Kastamonu Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Emre Ertürk tarafından yazılan yönetilen "Kastamonu Susamsız Simidi" adlı belgesel filmi, büyük bir başarıya imza atarak New York Kısa Film Festivali'nde gösterime girmeye hak kazanmıştı. Türkiye'den kabul edilen tek film olarak festivalde yer alan belgesel, Kastamonu'nun kültürünün Amerika Birleşik Devletleri’nde sahnelenmesine imkan sağlamıştı. Yeni çalışmalara imza atmaya devam eden Dr. Emre Ertürk tarafından senaryosu ve çekimi yapılan ‘Fer’ adlı kısa film de birçok ülkede düzenlenen film yarışmalarında festivale yükseldi. Kastamonu’nun büyüleyici doğasında çekilen ve görüntü yönetmenliğini Okan Yılmaz’ın, ışık sorumluluğunu Samir Şahbazov ve ses yönetimini Ali Bayramov’un üsteldnği ‘Fer’ adlı kısa film ile Türk kültürünün birçok ülkede tanıtılması sağlanacak. Yeni çalışmalara imza atmaya devam eden Ertürk, amacının sinema aracılığı ile Türk kültürünü, Türkiye’nin doğasını dünyaya tanıtmayı amaçladığını söyledi.
“Bu haberler bize bir motivasyon olarak geri dönüyor”
Belgeselin ardından kısa bir filmle de başarı elde etmenin kendilerine motivasyon kaynağı olduğunu ifade eden Dr. Emre Ertürk, “Bildiğiniz gibi yaklaşık iki ay önce Kastamonu susamsız simidinin tarihi özellikleriyle, yöresel, kültürel anlamda ele aldığımız bir belgesel çekmiştik. Kastamonu'nun yemek kültürünü de biraz içerisinde barındıran bir belgesel filmi oldu. Katıldığımız birçok festivalde ilgi gördü. Amerika'da düzenlenen bir yemek temalı kısa film festivalinde de gösterime girdi. Amerikalı sinemaseverlerle buluştu. Bu çerçevede bizi çok heyecanlandırmıştı. Ardından o sırada hala montajı devam eden Fer adında bir kısa filmimiz daha vardı.. Bunu da yine Kastamonu'nun Daday ilçesi civarında, kırsalda ve Kastamonu doğasında çekilen bir film olmuştu. Bu da yine dünyanın birçok yerindeki uluslararası film festivallerinde oldukça ilgiyle karşılandı. Amerika'da, Mısır'da, Londra'da ve Almanya Frankfurt'ta bir uluslararası kısa film festivalinde finale kaldı. Şu an üç festivalden final sonucunu bekliyoruz. Ödül töreni için davet edildik. Aslında Kastamonu'nun ve Kastamonu doğasının bize şans getirdiğini söyleyebilirim. Gerçekten çok eşsiz bir doğaya sahip. Görüntülerimizi de senaryonun derinliğiyle birleşince güzel bir anlatım yapısı oluşturdu. Bu anlamda mutluyuz. açıkçası zahmetli oldu. Ancak güzel bir şey ortaya çıktı. Kastamonu'nun doğasında, kültürünü, üniversitemizin adını ve Anadolu'daki bir üniversitenin uluslararası festivallerde isminin de yer alabileceğini bu şekilde göstermek bizi mutlu etti. Hala haberi beklediğimiz birçok festival var. Yakın zamanda açıklanacak. Bu anlamda heyecanlıyız, mutluyuz ve bu haberler bize bir motivasyon olarak geri dönüyor” dedi.
“Kastamonu bize sürekli ilham veriyor”
Yeni kısa filmler üzerinde çalıştığını ifade eden Ertürk, “Ben radyo televizyon sinema ana bilim dalında akademik çalışmalar yapan, Türk sineması alanında çalışan biriyim. Alanım Türk sineması. Açıkçası çalıştığım konularda Türk sineması ve Türk kültürünün ve Anadolu kültürünün sinemaya nasıl uyarlanabildiğini ele alan, Türk kültürünün, sinema atmosferi çerçevesinde birçok değere sahip olduğunu vurgulayan mini sinema üzerine çalışıyorum. Doğal olarak alanla alakalı çalışmalarım, kuramsal olarak da uygulamalı olarak da bu minvalde gerçekleşiyor. Kastamonu'da yaşıyorum. Buradaki Kastamonu Üniversitesi'nde görev yapıyorum. Doğal olarak da Kastamonu sınırları içerisindeki bize bahşedilmiş olan bu imkanları da kullanmak istedim. Sırada farklı bir senaryoyla çalışmalarına başladığımız başka bir filmimiz var. Bu da Kastamonu’nun birkaç ilçesinde geçecek bir senaryo. Kastamonu bize sürekli ilham veriyor” diye konuştu.
“Kastamonu'nun yöresel özelliklerini, değerlerini de bu şekilde New York'ta tanıtmış olduk”
Çektikleri filmlerle Kastamonu ve Türk kültürünü dünyaya tanıtma fırsatı bulduklarını belirten Ertürk, “Başka bir açıdan değerlendirdiğimizde bu sadece sinemasal bir başarı değil, bir kültür tanıtımı noktasında önem arz eden bir husus. Bir süre önce New York'ta düzenlenmiş olan kısa film festivalinde Kastamonu susamsız simidinin kültürel yeri ve Kastamonu anlamındaki önemi Amerika'daki sinema severlerle buluştu. Ve bu sinema ile oldu. Yani sinemanın kültür elçiliğini biz aslında değerlendirmiş olduk. Kastamonu'nun yöresel özelliklerini, değerlerini de bu şekilde New York'ta tanıtmış olduk. Şu an dediğim gibi finale davet edilmiş olduğumuz işte Güney Afrika'daki festival olsun ve halihazırda yine sonucunu beklediğimiz ve finalde olduğumuz Almanya Frankfurt'taki festival olsun, biz sadece filmimizi değil, Kastamonu'yu ve kültürünü, doğasını da anlatmış, tanıtmış olacağız” şeklinde konuştu.
“Senaryolarını hayata geçirmelerini öneriyorum”
Sinema alanında eğitim gören öğrencilere tavsiyelerde bulunan Ertürk, “Sinema eğitimi almak isteyen öğrencilerimize senaryolarına inanmalarını, senaryolarını hayata geçirmelerini öneriyorum. Özellikle profesyonel bir imkan ya da profesyonel şartları beklemeden, olabildiğince ellerindeki imkanlarla bu sevebilecekleri ya da inandıkları işe adım atmalarının önem arz ettiğini düşünüyorum. Çünkü sinema her anlamda toplumsal olarak da bütünleşmiş bir halde, bir sanat dalı. En genç sanat dalı olarak kabul edilmesine rağmen sinema insanın kendini, doğasını, kültürünü hayatı anlatabildiği çok güzel bir sanat. Dediğim gibi biz elde ettiğimiz başarılardan oldukça mutluyuz. Bizim gelecek projelerimiz için en büyük motivasyon kaynağımız oldu. Kastamonu özelinde yine üniversitemizin de adını duyurabileceğimiz birçok iş için heyecanlıyız ve çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.