Uludağ Alan Başkanlığı’na tepki gösteren DOĞADER soluğu Meclis’te aldı!

DOĞADER Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Güler, bütçe görüşmelerinin yapıldığı bu günlerde Uludağ’da yapılması planlanan Alan Başkanlığı tepkisini Meclis’e taşıdı. Güle...

Abone Ol
DOĞADER Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Güler, bütçe görüşmelerinin yapıldığı bu günlerde Uludağ’da yapılması planlanan Alan Başkanlığı tepkisini Meclis’e taşıdı. Güler, T.B.M.M.Komisyonunda yaptığı konuşma da ,Uludağ’da eşi benzeri olmayan onlarca endemik bitkinin yetiştiğini, alan başkanlığı yasasının getireceği yapılaşma ile Bursa’nın doğal su kaynağı olan Uludağ’ın büyük zararlar göreceğinin altını çizdi. Bursa Çevre Platformu ise yaptığı açıklamada ; Türkiye’de iki örneği bulunan (Kapadokya alan Başkanlığı ve Çanakkale Savaşları ve Gelibolu Alan Başkanlığı) Alan Başkanlığı uygulaması Uludağ Milli Parkı için daha önce de gündeme gelmişti. 25.11.2022 tarihinde Bursa Milletvekillerinin öncülüğünde kanun tasarısı hazırlandı ve 9 Aralık 2022 Cuma günü TBMM Turizm Komisyonuna görüşülüp hızla meclise sevk edilerek yasalaşması planlanıyor diye açıklama yayınladı. KANUN TEKLİFİ GEREKÇESİ Verilen kanun teklifinin gerekçe kısmında şu ibare yer almaktadır; Uludağ Alanında hali hazırda doğal sit alanları, kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgesi, milli park gibi birçok farklı koruma statüsü ve bu koruma statülerine ilişkin farklı mercilere tanınmış idari yetkiler bulunmaktadır. Bu durum ciddi bir yetki karmaşasına ve dolayısıyla ziyaretçiler ve yatırımcılar açısından çok uzun ve ağır bürokratik süreçlerin yaşanmasına sebep olurken bu eşsiz alanın hak ettiği şekilde korunması ve turizm açısından hedeflenen başarıya ulaşması mümkün olmamaktadır. Uludağ Milli Parkı 1961 yılında Milli Park ilan edilmiştir. Türkiye’nin 5. Milli parkıdır. Alan kaynak değerleri (endemik türler, bitki zonları, yaban hayatı, görsel kalite) taşıdığı için milli park ilan edilmiştir ve alanın tamamı doğal sit alanıdır. Gerekçede sunulduğu gibi Uludağ Milli Parkı’nda yetki karmaşası yoktur. Alan başkanlığı olması durumunda da ruhsatları Osmangazi Belediyesi verecektir, yolları Karayolları yapacaktır. Alanın sit statüsü ve milli park statüsü kaldırılacağı için imar planları alan başkanlığı tarafından yapılacaktır. Bu eşsiz alanın korunması için Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü’nün koruması ve “Milli Parklar Kanunu” yeterlidir. Önemli olan korumanın sağlanabilmesi için mevcut mevzuatın uygulanmasıdır Bu kanun ile yapılmak istenen ise; Alandaki her tür ve ölçekte planların hazırlanması, yenilenmesi ve değiştirilmesi yetkisi Komisyonun (Uludağ Alan Komisyonu) uygun görüşü ve Bakan Oluru (Kültür ve Turizm Bakanı) alınmak suretiyle Başkanlığa (Uludağ Alan Başkanı) bırakılmıştır.” (Madde 4) şeklindedir. Oysa korunan alanların yönetimi başlı başına bir uzmanlık konusudur. Kaldı ki yukarıda adı geçen birimlerin yasal amaçlarında koruma planlaması zaten bulunmamaktadır. Komisyonun görev ve yetkileri içerisinde sınır ve derece değişikliği yetkisinin komisyona verildiği görülmektedir.Komisyon Uludağ Alanı içerisinde doğal sit alanlarının tescili, sınır değişiklikleri ve yeniden değerlendirilmesine yönelik karar almaya yetkilidir. Sit sınır ve derece değişiklikleri Komisyonun oy birliği ile aldığı karar doğrusunda gerçekleştirilir.”