Savaştaymışım gibi çek Panpa!
Çocukluğumun ve meslekteki ilk yıllarımın da idolüydü o. Ablukadaki şehirlere girer, bombardıman altındaki hastanelere, okullara dalar.. Kimsenin görüşemediği liderlerle röportajlar yapardı....
Pusula” var ne de Mithat Bereket gibi savaş muhabirleri.
Hayatında tek habere gitmeden köşe yazarı olanlar,
Tek kelime yabancı dil bilmeden dış haber editörü ilan edilenler
Büyük laflar eden adı büyük kendi küçük yorumcular
Şimdi hepsi cephe hattında..
Kimi Ukrayna’ya ayak basmadan
Polonya sınırını savaş bölgesi diye anlatıyor,
Kimi de Lviv’de kuruvasan kahve yapıp geri dönüyor.
Sosyal Medya’da biraz takipçi kasayım diyen “cesur yürekler” ise soluğu Kiev’de alıyor.
Elinde fotoğraf makinesi yok ama..
Kafaya bir kask, sırta emanet bir çelik yelek.
Hoop ! Sen de oldun işte savaş muhabiri.
Mithat Bereket’ten neyin eksik canım.
Bağımsızlık meydanında birkaç poz.
200 metre yürü. Kreşatik caddesinin girişinden birkaç selfie.
Oldu bitti.
Akşam Kiev’de kalmak mı?
Yok, daha neler.
Savaş muhabiri dedik asker demedik.
Hava kararmadan dön babacım sen Lviv’e oteline…
Kahven soğumasın.
Yolda barikat filan görürsen de sakın durma
Hadi yaptın bir hata durdun.
İngilizce konuşmayı asla deneme
Malum “ Ukraynalılar İngilizce bilmiyor” zaten
Kendini de boşa yorma!
Kiev’de kalacaksan bağımsızlık meydanından ayrılma.
En fazla 5 kilometre uzağa git, çabuk dön, kaybolma.
Metro’ya inmene bile gerek yok. Halkla ne işin var canım.
Harkov, Mariupol filan aklından bile geçirme.
Kaç beğeni almışsın ona bak.
Otur oturduğun yerde
Canlı bağlantı mı?
Yaparsın onu da otel odasından canım.
Soğukta üşütürsün maazallah!
Zelensky mi?
Haa o mu ?
Boşver kendini yorma. Hem o sana mı konuşacak.
1 aydır Türk gazeteciler hariç herkese konuştu zaten.
İcat çıkarma. Takıl işte.
Sahi şu barikatların önünde selfie çekmiş miydin?
Çek çek…Işık kaçmasın.
Usta savaş muhabiri Mithat Bereket şimdilerde hasta
Yürümekte ve konuşmakta zorluk çekiyor.
Eminim Ukrayna-Rusya savaşını uzaktan izliyor ve iç çekiyordur.
“Keşke orada ben olsaydım” diye
Keşke olsaydın be usta…
Olsaydın da unuttuğumuz gazeteciliği bize biraz hatırlatsaydın!!!
Not: Her şeye rağmen savaşın zorlu şartları altında sadece habercilik yapmaya çalışan gerçek gazetecilere selam olsun.