Nihat AK/EGE TELGRAF- Tarım ve Orman Bakanlığı Ramazan ayında 7 bin 500’den fazla görevliyle 104 bine yakın gıda denetimi yaptı. Bu denetimlerde uygunsuzluk tespit edilen bin 22 ürün için yaklaşık 45 milyon lira idari para cezası kesildi. Yapılan incelemeler neticesinde sucuk üretimi yapan bir firmanın üretim yeri ve satış ofisinde, bir et firmasının satış ofisinde ve 4 lokantadan alınan numunelerde at ve eşek eti tespit edildi.

TAKLİT VE TAĞŞİŞ

Yüksek enflasyonun gıda güvenliğini tehdit eder boyutlara ulaştığına dikkati çeken TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu üyesi İ. Uğur Toprak, “Gıda fiyatlarındaki sürekli artış sonucu et ve süt ürünleri, yumurta, yağ, bakliyat, şeker gibi temel gıdalar ulaşılması zor ve lüks tüketim malı haline geldi. Şu an ülkemizde yeterli ve dengeli beslenemeyen yüz binlerce insan, yoksulluğun en alt seviyesi olan temel ihtiyaç maddelerine ulaşamıyor ve açlık riski ile karşı karşıya kalıyor. Bu durum vatandaşın gıda alışverişinde öncelikli olarak fiyat kriterini baz almasına ve hangi ürün, nerede ucuzsa oraya yönelmesine neden oluyor. Burada da karşımıza iki büyük sorun çıkıyor; birincisi neredeyse hammadde fiyatına satılan ve merdiven altı veya kayıt dışı şekilde uygun olmayan koşullarda üretilen gıda maddeleri, ikincisi ise taklit ve tağşiş. Her iki durumda halk sağlığı açısından risk teşkil ediyor. Yurttaşlar göreceli ucuz olduğu için merdiven altı üretim denilen, nerede ve ne koşulda üretildiği belli olmayan, büyük oranda taklit ve tağşiş yapılan ve hatta sağlık riski taşıyan gıdalara yönelmekte. Gıda mühendislerinin çalıştırılmadığı, kayıt dışı üretim yapılan ve denetlenmeyen bu işletmelerde gıda güvenliğinin sağlanamaması, tüketicilerin hem aldatılmasına hem de sağlık riski ile karşı karşıya kalmalarına sebep oluyor” dedi.

‘ASLİ GÖREVİNİZİ YAPIN’

Toprak, “Son zamanlarda etkisini gündelik yaşantımızda yoğun olarak hissettiğimiz yüksek enflasyon, özellikle gıda ürünlerinde yüzde 75`in üzerinde fiyat artışına neden oldu. Halkımızın büyük çoğunluğunu oluşturan ücretli ve dar gelirli kesimlerin gelirinde kayda değer bir artış olmamasına karşın, gıda fiyatlarındaki bu olağanüstü yükseliş, gıdaya erişimi her geçen gün zorlaştırıyor. Stokçulukla birlikte, belli gıda maddelerinin piyasada bulunamaması, önümüzdeki süreçte yaşanacak önemli sorunlardan biridir. Asgari ücretin altında maaş alan emekliler için de durum tamamen içinden çıkılamaz halde. Bunun sonucu, semt pazarlarında akşam saatlerinde çürük ve yerlere atılmış gıdaları toplayanların sayısının her geçen gün arttığını üzülerek görüyoruz. Güvenilir gıdaya yeterince, kolay ve sürekli ulaşmak tüm yurttaşların hakkıdır. Gıdaya erişim bir sorun ve endişe kaynağı olmaktan çıkarılmalıdır. En temel ve ertelenemez ihtiyaç olan gıdanın, herkes için kolayca, yeterince ve sürdürülebilir şekilde erişilebilecek duruma getirilmesi elzemdir. Başta iktidar olmak üzere yetkili tüm kurum ve kuruluşlar asli görevlerini yerine getirmelidir” diye konuştu.