(Madde 5)Uludağ alanı içerisinde doğal sit alanları” ibaresiyle sanki küçük bir alanmış gibi gösterilmeye çalışılsa da Uludağ Alanı ilan edilecek 2 bin hektar (20 milyon m2) alanın tamamı Milli Parktır ve Doğal Sit Alanıdır. Alan Başkanlığı düzenlemesiyle ileride milli park içerisinde yapılacak her tür yapılaşma, sit sınır ve derece değişikliklerine hukuki kılıf hazırlanmaya çalışılmaktadır. Alan Başkanlığı Kanun teklifi 2873 sayılı Milli Parklar Kanununa aykırıdır. Uludağ Milli Parkı için yok oluş anlamına gelecek bu kararı verecek komisyon üyeleri ise şunlardan oluşmaktadır. *Bakanlıkça (Kültür ve Turizm Bakanlığı) görevlendirilecek alanında uzman ve en az on yıl deneyime sahip dört üye *Bursa Valisi tarafından görevlendirilecek bir Vali Yardımcısı *Bakanlık (Kültür ve Turizm Bakanlığı) Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğünden iki üye, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünden bir üye, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğünden iki üye ile * Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ve Orman Genel Müdürlüğünden, alanlarında uzman birer üye *Bursa Belediye Başkanlığı’ndan görevlendirilecek bir üye Milli Parklar Kanununa göre; Milli parklar üzerinde tasarrufu olan Tarım ve Orman Bakanlığı ile Milli Parklar Müdürlüğünden sadece birer üye komisyonda yer alacak. Komisyon üyelerinin alacağı kararın, tek adam rejimi ve atama sistemi göz önünde bulundurulduğunda ne kadar bilime, akla uygun olacağı da tartışma konusudur. Bu kanunla birlikte Uludağ’da Milli Parklar Teşkilatının yetkisi ve koruma kalkanı kaldırılmak istenmektedir. Kanun metnine göre diğer mevzuatta Tarım ve Orman Bakanlığı’na yapılan atıflar Bakanlığa yani Kültür ve Turizm Bakanlığına, Uludağ Milli Parklar Müdürlüğüne yapılan atıflar ise Başkanlığa yani Uludağ Alan Başkanlığına yapılmış sayılır (Madde 10) Uludağ Alanının sınırları bölgenin kültürel ve doğal varlıkları ile turizm potansiyeli göz önünde tutularak ilgili bakanlıkların görüşü alınarak Bakanlığın teklifi üzerine Cumhurbaşkanı kararı ile değiştirilebilir. (Madde 10) ULUDAĞ NEDEN MİLLİ PARKTIR?Uludağ çok çeşitli habitatlara sahip olması sebebiyle zengin bir bitki örtüsüne sahiptir. Bu yüzden Uludağ “Önemli Bitki Alanı” olarak da belirlenmiştir. Botanikçi Mayr’n orman zonlarını muhtelif yüksekliklerde karakterize etmesi ve 45 dakikalık bir araç yolculuğu esnasında bu zonların görülebilmesi açısından dünya ormancılık literatüründe bilimsel yönden özel bir öneme sahiptir. Uludağ’da bugüne kadar 1308 bitki türüne ev sahipliği yapmaktadır ki bunlardan 32’si Uludağ endemiği, 