Türkiye Madenciler Derneği Başkanı Mehmet Yılmaz, Ankara'da düzenlediği bir basın toplantısında Türkiye'nin zengin altın rezervlerine dair önemli bilgiler paylaştı. Yılmaz'a göre, Türkiye'nin yeraltında bekleyen 5 bin ton altını bugünkü değeriyle yaklaşık 300 milyar dolar değerinde bulunuyor. Ülkenin toplam altın madeni potansiyeli ise 6 bin 500 ton olarak hesaplanmış durumda.
Yılmaz, Türkiye'nin altın üretim kapasitesinin ekonomik istikrar sağlamak adına kritik bir rol oynayabileceğini vurgulayarak, "Ürettiğimiz altını, kanuni zorunluluk olarak Merkez Bankası'na sunuyoruz ve bunun karşılığında Türk lirası alıyoruz. Bu uygulama, ülkemizin enflasyon mücadelesinde olumlu etkiler yaratıyor. Aksi halde dış piyasalardan dolarla altın almak zorunda kalırız." şeklinde konuştu.
MADEN ARAMA RUHSAT SAYISI DÜŞTÜ
Maden sektöründe yapısal düzenlemelerin önemine de değinen Yılmaz, madencilik izin süreçlerinin hızlandırılması ve üretim faaliyetlerinin artırılması gerektiğini belirtti. Son on yılda madencilik arama ruhsatlarının sayısında belirgin bir düşüş yaşandığına dikkat çeken Yılmaz, sektörün geleceği için sürdürülebilir denetim mekanizmalarının geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.
‘MADEN TALEBİ ARTACAK’
Yeşil dönüşüm süreçlerinin madencilik sektörünü nasıl etkileyeceğine dair de açıklamalarda bulunan Yılmaz, "Yeşil dönüşüm ile birlikte enerji üretiminde yenilenebilir kaynakların payı artacak ve bu da maden talebini önemli ölçüde artıracak. Lityum, kobalt, nikel, bakır ve hatta altın gibi minerallerin üretiminde büyük bir artış bekleniyor." dedi.
Ayrıca, Türkiye'nin bor rezervleri konusunda da önemli bir potansiyele sahip olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Dünya bor rezervlerinin yaklaşık yüzde 70'ine sahibiz. Boru sadece ham madde olarak değil, yüksek katma değerli ürünlere dönüştürerek satarsak bu alanda uluslararası piyasalarda daha rekabetçi konuma gelebiliriz." şeklinde konuştu.
