Sosyal medya özgürlüğümüz mü? Esaretimiz mi?
Elimizden düşmeyen telefonlarla her gün defalarca baktığımız sosyal medya hesaplarımızda, herhangi bir konu hakkında...
Elimizden düşmeyen telefonlarla her gün defalarca baktığımız sosyal medya hesaplarımızda, herhangi bir konu hakkında fikirlerimizin, düşüncelerinizin yansıtılması olarak, kullanırsak elbette özgürlük olarak bakılabilir.
Gittiğiniz yerleri, yaptığınız işleri, paylaşırsanız esaret olabilir. Ya da okuduğum bir makalenin özetinde diyordu ki; torunlarınız sizlerin sosyal medyada yaptığınız yazışmaları, gönderdiğiniz resimleri inceleyebilir. Yazışmalarınızı, gönderilerinizi ona göre yapın diyordu. Belki de, belli bir süre sonunda geriden gelen nesillerin, sosyal medya hesaplarımızı görmesi, incelemesi ihtimaller dahilinde olabilir.
Günümüzün vazgeçilmez haberleşme araçları instagram, twitter, facebook vb. vasıtasıyla kim nerede? Ne yapıyor? Ne yiyor? Ne içiyor? Ölenler doğanlar, evlenenler vs. vs. eğer günlük hayatınızdan yaşamınızla ilgili pek çok şeyi sosyal medyadan paylaşıyorsanız, kişinin kendisine ait olan özel yaşamı takipçilerinin bilgisine sunulmuş demektir.
Ayrıca fikirlerimizi, düşüncelerimizi, ilgi alanlarınızı, ne almak satmak istediğimizi de sosyal medyadan öğrenmek mümkün.
‘TAKİP EDİLİYOR’
İnternetten alışveriş yapmak için girdiğiniz bir sitede incelediğiniz ürünün reklamı günlerce ekranınıza gelebilir. Yani sizin ne düşündüğünüzü, neye ilgi duyduğunuz da birileri tarafından takip ediliyor.
Elbette sosyal medyayı etkin kullanarak, kendimize ve çevremize, yani takipçilerimize faydalı hale getirebilir ve olumlu etkilerini gündelik hayatımıza, sosyal yaşantımıza, iş hayatımıza pozitif etki yaratacak şekilde yayabiliriz. Daha pozitif, daha mutlu hayatlar yaşamamız için de kullanabiliriz.
Sosyal medyanın en sıkıntılı kullanımlarından bir yönü de sanal ortamda yapılan küfürler, hakaretler, elde bilgi belge olmadan yapılan yargısız infazlar. Konunun uzmanlarının araştırmasına göre, iletişimin yüzde 70’i beden dili. Yani bir insan karşınızda değilse, onun yazdıklarını yanlış anlayabilirsiniz. Yüz mimikleri, gözümüzün, kaşımızın, elimizin kolumuzun hareketleri iletişimde, karşımızdakine bir şey anlatmakta oldukça önemli. Bundan dolayıdır ki, yanlış anlaşılmaya yol açabilecek, sosyal medyada yapılan mesajlaşmalardan uzak durmakta fayda var.
Basın yayın organlarımızın objektif habercilikten uzaklaştığı, kendi düşüncelerini, siyasi görüşlerini ya da patronlarının istekleri doğrultusunda yapılan haberlerle, toplumun doğru haber alma özgürlüğünün kısıtlandığı son yıllarda, sosyal medya habere ulaşmada ön sıralarda yer almakta.
Yani, sosyal medya doğru kullanıldığında özgürlüğümüz, yanlış kullanıldığında bu gün değilse bile yarın, esaretimiz olabilir.