Sevgi ve dijital ayak izi

Abone Ol

Gündemi bazen "hap bilgi" olarak, bazen de derinlemesine, en çıplak haliyle takip edebildiğimiz sosyal medya uygulamalarının başında geliyor Twitter.
Gündem öyle hızlı değişiyor, aynı anda öyle çok konu konuşuluyor ki her yeri aynı anda görme imkanı doğuyor. Fakat bu bilgi yüklemesi zaman zaman yoruyor. Özellikle de gündem iç açıcı değilse. 
Geçen gün yine şöyle bir rutin tarama yaptığım sırada, çoğu İstanbul'da meydana gelen haberler şöyleydi:

"Sultangazi'de kitaplarını almak için dışarıya çıkan 15 yaşındaki kız ve arkadaşı tacizci çetenin saldırısına  uğradı. Kaçmaya çalışan kızın yüzüne kaldırım taşıyla vurup dişlerini kırdılar, arkadaşının kulağını kestiler."

"Beykoz'da bir düğün konvoyu trafikte  durdu. Araçtan inenler pompalı tüfekle havaya ateş açtı." 

"Taksim Camii'nin yan sokağında şortlarını indiren iki şahıs çıplak fotoğraf çekildi." 

"Diyanet İşleri Başkanlığı Hukuk Müşaviri Adnan Üstün, Kadın Voleybol Takımı'nı hedef aldı: Bacağı, baldırı açık kızlara bilmem nerenin sultanı diyeceksin, ayıptır."

"Moda sahilinde 3 kişiye ceza kesilmesiyle açık alanda içki içme yasağı resmen başladı." 

Bir çırpıda okuduğum haberlerdi bunlar. "Nereye gidiyoruz?" demekten alıkoyamıyor insan kendini. Toplumsal çözülmeyi üzülerek izliyoruz. Bunca rezaletin içinde başarılarıyla gurur kaynağımız olan millilerimizi diline dolayıp, bacaklarına odaklananlara da yazacak birşey bulamıyorum!

 Sözde eğlence videolarının da haberlerden kalır yanı yok, özellikle yurtdışı videoları özentili akımlar revaçta. Marketlerdeki ürünleri çalışanlara yakalanmadan açıp yalayanlar, sarılıyormuş gibi yaparak gizlice karısının saçlarını kesenler, mesajını konuşarak değil de soyunarak, dans ettiğini zannettiği hareketlerle çektiği videolara  iliştirenler... Liste uzar gider. 

Neresinden tutsan elinde kalıyor. Gündemi takip ediyorsun; ama maruz kaldığın içerikler hayat enerjini sömürüyor. 

Genç erkeklerin cinselliğe açlığı, genç kızların beğenilme isteği, akıllarının önüne geçiyor. Yetişkinlerin de olgunluğundan söz edemeyiz, çocuklarını kullanan ayrı, karı koca ilişkisini malzeme yapan ayrı... 

"Paylaşımlarımızın bizim dijital ayak izlerimiz" olduğunu dinlediğim bir konuşma vardı. Bu insanların çoğu, yıllar sonra pişman olabileceği içerikler üretiyor. Bilemiyorum, para kazandıkça utanç duygusu yok olacak belki; ama soyunmak, yasadışı, ahlak dışı davranmak cesaret değildir. Ve hiç kimse kendini kabul ettirmek için insana yakışmayacak şekilde davranmamalı. 

 Sosyal medya içeriklerinde, haberlerde   kendini kanıtlamak zorunda kalanların çaresizliklerini izliyoruz hep. Parayla,  cinsellikle ya da suç işleyerek "Buradayım!" demeye çalışıyorlar. Bir sarılsak birbirimize, çocuklarımıza değer vermeyi bir öğrensek her sorun çözülecek gibi. 

 Ne isterseniz giyin canım kızlar! Dans edin. Ama ne olur, şekilden şekle girerek vücudunuzu sergilemeyin. Mesajınızı net iletin. Ciddiyken de eğlenceliyken de çok güzelsiniz. Delikanlılar, baş kaldırmadığınızda da kıymetlisiniz. Bağırmasanız da dinleyecekler var sizi. Bizim geleceğimizsiniz, çok kıymetlisiniz gençler, doğru yoldan ayrılmayın e mi?