169’u ise Türkiye endemiğidir. Uludağ Milli Parkı alanının % 29 gibi büyük bölümü ağaçsız alanlardan oluşmaktadır. Orman sınırındaki bozuk form ve çalı grubu Uludağ’ın alçak rakımlarında görülen sık ve boylu ormanlardan sonra değersiz ve önemsiz gibi algılanmaktadır. Oysa bu alan, küresel ısınmanın etkisi de dikkate alındığında, yerine konması hemen hemen olanaksız, mutlaka korunması ve ekolojik istikrarının desteklenmesi gereken alanlardır. Otellerin ve pistlerin bulunduğu 1. ve 2. Gelişim Bölgesi lokal endemik türlerin üzerine inşa edilmiştir. Alan Başkanlığı için belirlenen alan şimdilik 2 bin hektardır ve mevcut gelişim bölgelerinin neredeyse 3 katıdır. Alan Başkanlığı ilan edilmesi önerilen sınırlar içerisinde endemik ve lokal endemik türler bulunmaktadır. Uludağ’da uluslararası kriterlere göre çok tehlikede (CR) 13 tür, tehlike altında (EN) 19 tür, hassas tehlike altına girebilir (VU) 21 tür, tehdite açık (NT) 30 tür, az tehdit altında (LC) 84 tür, yetersiz verisi olan (DD) 6 tür bulunur. Sakallı akbaba ve kaya kartalının üreyen popülasyonlarının bulunmasından dolayı burası aynı zamanda Önemli Kuş Alanıdır. Uludağ’a özgü endemik tür olan Apollo Kelebeği ile Türkiye’de Paçalı Baykuş’un yaşadığı bilinen birkaç yerden biridir. Alan Başkanlığının gerekçesi olarak "koruma kullanma" dengesinin iyi yönetilebilmesi ve daha iyi bir koruma için yönetimin tek elde toplanması gibi bir söylemde bulunulmakta olsa da Kapadokya örneğinin gösterdiği yeni bir talan döneminin başlamak üzere olduğudur. Bunun en büyük göstergelerinden biri de Göreme Tarihi Milli Parkı, bugüne kadar üç yasal statüye aynı anda sahipken ( 1. Mili Park, 2. Doğal SİT ve 3. Unesco Dünya Miras Listesi) bu üç statütüden Milli Park olma durumu, Cumhurbaşkanı Kararı ile 22.10.19 tarihinde kaldırılmıştır. Kapadokya Alan Başkanlığı'nın çok sayıda aykırı çalışmalarının yanında son olarak Kapadokya bölgesinde peribacalarına zarar verilerek geçirilen yola büyük tepkilere rağmen yapımına devam edildi. Uludağ Milli Parkı Milli Parklar Kanunu ve Uluslararası Sözleşmelerle korunmaktadır. Bunlardan biri de BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesidir. Ülkemiz tarafından 1996 yılında imzalanmıştır. Önümüzdeki günlerde 15. Taraflar Konferansı Kanada’da düzenlenecektir. 2024 yılında ise 16 Taraflar Konferansı ülkemizde düzenlenecek, 2024-2026 yılları arasında Sözleşme dönem başkanlığı ülkemiz tarafından yürütülecektir. Uludağ’da biyoçeşitliliğin korunmasındaki en büyük etken Milli Parklar Kanunu tarafından korunmasıdır. Bölgede yetki karmaşası yoktur. Gelecek nesillere mirasımız olan zenginliği koruyacak kurum ve yasalar bellidir. DOĞADER Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Güler; konuşmasına devam ederek ULUDAĞ’DA ÇOK BAŞLILIK YOKTUR’ Uludağ’dan sorumlu tek kurumun Tarım ve Orman Bakanlığı ve ona bağlı Milli Parklar Müdürlüğü olduğunu söyleyen Güler, “Uludağ’ı yöneten kurumlar içine Turizm ve Seyahat birlikleri, Büyükşehir Belediyesi ve Ticaret