Tokluk hissetmenizin önündeki engeller

Abone Ol

Sağlıklı beslenme yolunda ilerlerken kendimizi bir türlü tok hissedememiz sonucunda, sağlıklı beslenme listelerinin dışına çıkmalara veya gereğinden fazla besin tüketimine sıklıkla rastlıyoruz. Bunun en büyük nedeni de vücutta tokluk sinyallerini doğru algılayamamak ve dikkat dağıtan unsurlara öğün sırasında yoğun bir şekilde maruz kalmak oluyor. 

TOKLUK HORMONU: LEPTİN

Vücuda besin alındığında etkinlik gösteren leptin hormonu öğün sırasında beyne yeterince enerji depolandığını ileterek durulması gerektiğinin sinyalini verirken, açlık sırasında ise düşüş göstererek tam tersi yemek yenmesi gerektiğini iletir. Bu hormonun işlevinde meydana gelen bozukluklar ise kişilerin enerji ihtiyacı varken bunu farkedememesine veya öğün sırasında doygunluk hissini geç yaşamasına neden olur. İştah mekanizmasında da büyük belirleyici olan leptin hormonunun dengesini düzenleyen en önemli faktör de vücut su ve mineral dengesi olarak karşımıza çıkıyor. Susuz kalan bir vücutta leptin hormonunun çalışma mekanizması bozuluyor ve açlık tokluk sinyallerinin geç algılanmasına neden oluyor.

DİKKAT DAĞINIKKEN BESLENMEK

Hormonların düzende ve uygun işleyişte olduğu dönemlere rağmen kişinin hala açlık tokluk sinyallerini doğru algılayamaması veya hissedememesi, öğün sırasında tüketilen besine değil dış ortama odaklanıldığını gösteriyor. TV izlemek, ders çalışmak, telefonla ilgilenmek gibi öğün dışı başka bir aktiviteyle uğraşmak besinlerin ne kadar tüketildiğini farkına varmamaya neden oluyor. Bilinçli beslenme ise bunun tam tersi olarak yenilen besinin kokusunun, dokusunun ve miktarının hissedilerek vücuda gönderilmesi ile gerçekleşir. Bu sayede lezzet de hissedilerek iştah mekanizması da aktif oluyor ve besinleri sindirmek için gerekli olan salgılar doğru zamanda üretiliyor. Gereğinden fazla tüketimin önüne geçilerek doygunluk hissi algılandığında bilinçli bir şekilde tüketim durdurulmuş oluyor. 

YEME ORTAMI

Sağlıklı beslenme bir bütün olarak düşünüldüğünde psikoloji bilimiyle de iç içe olan bir dal olarak karşımıza çıkıyor. Bu sebeple neyi ne kadar yediğimizin yanı sıra nasıl ve nerede yediğimiz de son derece önemli. Yapılan çalışmalar sofra kültürünün olmadığı ve çalışılan ortamla yemek yenilen ortamın bir olduğu bireylerde yemek yeme kültürünün zayıf olduğunu bunun yanı sıra tüketilen besinin dışında dikkat dağıtacak birçok unsur bulunduğundan odak noktasının öğünden uzaklaşmasına neden oluyor. Bu durumu engellemek adına öğün sırasında teknolojik aletlerin kapatılması, ayakta değil dik oturur pozisyonda tüketim yapılması, aydınlatıcıların tabağı net görecek şekilde ayarlanması ve öğün için temiz ve sade bir masa ayarlanması yöntemleri uygulanabili