A. Buğra TOKMAKOĞLU/EGE TELGRAF- Son yıllarda art arda felaketlerle sarsılan sosyal yaşam ve gündelik yaşam alışkanlıkları
pandemi süreci ve deprem felaketiyle beraber boyut değiştirdi.
Pandemiyle birlikte başlayan doğaya kaçış trendi,
Kahramanmaraş merkezli depremlerle daha az katlı ve daha az yoğunluktaki yerleşim yerlerine olan ilgiyi artırdı.
Tatil planı yapan birçok seyahat sever beş yıldızlı devasa konaklama tesisleri yerine daha butik ve küçük işletmeleri tercih etmeye başladı. Turizmdeki doğaya dönüş trendinin en belirgin özelliği ise Ege ve Akdeniz kasabalarında hızla artan
tiny house tipi konaklama tesislerine olan ilginin artışı oldu.
Türkçe’de ‘küçük ev’ olarak anılan ‘
Tiny House’ doğanın içerisinde, yemyeşil bir ortamda çekme karavanlardan oluşan tatil birimlerini ifade ediyor.
Tatilde bir otel ya da konaklama biriminde ihtiyaç duyulan her türlü konforun daha minimal bir biçimde yansıtıldığı tiny houselar en basitten en lükse farklı kategorilerde, keyifli bir konaklama deneyimi sunuyor.
Azda çok anlayışıyla hizmet veren tesisler tatil severlere doğaya dönüş imkanı sunarken, geniş metrekareli evlerde sokaktan kopuk yaşayanlara doğayla iç içe vakit geçirmenin hiç de zor olmadığı hissini yaşatırken bu yaşam biçimi günlük hayatta her geçen gün eskisinden çok daha fazla etkisini gösteriyor.
10 ile 50 metrekarelik büyüklüklerde değişen, tekerlekli ya da sabit olarak inşa edilen tiny houselar küçük olması nedeniyle var olan alanı daha verimli kullanmaya teşvik eden, her bir metrekaresinin işlevsel olarak değerlendirildiği birer yaşam alanı.
POPÜLER DESTİNASYON: DATÇA
Datça,
Ege’nin en bakir kalmayı başaran tatil merkezlerinden. Doğaya kaçış trendi ile birlikte büyük şehirlerden yoğun bir göçe ev sahipliği yapan Datça’da ‘tiny house’ tarzı konaklama tesislerinin sayısı da bir hayli artmış.
Farklı tarzlarda öne çıkan işletmelerden bazıları daha şimdiden yaz sezonundaki rezervasyonlarını büyük ölçüde kapatmış durumda.
‘Bizi Biz Yapan Doğanın Kendisi’ mottosuyla Datça Emecik Mahallesi’nde, günlük hayattan uzakta, doğanın içerisinde ve denize yürüme mesafesinde konumlanan Bi’Badem Datça Tiny House’da şahane bir hafta sonu geçirdim.
Tiny House akımını deneyimlediğim bu küçük tatil ile gündelik hayattan ve sıkıcı gündemden doğayla birlikte uzaklaşmak inanılmaz keyifliydi.
Bir ailenin rahatlıkla konaklayabileceği büyüklükte, klimalı, lüks ve konforlu Bi’ Badem evleri, loft ve normal seçenekleri ile 6 kişiye kadar konaklama olanağı sunuyor.
Şehrin kalabalığından uzak, izole ve keşfedilmemiş mekanlarda sevdiklerinizle baş başa vakit geçirebileceğiniz benzersiz bir deneyim sunan konaklama birimlerinde arı kovanlarından çıkan organik balları, kümes hayvanlarından elde edilen lezzetli yumurtaları, dalından yeni koparılmış domates ve salatalıkları tadabileceğiniz denize sıfır enfes kahvaltı sunuluyor.
Datça’nın en önemli kültürel ve ticari değeri olan badem ağaçlarıyla bezeli yemyeşil bir arazide doğanın içerisinde zaman geçirmek sıkıcı gündemden uzaklaşmak için ideal.
Editör: TE Bilisim