TV dizileri suçlu ordusunu çoğaltıyor mu?

Abone Ol

Gözlerimiz açıp, televizyon haberleri, gazete haberlerinde her gün trafik magandalarının yaptıkları, asker uğurlamalarında yolları kesip trafiği durduranlar, silahlı çatışmalar, kadın cinayetleri, çocuklara taciz ve tecavüzler, kanunsuz kumar oynatanlar, hırsızlıklar, gasp olayları ve bunlardan en önemlisi de uyuşturucu ticaretinde görünen büyük bir çoğalma ve kullananların ilkokul çocuklarına kadar inmesi. Buna benzer onlarca olaylar. Arkası kesilmek bilmiyor…

Havaların kurak gitmesi, içme suyu toplama barajlarında su seviyelerinin yok olma durumuna gelmesi de ayrı bir tehlike yaratırken, yazımı hazırladığım saatlerde, hava tahmin uzmanlarından gelen yağışlı hava müjdesi içme suyu açısından inşallah biraz rahatlatır…

Güzel bir güne hep merhaba demek tabi ki güzel ama karşımıza çıkan olumsuzluklar hep can sıkıcı oluyor. Yukarıda yazdığım gibi haberleri izliyoruz. Her gün olumsuz haberler tekrar ediyor. Peki polis, adliye çalışmıyor mu? Tabi ki çalışıyor, polis suçluya göz açtırmıyor. Adliye tevkif etmekten bıktı. Bu suçların ardı arkası neden kesilmiyor? Televizyon dizilerindeki olumsuz sahneler, olumsuz dizilerin izleyicilere izletilmesi mi? Bunu acaba yetkililer kendi kendilerine soruyor mu?

Yukarıda yazdığım gibi, cinayet, hırsızlık, soygun, gasp, darp, fiziksel ve psikolojik şiddet, kapkaç, tecavüz, taciz, trafik cinayetleri... Şimdilerde de Sosyal Medya Fenomenleri kendilerini tanıtıcı milyonlarla oyun oynayan reklamları ve kara para aklama, kanunsuz bahis şebekeleri suçları çıktı meydana, daha ne suçlar göreceğiz acaba?

Bir günde ne kadar çok şiddet haberiyle karşılaşıyoruz, farkında mısınız? Medyada karşımıza çıkan haberler ise buzdağının yalnızca görünen kısmı! Hepimiz, hemen hemen her gün, gündelik hayatın her alanında şiddetin bir türüyle karşılaşır olduk… Ülkede resmen suçlu ordusu üreyerek çoğalıyor…

Polisimiz, güvenlik mensuplarımız da şaşkınlık içerisinde görev yapmaya çalışıyor... Yakalıyorlar ama suçlu kesiminin ardı arkası kesilmiyor. Vatandaş desen kendini evinde bile güvende hissetmiyor… Avukatı da, öğretmeni de ev hanımı da memuru da esnafı da, evden çocuğunu okula gönderen anne de, İnsanlar geceleri dışarıda yalnız yürümeye korkuyor. Arabasını başka bir yere park etmesinden çekiniyor. Evini kilitlemeden sokağa çıkamıyor hatta evdeyken kapı çaldığında yüreği hopluyor… Çünkü ülke adi olaylarda yangın yerine dönüşmüş durumda…

Bir yanda ekmek kavgası, diğer yanda tehlikeli sınırları çoktan aşan şiddet olayları… Kadın, erkek, çocuk hatta hayvanlar bile şiddet vakalarında hedef haline gelmiş... Şiddet çığ gibi büyüyor, önüne geçilemeyen bir şekilde birçoğumuzun hayatını, fiziksel ve ruhsal sağlığını etkiliyor ve her geçen gün daha da tehlikeli bir hal alıyor. Suçlarda adeta patlama yaşanıyor…

Son yıllarda giderek artan bir şiddet sarmalı içerisindeyiz. Bu durum sokaktaki insanlara, gençlere yönelmeye hatta artık herhangi bir nesne gözetmeksizin yaygınlaşmaya başladı. Şiddet olayları, birbirini besleyen bir hal almaya başladı…

Ülkede her gün yumruklar, tabancalar, bıçaklar konuşuyor… Kimse birbirine tahammül göstermiyor. En küçük bir gerginlikte küfürler, tehditler, bıçaklar, kurşunlar havada uçuşuyor. En ürkütücü kısmı da bunlar toplum arasında giderek normalleşiyor...

Ben, her şeye rağmen, suçla mücadele başlatan İç İşleri Bakanı Yerlikaya’ya ve polisimize teşekkür ediyorum. Polisimiz çalışmalarında artık kelle koltukta mücadele ediyor. Ama bir şeylerin yapılması lazım. Siyasiler kanunları mı değiştirecek, Suçlara verilen cezaları mı arttıracak. Bir şeyler yapılmalıdır. Kayıkçı kavgasını bırakıp vatandaşları rahatlamaları gerekir…