Başkan Kestelli, Türkiye'nin kuru üzüm ihracatının 200-225 bin ton civarında seyrettiğini ve bu seviyenin ülkenin dünya piyasasındaki güçlü konumunu gösterdiğini belirtti.
Türkiye, özellikle Manisa, İzmir ve Denizli illerinde yetiştirilen çekirdeksiz Sultaniye üzümü ile dünya pazarında önemli bir oyuncu konumundadır. Sultaniye üzümünün yüksek kalite ve besin değeri, Türkiye'nin uluslararası alandaki rekabet gücünü artırmaktadır. Kestelli, ABD Tarım Bakanlığı tarafından İzmir Ticaret Borsası ve TARİŞ Üzüm Birliği'nin sektördeki en önemli iki aktör olarak gösterildiğini ifade etti.
Son iki yıldır mevsimsel etkiler ve hastalıklar nedeniyle üretimin 200 bin ton seviyelerine düştüğünü belirten Kestelli, üretimin sürdürülebilirliği için bazı stratejik iyileştirmelere ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Türkiye'nin kaliteli ve güvenilir üretimi, uluslararası pazarlarda tercih edilmesine katkı sağlıyor.
Yeni Pazar Stratejileri
Kestelli, özellikle Asya ve Uzak Doğu pazarlarına yönelmenin Türk kuru üzümünün bilinirliğini artıracağını ve bu pazarlarda rekabet gücünü yükselteceğini söyledi. Ayrıca, organik ve sürdürülebilir üretim yöntemlerine yönelmenin çevre dostu ürün taleplerine cevap vereceğini ve yeni tüketici gruplarına ulaşılmasını sağlayacağını belirtti.
Rekolte Çalışmaları ve Eğitimler
İzmir Ticaret Borsası'nın uzun yıllardır yürüttüğü rekolte çalışmaları, artık Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yapılıyor. Kestelli, bu tür çalışmaların sağlıklı bir piyasa oluşumu için önemli olduğunu ve Borsa'nın kuru üzümün kalitesini iyileştirmek, bağların verimliliğini artırmak ve ihracat sorunlarını minimize etmek için eğitimler ve materyaller sunduğunu ifade etti.
Sonuç olarak, Türk kuru üzümünün rekabet gücünü artırmak için mevcut ihracat pazarlarının yanı sıra yeni pazarlar keşfetmek ve pazar çeşitlendirmesi stratejileri geliştirmek önem arz ediyor. Bu doğrultuda, Asya ve Uzak Doğu pazarlarına yönelmek ve çevre dostu üretim yöntemlerine geçiş yapmak, Türkiye'nin küresel pazardaki güçlü konumunu daha da pekiştirecektir.