Kütahya'nın Seyitömer Höyük'ünde gerçekleştirilen kazılarda, 4.400 yıl öncesine ait nadir bir buluntuya rastlandı. Termik santral sahasında yer alan höyükteki kazılarda, Erken Tunç Çağı'na tarihlenen, yeşim taşından yapılmış bir silindir mühür keşfedildi.
Kütahya Müzesi Müdürlüğü ve Çelikler Holding'in desteğiyle, Dr. Arkeolog Sevgi Gürdal başkanlığında süren kazılar, 35 yıldır devam ediyor. Kazı çalışmalarında, özellikle seramik üretimine dair önemli buluntulara ulaşılmıştı. Bu yıl ise 25 uzman personel ve 50 işçiden oluşan ekip, mayıs ayından itibaren yoğun bir şekilde alanda çalıştı.
Dr. Gürdal, kazıların odaklandığı Erken Tunç Çağı ve Orta Tunç Çağı tabakalarında elde edilen buluntular arasında, 4.400 yıllık silindir mühürün en dikkat çekici keşif olduğunu belirtti. Gürdal, silindir mühürlerin, Mezopotamya'da ilk kez M.Ö. 4. binin ortalarında kullanılmaya başlandığını ve ticaret yolları aracılığıyla Anadolu'ya ve diğer bölgelere yayıldığını açıkladı.
Seyitömer Höyük’ündeki bu silindir mühür, Batı Anadolu'da bulunan en eski örneklerden biri olma özelliği taşıyor. Daha önce, Çanakkale'deki Troya Antik Kenti'nde de benzer mühürler bulunmuştu. Ancak Seyitömer'deki mühür, yaklaşık 600 yıl öncesine tarihleniyor ve İç Batı Anadolu'da bulunan en eski silindir mühür olma özelliğini taşıyor.
Mühür, yatay dairesel ip delikli bir gövdeye sahip ve her iki ucunda dairesel çizgilerle sınırlandırılmış bir baskı yüzeyi bulunuyor. Bu yüzeyde, kafes motifleriyle süslenmiş bezemeler yer alıyor. Dr. Gürdal, buluntunun sadece sanatsal değil, aynı zamanda bölgedeki uluslararası ticaretin ve kültürel etkileşimin bir göstergesi olduğunu vurguladı.
Silindirin yapımında kullanılan taşın nadir bulunan bir tür yeşim taşı olduğunun da altı çizildi. Bu taş, Türkiye’de özellikle Bursa ve Kütahya arasındaki Harmancık bölgesinde bulunuyor. Ancak, bu bölgedeki yeşim taşları genellikle mor renkte olup, buluntudaki yeşim taşının yeşil renkli olması, bölgedeki farklı kültürlerin etkilerini gösteriyor.
Seyitömer Höyük, milattan önce 3000'li yıllara kadar uzanan bir geçmişe sahip ve Kütahya il merkezine 26 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Kazılar, 1989 yılında Eskişehir Müzesi Müdürlüğü tarafından başlatıldı ve 2019'dan bu yana Kütahya Müzesi Müdürlüğü tarafından sürdürülüyor.