Sanayi Odası olacaktır. Bundan 6 yıl önce Büyükşehir Belediyesi, Uludağ’ın tam yetkisini almak için kampanya başlatmıştı. Ancak dönemin Orman Bakanı Bursa’ya geldiğinde kabul görmeyip reddetmişti. Uludağ’dan sorumlu kurum Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Milli Parklar Müdürlüğü’dür. Uludağ’da çok başlılık yoktur” ifadelerini kullandı. Turizme karşı olmadıklarını belirten Güler, Milli Park kanunlarının tavizsiz uygulanması görüşünde olduklarını bir kez daha dile getirdi.ULUDAĞ BURSA’NIN YAŞAM KAYNAĞIDIR MİLLİ PARK OLARAK KALMALIDIR’ Güler, Uludağ’ın Bursa’nın yaşam kaynağı olduğunun altını çizerek, “Bu ekolojik yaşam dengesinin devam edebilmesi için devlet koruması altında Milli Park olarak kalmalıdır. Sorumlu ve yetkili kurumlar yine Tarım ve Orman Bakanlığı ve Milli Park Müdürlüğü olmalıdır. Yasanın TBMM Genel kuruluna gelmeden Bursa kamuoyunda incelenmesi, tartışılması ve geri çekilmesi en büyük temennimizdir” açıklamasında bulundu.BU YASA KÜLTÜREL MİRASIN KORUNMASINA YÖNELİK SÖZLEŞMELERE AYKIRIDIR’ Aynı zamanda Türkiye Barolar Birliği Çevre Kent Hukuku Komisyonu Yürütme Kurulu sözcüsü de olan Av. Eralp Atabek’in, TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu’nda özetle şunları söyledi:Uludağ’da Milli Park Müdürlüğü’nün yetkilerini kullanamaması sıkıntısı vardır. Çalışma ve koruma için personel verilmediğinden zorluk yaşanmaktadır. Yıkımlar yapılamamaktadır. Aslında bu teklif ile Uludağ’da tüm yetkiler tek ele toplanmaya çalışılsa da TSK binaları, Özelleştirme Kanunu, Kamu Özel Sektör Ortaklığı yatırımları, afet hakkında kanun vb. yasalardaki yetkiler bakımından diğer kurumlar da hala alanda söz sahibidir. Bu anlamda var olan durumu değiştirmek zor olacaktır. Bu yasa, çevrenin ve kültürel, biyolojik mirasın korunmasına yönelik uluslararası sözleşmelere aykırıdır. Bunlar bakımından da Anayasa Mahkemesi’nde iptale mahkumdur.”ULUDAĞ’IN BEKÇİ KÖPEĞİ OLMAYA GÖNÜLLÜYÜZ’ Yatırımların yapılacağı yerin endemik bitki türlerinin bulunduğu yer olduğunu ve bu alanın tehlike altında olduğunun altını çizen Atabek, ‘Uludağ Milli Parkı kapı giriş ücretleri, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü bütçesindeki gelir kaleminin yüzde 30’unu oluşturmaktadır. Böylesi büyük bir gelirin tüm yetkileri üzerine alan bir başkanlığa tahsis edilmemesi gerekir. Yatırımların yapılabileceği, endemik bitkilerin bulunduğu asıl yerdir ve tehlike altındadır. Yasanın 5. maddesinin 6. fıkrasına göre, Osmangazi Belediyesi’nin kararlara itiraz hakkı, dava hakkı ortadan kaldırılmıştır. Bu yasayla özel yatırımcılara açılacak yerler için özel mülkiyet iddiası karşınıza çıkacaktır. AİHM’ne kadar gidecek hukuksal sorunlar doğacaktır. Bursalıları bu kanuna karşı harekete geçirmek için aydınlatma görevimizi yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Uludağ’ın bekçi köpeği olmaya gönüllüyüz’ ifadelerini kullandı dedi. KAYNAK : https://enbursa.com/uludag-alan-baskanligina-tepki-gosteren-dogader-solugu-mecliste-aldi.html