- Çok sevdiklerinden mi yıllardır bir “şehir hastanesini” tamamlayamadılar?
- Çok sevdiklerinden mi İzmir – Ankara hızlı tren daha sefere girmedi?
- Çok sevdiklerinden mi Ege Medeniyetler Müzesi’ne başlayamadılar?
- Çok sevdiklerinden mi İzmir kamu hastaneleri S.O.S. veriyor, vatandaş basit bir MR için bile randevu alamıyor?
- Çok sevdiklerinden mi İzmir’in en eski tarihi mirasını bir tarikata teslim ettiler?
- Çok sevdiklerinden mi Bayraklı’da halkın evlerini kümese çevirdiler, bir kura çekmeyi bile başaramadılar?
- Çok sevdiklerinden mi Bayraklı halkını hafriyat ve inşaat vandallarının zulmüne terk ettiler?
Temmuz biterken İzmir halleri
Pazartesi yazısını yazamadım, kusura bakmayın. Bugünlerde halet-i ruhiyem pek hoş değil, bazen bir “takıyorum” bir k...
Pazartesi yazısını yazamadım, kusura bakmayın. Bugünlerde halet-i ruhiyem pek hoş değil, bazen bir “takıyorum” bir konuya, tüm bünyemi, etkiliyor. Hayatım da pek yoğun, sabah 5’te başlıyorum güne, gece bazen 23 bazen 24 sona eriyor… Lakin bakıyorum İzmirimin manzarasına, açık söylüyorum havanda su dövenlerle, çene suyu çorba yapanların kayıkçı kavgaları hâkim… Çarşıda, pazarda durum nedir diye merak eden erbab-ı siyaset nerede çok merak ediyorum. İzmir’in bir türlü konuşulmayan, yazılmayan bu kadar sorununu, nasıl oluyor da kimse “mesele” yapmıyor, anlamıyorum.
Ama nedeni basit… Siz bakmayın fakir fukara, garip guraba nutuklarına. Kimsenin gerçek fukaralıkla ilgilendiği falan da yok. “Gelmekte olduğu” iddia edilen de “gitmekte olduğu” iddia edilen de sadece “kararsızları” artırıyor. CHP lideri Kılıçdaroğlu, İYİ Parti lideri Akşener ve diğer muhalefetin sayın liderleri her gün arz-ı endam ederken “bazı” ekranlara, bu liderlerin mesela İzmir’deki il ve ilçe örgütleri ne yapıyor, neyle ilgileniyor vallahi benim gibi, son 35 yılını İzmir sokaklarına vermiş bir gazeteci bilmiyorsa, acaba kim biliyor? Aylardan temmuz, o da bitmek üzere. Siyasetçilerimizin bu sıcakta İzmir yerine İzmir’in kıyılarında “meselelerle haşır neşir” olduklarına eminim. Yoksa hava serinlese, durmaz Bayraklı’ya gelirler belki de… Ve eminim, bu sıcakta kendilerine oy veren yurttaşlarına her türlü zulmü reva gören hafriyat, inşaat ve emlak canavarlarına hadlerini bildirirler değil mi? Tabii tabii, mutlaka! Bu satırları okuyan siz değerli okurlarım, kafama güneş geçmedi inanın. Sadece “ağlanacak halimize gülmeye” çalışıyorum!
AKP’ye ÜÇ BEŞ SORU!
CHP’li 11 anakent belediye başkanı arada toplanıyorlar ya? AKP’li 11 anakent belediye meclis yöneticileri de toplanmış. Geri dururlar mı? Attılar yılar önce ortaya “ak belediyecilik” diye “bir şey”, tekrarlayıp duruyorlar. Görevleri, bir şey demiyorum. Ama Ankara’daki “metruk dinozorları” görünce kafam karıştı: Nerede ak, hani kara? Yok yürekten kutluyorum AKP’yi… Türk siyaset tarihinde böylesine “gerçekleri reddeden” bir anlayış olmamıştı. Ciddi ciddi kendilerini “vazgeçilmez” sayıyorlar vallahi. Ama biraz haklılar, ne de olsa liderleri onlara “bizden önce ambulans bile yoktu” diyordu değil mi? Kendileri çalıp kendileri oynuyorlar. Ekonomi, istihdam, sağlık ve eğitim toptan çökmüş, asla inanmıyorlar. Ne diyeyim Allah ıslah etsin. Ama şu “engelleme” meselesinde isyan ettiler ya? Ben destekliyorum onları. Doğrudur, AKP, İzmir belediyelerini asla engellemiyor, İzmir’i çok seviyor, sevgiden öldürecek farkında değiller. Ucundan sorayım mı üç beş soru?