Samsun'da taş ocağında patlama: 4 kişi yaralandı Samsun'da taş ocağında patlama: 4 kişi yaralandı

Mehmet Güçlü Güler/EGE TELGRAF- Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, hayvancılık endüstrisini hareketlendirmek için yeni destek modelini açıkladı. Bakan Yumaklı, hayvancılık işletmelerinin dirençli, güçlü ve sürdürülebilir bir üretim modeliyle çalışabilmesi için destek çalışmalarına başladıklarının altını çizdi. Üreticinin üç yıl önünü görebileceği bir perspektif oluşturmanın amaçlandığı projede performansa dayalı bir destek sistemi hedefleniyor. Hayvancılık yapan üreticinin sorunlarına can suyu olması planlanan desteği Bayındır Ziraat Odası Başkanı Mehmet Gelir değerlendirdi.

Sadece desteklerle üreticiliğin sürdürülmesinin mümkün olmadığını söyleyen Gelir, tarım ve hayvancılık endüstrisinde çözümün istikrar olduğuna dikkati çekti. Gelir, “Zaman zaman yaşanan dalgalanmalar sütçüyü, besiciyi ve çiftçiyi zarar üzerine zarara sokuyor. Bunun yerine dengeli kar marjı ile devamlılık sağlanmalı. Üretici kimi zaman çok iyi paralar kazanırken, kimi zaman da kazanmadan bu işi yapıyor. Şu an süt piyasası kötü durumda, satış düşük. Özellikle yoğurt ve ayran tüketiminin yüksek olduğu yaz mevsimindeyiz, buna rağmen süt piyasası çok kötü durumda. Fiyatlar düştü, şu an sütçüler süt almak istemiyor, firmalara da süt veremiyor. Bazı üreticiler ‘Yemini benden alırsan sütünü alırım’ diyor. Aynı zamanda et fiyatları düşüyor. Bu durum tüketiciyi memnun edebilir ancak üreticiyi bitiyor. Her şeye zam geldi zaten. Maliyetlerde artış var ama üreticinin ürünü yerinde sayıyor, hatta aşağıya doğru gidiyor. Hayvancı sütten para kazanamayınca, hayvanı kestirmeye başladı, yarın öbür gün süt sıkıntısı yaşayacağız” dedi.

NASIL SAĞLANABİLİR?

Bölgesel bazda çalışmalar yapılıp, üretimin planlanması sayesinde istikrar sağlanabileceğini vurgulayan Gelir, “Ben destek veriyorum demekle bu iş bitmiyor, devamının gelmesi lazım. Üreticinin ürettiği ürün para etsin, destek verilmese de olur. Üretici kazanamadığı için desteğe ihtiyacı var. Planlı bir şekilde çalışılıp üreticiye istikrar sağlanmalı. Suyu merkeze alan ve doğal kaynakların korunduğu bir sistem oluşturmak önemli evet ama üretimde suya ihtiyacımız var. Burada barajımız vardı ama yapılmadı. Baraj yapılsaydı yeraltı kaynakları bu kadar kullanılmazdı. Bir sürü kuyu açıldı, çünkü çiftçi üretiyor, mecbur. Bilinçsiz açılan her kuyu bölgemizdeki su kaynaklarını azaltıyor. Burada yüzey sularını borular ile tarım yapılan yerlere getirmeliyiz. Bölgemiz verimli topraklara sahip eğer bu toprakları yüzeysel kaynaklarla besleyebilirsek yer altı sularını koruyabiliriz. Başka türlü o kuyular açılmaya devam edilir ya da üretici hayvancılığı bırakır gider” diye konuştu.

Bakanlığın gençleri ve kadınları hedef alan projeler yaptığını söyleyen Gelir, kadın istihdamını artırmanın önemli olduğunu aktardı. Gelir, “Bu projelerde adam kendi eşinin, çocuğunun üzerine Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıt yapıyor. Bu işi yapan asıl kişiye, halihazırda hayvanı ve tarlası olanlara destek verilmeli. Buradaki asıl sorun elindeki üretici kazanmıyorken, yeni çiftçileri sektöre katmaya çalışmak. Bir süre önce üniversite mezunlarını sektöre çekebilmek için ‘Uzman Eller’ projesi çıkmıştı. Gençler işe başladı ancak devam ettiremedi çünkü bu gençlerin önünde bir gelecek var. Çiftçilik, hayvancılık zor diye hemen vazgeçiyorlar. Üretime başlasa bile bir süre sonra hayvanları babasına bırakıyor. Çiftçi şu an zaten zor durumda. Kredi limitlerinin yükseltilmesi en azından hayvanını satmadan işi götürebilmek için bir avantaj sağlayacak. Bu durumun da başka bir yönü var; üretici kredi ödeme günü geldiğinde ödeyemiyorsa, bu parayı ödemeden kredi kullanamazsın dememeliler. Bunun yerine ürettiği ürüne göre ‘Senin kredi ödeme süreni uzatıyoruz, neye ihtiyacın var’ denmeli. Çünkü üreticinin bir yılı bir yılını tutmuyor ki, bir gün çok güzel paralar kazanırken bir anda para kazanamıyor, üretici ayakta durmaya çalışıyor” dedi.

SORUN, YAŞLANAN NESİL

Bakanlığın hastalık ve aşılama desteklerini değerlendiren Gelir, “Şap hastalığına da destek verilirse çok güzel olur çünkü aşıların maaliyeti çok yüksek. İl ve ilçe tarım müdürlüklerin damları gezip kontrol etmesi lazım. Şap hastalığı başlamadan müdahale edilirse daha iyi olur. Üretici hastalık başladığında hayvanını kestiremiyor, sütünü satamıyor. Hem masrafı artıyor hem de geliri elinden gidiyor. Böyle bir olasılık üreticinin batış sebebi olabilir” dedi. Tarım ve hayvancılık sektöründe asıl sorunun üreten neslin yaşlanması olduğunu söyleyerek, kazancın düşük olması nedeniyle gençlerin bu işi yapmak istemediğinin altını çizdi. Gelir, “Teşvik verilmesi çok güzel bir şey ama bu desteğin küçük olması yeterli olmuyor. Gençler ailesinin hayvanlarının yanında bu işe başlıyor ancak devam edemiyor çünkü kendi sonunu göremiyor. Tarım ve hayvancılık politikalarımızı tesisler üzerine kurmak yerine aile işletmelerine odaklanmalıyız. Aile işletmeleri kalmadı. Kimse üç beş inekle hayatını idame ettiremez. Eğer teşvik bu işletmelere verilirse gençlerin köylerde kalma olanağı yükselir. Hayvancılara kendi yemini üretebilmesi noktasında destek verilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Kaynak: EGE TELGRAF