolşeviklerin Vakitsiz Düşünceleri isimli makalesini yayınlar.
Lenin, Gorki ile dostluğuna zarar vermek istememiş, bu dönem boyunca kendisini ikna etmeye çalışan uzun mektuplar yazmıştır.
Lenin'in Gorki'yle 1919'daki yazışmalarında Petrograd’ın boğucu havasının ve çevrenin onu kötü etkilediğini ve bir hava değişikliğine ihtiyacı olduğunu düşündüğünü yazmıştır. Bu mektuplarda olayların Petrograd'dan göründüğü gibi olmadığını gelmek isterse bu tür bir ziyareti planlayabileceklerini yazmış, bu tür fikir ve davranışların hayatı kendisi için zorlaştıracağını söylemiştir.
Ancak Komünist Enternasyonal Dergisi'nde Gorki'nin yazdığı bazı yazıları yakışıksız bularak 31 Haziran 1920'de Politbüro'ya bu tür makelelerin Komünist Enternasyol’de yayınlanmaması gerektiğini belirten mektubunu göndermiştir.
Bu yıllar Gorki ile Bolşeviklerin fikir ayrılıkları olarak tanımlanacak tartışmalarla geçmiştir. Zira devrimin hemen yapılması konusunda Lenin’le fikir birliğinde olmayan birçok parti üyesi bulunmaktadır. Ancak Gorki'nin Parti ile ilişkisinde tam anlamı ile bir kopukluk veya destekten bahsetmek mümkün değildir.
1920'lerde Vladimir Mayakovski ile birlikte Komsomol örgütüne bağlı Pionerskaya Pravda gazetesinin yayınlanması çalışmalarına katılmıştır. Bu gazetede pek çok makalesi yayınlanmıştır.
ESİR KAMPINI ZİYARET
Ağustos 1921'de bir yazar arkadaşı ve Anna Ahmatova'nın kocası Nikolay Gumilyov'un Petrograd Çeka'sı tarafından monarşist görüşleri nedeni ile tutuklandığını öğrenir. Gorki arkadaşının bizzat Lenin tarafından bırakılmasını sağlamak için hemen Moskova'ya gider. Ancak Petrograd'a döndüğünde Gumilyov'un öldüğünü öğrenir. Ekim ayında tüberküloza yakalanır ve İtalya'ya göçer.
1921-1929 arasındaki yıllarını tekrar İtalya'nın Sorrento kentindeki villasında geçirmiştir. 1929'dan sonra SSCB'yi birçok kez ziyaret etmiştir. Haziran 1929'da Gorki, Solovki Esir Kampı’nı ziyaret etmiş ve Batı'da kötü bir üne sahip olan Gulag Kampı hakkında olumlu şeyler yazmıştır. 1932'de Stalin, Gorki'yi ülkeye kesin dönüş yapmaya çağırmış ve ülkesinde büyük bir memnuniyetle karşılanacağını garantilemiştir.
UÇAĞA ADI VERİLDİ
Aleksandr Soljenitsin'e göre Gorki kendi ilgileri nedeniyle dönmüştür. Gorki'nin Faşist İtalya'dan geri dönüşü Sovyet zaferinin büyük bir propagandası olur. Gorki'ye Lenin Nişanı verilir ve eskiden milyoner Pavel Ryabuşinski'ye ait olan ve şimdi Gorki Müzesi olan Moskova'daki malikâneye yerleştirilir. Şehir dışında da bir yazlık ev tahsis edilir. Moskova'nın büyük caddelerinden biri olan Tverskaya Caddesi'ne ve doğduğu şehre adı verilir. 1990'da şehrin adı tekrar Nijniy Novgorod olarak değiştirilecektir.
1930'larda dünyanın en büyük uçaklarından olan Tupolev ANT-20'ler de Maksim Gorki olarak isimlendirilmiştir.
1936 yılının Haziran ayında hayatını kaybetti.
ESERLERİ
En önemli eserleri arasında Ana, Ekmeğimi Kazanırken, Benim Üniversitelerim, Arkadaş, Çocukluğum, Halk Düşmanı, Fırtınanın Habercisi gibi eserler sayılabilir. Biyografi, tiyatro alanında da eser verdi. Toplumcu gerçekçi çizginin evrensel düzeyde etkili olmasını sağladı.