Torpille hakemlik bir ana kadar, futbolculuksa asla
Oldum olası torpili, torpillileri hiç sevmem. Her alanda, her yerde. Varlar, korona gibi. Hakkı olan çıksın, yükselsin. Sana ne, size ne...
Oldum olası torpili, torpillileri hiç sevmem. Her alanda, her yerde. Varlar, korona gibi. Hakkı olan çıksın, yükselsin. Sana ne, size ne ? Egolarını mı tatmin ediyorlar, maddi kazanç, avanta var mı, bilemiyorum. Günahı, vebali boyunlarına. Yetenekli birini, sıfırdan alıp eğitip, yetiştirerek, geleceğini kazandırmak kadar güzel bir şey var mı ? En büyük mutluluk bu. Yemişim egosunu, havasını, triplerini. Size hakkıyla bir yere gelen iki insan evladından bahsedeceğim. Biri duayen, diğeri duayen aday adayı.
KABLOYU KALDIRAN HAKEM
Futbol sahasının tavanındaki kalın telefon kablosunu kaldıran adamdır Sabahattin Koludar hocam. İzmirspor genç takımında oynamışlığım demeyeyim. Yalan, asparagas haber olur. İdmana çıkmışlığım, hazırlık maçlarında oynamışlığım, yani top dürtüklemişliğim vardır. Buna da şükür. Kadro çok iyiydi. Ben o yetenekle solda sıfır kalıyordum. 80'li yıllar. Karafatma Dağları, Göztepe Sahası. Dilleri olsa da konuşsa. Şu an Altınordu Tesisleri ile Yeşilyurt Sahası mevcut. Komando eğitimi. Taşlık, kayalık. Koşmayı orda öğrendim. Tozlu, güneş tepede saha Göztepe. Canımıza okurlardı. Allah razı olsun, iyi ki de okumuşlar.
BIÇAKÇI'YA ŞAHİN'E RAHMET
Teknik ekibe bakar mısınız ? Halil Bıçakçı (merhum) ile Ali Şahin (merhum) bir de Sabahattin Koludar, başımın taçları. Rahmetle, minnetle, şükranla. Balçova'da lisenin yan tarafındaki Kuşkonmaz Sokak'ta halamın, eniştemin, canım kuzenlerimin (Müzeyyen-Hasan Ali Taytuğlu, Tayyar Taytuğlu (merhum), Meral Taytuğlu (merhum)), yan apartmanında, komşusuydu. Torpil istemedim, Koludar hocam da yapmazdı zaten. Hakkın neyse o. Futbolcu, teknik direktör, antrenör, hakem, gözlemci, yok yok.
İZDÜŞÜMÜNDEN HAKEM ATIŞI
Kaldırılan kabloya gelelim. 80'li yıllar, çevre bomboştu. Ev yok. Alsana ordan iki üç arsa, kapsana be Meto. Dağa paralel sahada oynardık. Tek gölge, askılık zeytin ağacı vardı, o kadar. Sonra sahaya dik, eğimli, saha yapıldı. Portatif tribün kondu. Şimdi harika tesis. Oğun Yılmaz müdürüm ve ekibi gözü gibi bakıyor. İrili ufaklı tüm emeği geçenlere teşekkürler. Her üç sahada da oynadım, hakemlik yaptım. Büyük onur. MHK Üyesi Halil Erdoğan, hakem hocası (merhum), İl Hakem Kurulu Başkanı Coşkun Evin hocalarımın gündemindeydi sürekli. Şimdi bina tarafında kale direğinin üstündeki kabloya mutlaka, her maç top çarpardı. Denk getirmek çok büyük marifet, yetenek (!) aslında.
GERÇEK BALÇOVALI
Karar ne olacak ? Top yön değiştiyor, direkt veya endirekt yolla gol olursa, golü verecek misin ? Haksızlık olmaz mı ? Koskoca kablo yok sayılır mı ? Sahaya giren kediden farkı yok, kablonun. 3. şahıs yani. Çarptığı yerin izdüşümünden hakem atışı kararı, en uygunu, doğrusu. Gel zaman git zaman. Kitapları var yazıyor, düşünüyor. Baktı böyle olmayacak, 'Gerçek Balçovalı'. Sert mizaçlı görünse de iş bitiricidir. En iyisi kabloyu ortadan kaldırmaktır, diye düşünür. Kaldırttı da. O Sabahattin Koludar'dır. Efsanedir, duayendir. Belediyeler, çalışanlar, halka ilişkiler, basın filan unutsa da bilmese de vefa gerek. Balçova Teleferik Masterler 23 temmuzda başlayacak turnuva düzenledi. Erkan Çubukçu başkanın ve arkadaşlarının aklına geldi. Şerif Ali Aydın, Asım Çınarlıdağ, Mümtaz Baranoğlu ve de Sabahatin Koludar adı verilir. Kırgın olabilir, ayağına kadar gidilip, çiçeklerle sahaya getirilmesi gereken bir insan evladıdır, düşünürdür benim hocam. Bekliyoruz, bu hizmetleri. Evinde unutulan, kalmasın...
ADAM OLACAK ÇOCUK
Çocuk diyorum, lafın gelişi. Adamdır, insandır. MHK üyeliğine getirilen Baki Tuncay Akkın kardeşimden bahsediyorum. Koludar hak edene forma verdiyse. Akkın da alnının akıyla hakemlik yaptı yıllarca. Sırnaşmadan da MHK Üyesi oldu. Anımı aktarayım, kararı siz verin. 'Abim izler misin' dedi. Konuştum. 'Bakiciğim düdüğü boş ver, sen yardımcı hakemliği seç'. Biraz dangalakça oldu ama. Yaşadım, beraber çıktık çok iyi yardımcı olacağı belliydi. Yan hakemlik eski adıyla, yakıştı, derbilerin vazgeçilmezi oldu. Dinledi, düşündü, dilekçesini verdi. Yürüdü gitti, yıllarca ülkemizde, yurtdışında FİFA kokartıyla. Yardımcı hakemlik, düdük çalmaktan 10 kat hatta 100 kat daha zordur. Başarılar, Allah MHK şansı versin...
...