Türkiye’de konuşlu serbest bölgelerde faaliyet gösteren firmalara Kurumlar Vergisi mükellefiyetine yönelik duyumlar, mevcut ve planlama yapan yatırımcılarda tedirginlik yarattı. Bu girişimin, dünyadaki uygulama örnekleri temel alınarak Türkiye’de yaklaşık 40 yıldır faaliyet gösteren serbest bölgelerin gelişimine telafisi imkansız zararlar vereceğine dikkat çekildi. Serbest Bölgelere getirilmek istenen Kurumlar Vergisi uygulamasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan İZBAŞ - İzmir Serbest Bölge Kurucu ve İşleticisi A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Sevimli, tüm dünyadaki uygulama örneklerine paralel olarak serbest bölgelere yatırım yapılmasının, yatırımcıya tanınan bazı vergisel istisnalar ile gerçekleşebileceğini hatırlattı.
Sevimli, “Serbest bölgelerin varlığını sürdürebilmesi, yerli ve yabancı doğrudan yatırımları ülkeye çekebilmesi ve ülke içerisinde tutmasındaki başarısına bağlıdır. Kaynak kullanımının ülke içerisinde artırabilmesi için öncelikle serbest bölgelerin fonksiyonlarının korunması ve buna ayrıca özen gösterilmesi gerekmektedir. Serbest bölgelerin en önemli fonksiyonu, üretim olanakları, mükemmel alt yapı ve lojistik hizmetlerinin sağlanması yanında mali kanunların uygulanmadığı serbest dolaşımın sağlanmasıdır.” değerlendirmesinde bulundu.
“HAKSIZ REKABET SÖYLEMİ DOĞRU DEĞİL”
Gümrük vergileri, kazanç üzerinden alınan vergilerin uygulanmadığı serbest bölgelerin; kanunda düzenlenmiş ve önceden bilinen sınırlarda coğrafi bir alanını temsil etmesinin ihracat için uygun koşullar oluşturduğuna işaret eden Eyüp Sevimli, serbest bölgelerde yer alan firmaların, bölge dışındaki firmalara göre ayrıcalıklı olduğu ve haksız rekabete yol açtığına yönelik görüşlerin doğruyu yansıtmadığını vurguladı. İZBAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Sevimli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Serbest bölgeler, doğrudan yabancı yatırım, teknoloji transferi, istihdam oluşturma ve dış ticaret hacmine katkısı bakımından makroekonomik etkiler yaratmak suretiyle giderek daha da önemli hâle gelmektedir. Bu bölgeler ülkelerin ekonomik yapıları üzerinde önemli rol oynamaktadır. Sözgelimi pandemi döneminde ülkemizdeki serbest bölgelerin dış ticarete katkısı azalmamış, tam tersine artmış, pandemi öncesine göre dış ticaret hacimlerinde % 12,22 artış meydana gelmiştir. Oyun içinde kural değiştirme anlamına gelebilecek uygulamaların olmaması, serbest bölgelerde yatırım ikliminin korunması, daha duyarlı açıklamaların yapılması, serbest bölgelerin sürdürülebilir iklimini etkilemeyecek politikaların devamı, ülkemiz konomisine de çok önemli katkı sağlayacaktır.”
“OLUMSUZ ETKİLERİNİ HALA YAŞIYORUZ”
İZBAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Sevimli, Serbest Bölgeler Kanunu’nda 6 Şubat 2004 tarihinde yapılan değişiklik ile firmalar arasında yapılan “üretici olan ve olmayan” ayrımıyla, üretimin teşvikine yönelik olumlu bir dönüşüm yaşandığını, ücretler üzerindeki istisna uygulamasının yüzde 85 ihracat zorunluluğuna bağlanmasının yarattığı olumsuzlukların ise halen devam ettiğini belirtti. Geçen 20 senede istikrarını koruyan serbest bölgelerde;gümrük işlemleri, gümrük vergileri ve telefi edici gümrük vergilerindeki anlık değişikliklerin firmalara hesapta olmayan ve öngörülemez maliyetler yüklediğin altını çizen Sevimli, bu tür durumların ve yaşanacak tereddütlerin mevcut yapıyı bozmasının yanı sıra, doğrudan yatırımları olumsuz etkileyeceğine işaret etti.
RAKAMLARLA TÜRK SERBEST BÖLGELERİ
Türkiye’de halen 19 serbest bölge aktif olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Bu serbest bölgelerde 550’si yabancı sermayeli olmak üzere 2.108 şirket faaliyet gösteriyor. 2023 yılında 12.7 milyar doları ihracattan sağlanmak üzere 31 milyar dolar ticaret hacmi gerçekleştiren serbest bölgelerde 100 bin kişi istihdam ediliyor. 2019-2023 dönemini kapsayan 5 yıllık süreçte serbest bölgelerden yapılan ihracat 50 milyar dolara, toplam ticaret hacmi 130 milyar dolara ulaştı. 2019-2023 yılları arasında 50 milyar dolarlık ihracata karşılık, 40 milyar dolarlık ithalat gerçekleştiren serbest bölgeler 10 milyar dolar seviyesinde dış ticaret fazlası verdi.