Ege Telgraf Gazetesi'nden Nihat Ak'ın haberine göre; İklim krizinin etkisiyle yağış rejimi değişti. İzmir ve Ege Bölgesi’nin de aralarında bulunduğu birçok il "kuraklık" tehdidi ile karşı karşıya kaldı. Suyun verimli kullanımına yönelik yasal çerçeve belirlenmeye çalışılırken Manisa Ziraat Odaları İl Koordinasyon Başkanı Abdullah Şenol yapılması gerekenleri Ege Telgraf’a değerlendirdi. 

Kartlı ödemeler ağustosta 1,42 trilyon liraya ulaştı Kartlı ödemeler ağustosta 1,42 trilyon liraya ulaştı

Abdullah Şenol

Geç başlayan yağmurların çiftçileri endişelendirdiğini vurgulayan Başkan Abdullah Şenol, “Yıllardır görmeye alıştığımız güz yağmurlarını göremedik. Bu nedenle tarlaların işlenmesine de başlanamadı. Tedirgin olan çiftçimiz başlayan yağmurların sevincini yaşıyor. Kısa zamanda tarlaların işlenmesi ve ekimleri yapılır. Dileğimiz ekimleri başlayan bitkilerimiz için iklim krizlerinin yaşanmaması. Kırağı, dolu ve bahar aylarında hızlı başlayabilecek aşırı sıcaklar bitki büyümesini olumsuz etkiler. Afete dönüşmeden yağmurların devam etmesini arzu ediyoruz. Barajların dolmasını yeraltı su seviyelerinin yükslemesini istiyoruz. Bunu önümüzdeki dönemde yaşayıp göreceğiz” dedi. 

YASAL TEŞVİK ÖNEMLİ

Yeni yasal düzenlemelerle su kayıplarının engellenmesine yönelik önlemler alınacak olmasına dikkati çeken Başkan Şenol, “Suyun verimli kullanımına ilişkin uygulamaları da içeren yeni yasal mevzuat üzerinde çalışılıyor. Hangi ülkede, ne gibi önlemlerin uygulandığı masaya yatırıldı. Bu örnekler de yeni düzenleme için yol gösterici olacak. Biz ziraat odaları olarak Tarım ve Orman Bakanlığı’nın suyu tasarruflu kullanan çiftçileri daha fazla destekleyerek sistemleri özendirmesini arzu ediyoruz. Bazı çiftçilerimizle başlattığımız damlama su yöntemi bölgemizde ilgi gördü. Sayısı artış gösterdi. Vahşi sulamadan çok sayıda çiftçimiz vazgeçti. Eskiden toprağın üzerine suyu salardık. Toprağın bir bölümünde diz boyu bazı bölümlerinde ise iki parmak su göllenirdi. Şimdi sudan büyük tasarruf sağlayan damlama suyunu kullanıyoruz. Uygulamadan son derece memnunuz.  Yeni yasal düzenlemelerle su kayıplarının engellenmesine yönelik önlemlerin alınması ve çiftçilerin teşvik edilmesi gerekir” diye konuştu. 

Tarımda verimli sulama için devletin taşın altına elini sokması gerektiğine dikkati çeken Şenol, “Devletimizin sadece teşvik etmesi, yasal tedbirler alması yeterli gelmez. Aslında devletimizin de taşın altına bu konuda elini koyması gerekir. Barajlardan ve göletlerden sulama suları açık sistemle arazilere ulaştırılıyor. Bu büyük kayıplara neden oluyor. Su kanallarımız çok eski. Yüzde 30-40’lara ulaşan kayıplar yaşanıyor. Kapalı sisteme geçilmiş olsa su basınçlarından büyük fayda sağlanır. Bir bölgede 60 bin sondaj kullanılıyorsa bu sayı 10 bine düşer. Şu anda büyük oranda elektrik enerjisiyle sondajlardan su çıkarılıyor. Elektrik ithalata dayalı doğalgaz ile üretiliyor. Mazotla sondajdan çıkarılan su sistemleri de var. Onlarda da dış kaynaklı akaryakıt kullanılıyor. Kapalı sistem sulama kanallarına geçildiğinde bir dış kaynaklı elektrik ve mazot kullanımı büyük oranda azalacak. Yer altından çekilen suların oranı azaldığı için seviye yükselecek, kuraklık azalacak. Sondaj ve artezyenlerin bakım onarım masrafları gibi kalemlerde tasarrufa gidilecek. Tarıma bu kadar önemli fayda sağlanabilmesi sulama kanallarının kapalı sisteme geçilmesiyle olur. Kapalı sisteme geçilmesi damlama su uygulamalarından da çıkarılacak yasadan da daha önemli. Sürdürülebilir tarım ve gıda güvenliği için Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’dan kapalı su kanalları için talepte bulunuyoruz” diye konuştu.

Kaynak: EGE TELGRAF