‘GELEN GİDEN YOK!’

Ramazan ayının ilk gününden bu yana esnafın işlerinin adeta bıçak gibi kesildiğini belirten İzmir Lokantacılar ve Gazinocular Odası Başkanı Doğan Kılıç, “Gündüz işlerimiz kesattı. Ramazan ayı ile kesildi. Esnafımız iftarlara umut bağlamıştı ama o da olmadı. Vatandaş iftar yapabilmek için evine kaçıyor. Fiyatlar yüksek. Herkesin bir lokantada iftar yapabilmesi zor. En düşük fiyatlı iftar menüsü 500-600 liralardan başlıyor. Menüsüne göre bin- bin 500 liraya kadar iftar edilebiliyor. Bırakın merkezi, Bayraklı’da bir çorba 180 lira. Bir kelle paça 380 lira. Şartlar zor çünkü millette para yok. Yurttaşın üç dört kişi Ramazan iftarı için lokantaya gidebilmesi çok zor. Benim dükkan 24 saat açık. Allah’ın bir kulu sahur yapmaya gelmiyor. Kasabın, manavın ve personelin parasını bu ay çoğu zaman kendi cebimizden veriyoruz. Etin kilogram fiyatı 490 lira olmuş. Ben 450 biliyordum. Aldığınız etin önemli bir bölümünü fire vereceksiniz. Esnaf, lokantasında kaç liraya satacak?” ifadelerini kullandı. 

‘KURU BİBER 250 LİRA’

Girdi maliyetlerinin had safhaya çıktığını vurgulayan Başkan Kılıç, “Bir et yemeğine 200 lira verdiğin zaman herkes kredi kartı çekiyor. 200 liralık bir kredi kartının 20 lirası direkt KDV düşüyor. Yüzde 4-4.5 komisyon bedeli alıyor pos cihazları. 9 lira da oraya gitti. Oldu 29 lira. Bir ekmek 9 lira. Suyuydu, KDV’siydi, POS’uydu gitti 50 lira. Esnaf 50 lira kazanmıyor ki. Bir masaya on çeşit meze veriyorlar bedava. Ya bir ıslak mendil para. Bir peçete para. Bir kilo acı biberi, kaç paradan alıyorsun bu kuru biberi? Bir kiloluk acı biberin kilogramı 250 lira dolayında. Adam yiyor, bir de peçeteye sarıp cebine koyuyor, evine götürüyor. Girdi maliyetleri işin içinden çıkılamayacak seviyede. Her ay 10-15-20 esnaf açıyorsa 30 esnaf kapatıyor. 2 yıl kadar önce göreve geldimde 2 bin 600 şimdi de 2 bin 600 üyemiz var. Kayıt yaptıran kadar kapatan da var” diye konuştu. 

‘ÇÖPE ATACAĞIZ’

Enflasyon nedeniyle esnafın fiyat listesi almadığını vurgulayan Başkan Kılıç, “Esnafın işi hakikaten zor. Buna bir düzen ve disiplin getirmeleri lazım. Bakanlığın istediği fiyat listesini bastırdım. Odayı nereden bakarsanız bakın, dört yüz-beş yüz bin lira zarara uğrattım. ‘Herkes almak zorunda, yasa çıkardık!’ dediler. Liste hazırlamak için yoğun bir mesai yaptık. Bastırdığımız listeyi fiyat istikrarı olmadığı için esnaf almıyor. Biz listeyi bastırdığımızla kaldık. Seçim sürecinde denetimleri durdurdular. Denetim durunca kimse almadı. Haksız rekabet yine artış gösterdi. Merdiven altı, kayıt dışı coştu. Esnafı ayakta tutacak düzenlemeler yapılmazsa gıda güvenliğindeki risk artar!” diye konuştu.

Kaynak: EGE TELGRAF