Sağlık

Sürekli bel ağrısı yaşıyorsanız dikkat! Sebebi Ankilozan Spondilit olabilir!

Sürekli bel ağrısı çekenler, bu ağrıların sıradan bir sorun olmayabileceğini unutmamalı. Romatoloji Uzmanı Dr. Yüksel Karakoç, bu ağrıların iltihaplı romatizma (Ankilozan Spondilit) belirtisi olabilir" vurgusu yaptı.

Abone Ol

CUMHURİYET'in haberine göre; Bel ağrısı, özellikle masa başı çalışanlar ve uzun süre ayakta kalan kişiler için yaygın bir problem olsa da, bu ağrının altında yatan neden bazen daha ciddi bir durumu işaret edebilir. Romatoloji Uzmanı Dr. Yüksel Karakoç, sürekli bel ağrısı çeken kişilerin, bu ağrıların sıradan bir yorgunluktan veya kötü duruştan kaynaklanmadığını, aksine omurgayı tutan iltihaplı romatizma hastalığı olan Ankilozan Spondilit olabileceğini belirtti. Dr. Karakoç, bu hastalığın genellikle yanlış tanı konulduğuna dikkat çekiyor ve özellikle bel ağrısının gece uykudan sonra daha da şiddetli hale gelmesi, hastaların mutlaka bir romatolog tarafından değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.

BELİRTİLERİ NELER?

Ankilozan Spondilitin en belirgin özelliklerinden biri, istirahat sırasında artan ağrıdır. Dr. Karakoç, "Gece ağrıları sabaha karşı başlar, hasta uyandığında hareket etmekte zorlanır. Ancak birkaç adım attıkça ağrı hafifler ve hasta rahatlamaya başlar" diyor. Bu durumun en çok sabahları yataktan kalkarken hissedildiğini belirten Karakoç, uzun süre ayakta durmanın veya oturmanın rahatlatıcı etkisini de ekliyor. Ayrıca, hastalığın ilerleyen evrelerinde, göğüs kafesinde batma hissi, derin nefes alırken zorluk gibi belirtiler de görülebilir. Bu tür yakınmalar, hastalığın sadece belde değil, vücudun farklı bölgelerinde de etkili olduğunu gösteriyor.

BEL FITIĞIYLA KARIŞABİLİR

Ankilozan Spondilit hastalığı, sıklıkla bel fıtığıyla karıştırılabiliyor. Belirtileri arasında bel ağrısı, kalça ağrıları ve topuk ağrıları yer alabilir; bu durum, hasta ve doktorun yanıltıcı olmasına neden olabilir. Dr. Karakoç, hastaların yanlış teşhis nedeniyle bel fıtığı ameliyatı olabildiklerini ancak bu tedavinin genellikle ağrıyı geçirmediğini belirtiyor. Ayrıca, bu hastalık genetik bir yatkınlıkla geçebileceği için, HLA-B27 antijeni taşıyan kişilerin hastalığa yakalanma riski daha yüksek. Genetik faktörlerin yanı sıra, Ankilozan Spondilitin bazı hastalarda göz iltihaplanması, bağırsak problemleri ve deri hastalıkları gibi başka organları da etkileyebileceğini hatırlatıyor.

ERKEN TEŞHİS VE TEDAVİ SÜRECİ

Ankilozan Spondilitin kesin bir tedavisi bulunmamakla birlikte, ağrıyı kontrol altına almak ve hastaların yaşam kalitesini artırmak mümkündür. Dr. Karakoç, ilaç tedavisinin yanı sıra fizik tedavi, egzersiz ve yüzme gibi aktivitelerin de hastaların iyileşme sürecine yardımcı olabileceğini belirtiyor. Ayrıca son yıllarda geliştirilen yeni ilaçlar, hastaların ağrısını önemli ölçüde hafifletebiliyor. Erken teşhis, hastalığın ilerlemesini engellemek ve hastaların topluma kazandırılmasında büyük önem taşıyor. Ancak hastaların çoğu hastalığın ilk yıllarında şikayetlerini hafif atlatabildiği için teşhis genellikle geç konuluyor.