Dünya nüfusunun hızla artması, gelişen teknolojiye bağlı çevre kirliliği, ekonomik güçsüzlük ve eğitim yetersizliği beslenme s...
Dünya nüfusunun hızla artması, gelişen teknolojiye bağlı çevre kirliliği, ekonomik güçsüzlük ve eğitim yetersizliği beslenme sorunlarını derinleştirmekte ve güvenli gıda teminini zora giriyor. Gıdalarla ilgili olarak yakın zamanda ortaya çıkan ciddi sorunlar, gıdaların denetlenmesi ile ilgili olarak yürürlükte bulunan uygulamalara olan halk güvenini büyük ölçüde zedelemektedir. Ayrıca gıda israfı da ön plana çıkmaktadır…Gıdamızın güvenilirliği kadar, gıdanın israfı da çok önemli. Gıda Kurtarma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Berat İnci, şehir şehir dolaşıp gıda güvenliği ve israfını önlemek için STK’lerle toplantı ve paneller düzenleyip halkı bilinçlendirmeye çalışıyor. Başkan Berat İnci, Türkiye illerini adım adım dolaşıp gıda güvenliğimizi ve israfı önlenmesi için bilinçlendirme çalışmalarını sürdüreceklerini anlattı…Gıda güvenilirliği ile ilgili bu güven eksikliği; uygulamada olan gıdaların denetlenmesi yaklaşımının, mümkün olan en yüksek düzeyde sağlık korumasının sağlanabilmesi amacı ile modernleştirilmesine, daha düzgün ve kolay anlaşılır şekle dönüştürülmesine gerek olduğu düşüncesini getirmektedir. Gıdaların denetlenmesi ile ilgili yeni yaklaşım sonucu, sadece tüketiciye değil toplumun bütününe güvence getirilmelidir… Bunun sağlanması için yeni yaklaşımda, halk sağlığı ile hayvan sağlığı ve refahı birlikte düşünülmelidir. Çünkü hayvan sağlığı ve refahı doğrudan genel halk sağlığını ve özellikle de gıdaların güvenilirliğini etkilemektedir. Tüketiciler hayvanlardan elde edilen et, süt ve diğer gıdaların üretim ve işleme şartlarının, nakil, ambalajlama ve perakende satış noktalarına kadar uzayan zincirin her halkasında sağlık şartlarının uygun olmasından emin olmak istemektedirler… Bu konumda tüketicinin güven duyabileceği tek husus, sofrasına gelen gıdanın geçirdiği tüm evrelerde, veteriner hekim kontrolünden ve onayından geçmiş olmasıdır. İşte bu durum dünyada “Topraktan ve çiftlikten sofraya gıda güvenliği” kavramını gündeme getirmiştir. “Çiftlikten sofraya gıda güvenliği” yaklaşımı ile hayvan yemi ve hayvan yetiştiriciliğinden gıdanın tüketicinin sofrasına konmasına kadar olan üretim zincirinin tüm halkalarının birbirine bağlanması amaçlanmaktadır…
“Çiftlikten sofraya gıda güvenliği” yaklaşımı, gıda güvenliği ile ilgili olarak çiftlikten sofraya kadar olan üretim zincirinin tüm parçalarını içine alan bütün bir yaklaşımdır. Burada sözü edilen gıda sadece et değildir. Bunun yanında süt, çeşitli yumurtalar, balık gibi tüm hayvansal ürünler ile meyve ve sebze gibi diğer tüm tarımsal ürünler söz konusudur…Bu yaklaşımın uygulanışında gıda denetimi, geleneksel uygulamada olduğu gibi sadece kesimhane veya işleme ünitelerindeki kontrollerden ibaret değildir. Bunun aksine yeni yaklaşıma göre; yiyecek üretim zincirinin hayvan yemi üreticisi halkasından başlayıp son tüketiciye kadar olan tüm halkalarının denetlenmesi söz konusudur. “Topraktan ve çiftlikten sofraya gıda güvenliği” yaklaşımı; biraz fazla detaylı olmakla beraber, üretimdeki olası yanlışların düzeltilmesine, tüketiciye ulaşan yiyeceğin mümkün olan en üst düzeyde güvenilir olmasına imkan sağlayan en uygun ve tek denetim yoludur. Ayrıca en önemlisi de gıdamızı israfını önlemek de çok önemlidir…