2024 yılı sadece Türkiye'de değil, dünya genelinde de sanayi sektörünün negatif etki alanında kaldığı bir yıl olarak devam ediyor. Bir yandan üretim ve istihdamda düşüşler yaşanırken diğer yandan yüksek enflasyon, enerji maliyetlerindeki artış ve jeopolitik gerilimler, yatırım kararlarını doğrudan etkiliyor. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde sermaye hareketlerinin yavaşlaması ve kredi maliyetlerinin artması, firmaların yatırımlarını yeniden gözden geçirmelerine neden oluyor ve bunun sonucu olarak makine-teçhizat yatırımlarında düşüşler gözlemleniyor.
Dünya Bankası ve IMF verilerine göre, 2024'te gelişmekte olan ülkelerde yatırım harcamaları ortalama yüzde 4 civarında gerilemiş durumda. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre Türkiye'de de makine ve teçhizat yatırımları bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5,6 geriledi. Bu veri küresel trendlerin bir yansıması olarak görülse de ülke içinde ekonomik belirsizlikler bu durumu daha da derinleştiriyor. Türkiye ekonomisi için alarm veren bu düşüş, pandemi yılı olan 2020'de bile sınırlı bir büyüme kaydeden yatırımların, ekonominin mevcut koşullarına ne denli duyarlı olduğunu bir kez daha gösteriyor. Küresel ekonomik belirsizliklerden sektör bazlı etkilere kadar birçok faktör bu gerilemeyi tetiklerken, Türkiye’nin sanayi yatırımlarında dijital dönüşümdeki eksiklikler de bu tabloyu ağırlaştırıyor.
Makine-teçhizat yatırımlarındaki gerileme her sektörü aynı oranda etkilemedi. Özellikle imalat sanayi, bu düşüşten en çok etkilenen alanların başında geliyor. İmalat sanayindeki firmalar, artan; işçilik, enerji ve hammadde maliyetleriyle başa çıkmakta zorlanırken, makine parklarını yenileme ve genişletme konusunda adım atamıyorlar. Otomotiv ve tekstil sektörleri de bu düşüşten etkilenirken, teknoloji ve dijital dönüşüm yatırımlarına ağırlık veren sektörler görece daha az etkilenmiş durumdalar. Özellikle dijitalleşme ve otomasyon süreçlerine yatırım yapan sektörler, küresel rekabette geri kalmamak adına zorlansalar da yatırımlarını artırmaya devam ediyorlar.
Türkiye'deki makine-teçhizat yatırımlarındaki düşüşün arkasında tercih edilen ve uygulanan ekonomik politikaların etkisi de yadsınamaz. Yüksek enflasyonla mücadele kapsamında faiz oranlarının artırılması, işletmelerin krediye erişimini oldukça zorlaştırmış olup, özellikle uzun vadeli ve sermaye gerektiren yatırımlar için finansman bulmak güçleşti ve planlanmış olan yatırımlar da beklemeye alındı. Gerek makine ve teçhizat yatırımlarının tekrar başlaması gerekse özellikle ihracata yönelik sanayi üretiminde artışın sağlanması amacıyla düşük faizli teşvik kredileri sunmak ayrıca devletin stratejik sektörlerdeki yatırımları destekleyici politikalar geliştirmesi ve yatırımlarda vergi indirimleri ve sübvansiyonlar sağlanması kısa sürede alınabilecek önlemler arasında yer alıyor. Makine-teçhizat yatırımlarının gerilemesinin bir başka önemli nedeni ise Türkiye’nin teknolojik dönüşümde yaşadığı gecikmelerdir. Dijitalleşme ve otomasyon alanındaki eksiklikler, yatırımların niteliğini olumsuz etkiliyor. Dünyada sanayi üretiminde otomasyon ve robotik süreçler giderek yaygınlaşırken, Türkiye'deki firmalar bu teknolojilere yeterince yatırım yapmıyor ya da yapamıyor. Özellikle büyük sanayi firmaları bu alanda yatırımlarını artırsa da KOBİ'ler dijital dönüşümde geride kalıyor. Teknolojik yatırımları artırmak, Türkiye’nin küresel rekabette yerini sağlamlaştırmak ve üretkenliği artırmak açısından kritik bir önem taşıyor. Unutulmamalıdır ki dijitalleşme süreçlerinin hızlandırılması hem maliyetleri düşürebilir hem de verimliliği artırarak yatırımların geri dönüş süresini kısaltabilir.
Sonuç olarak pandeminin etkili olduğu 2020 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 4,5, aynı yılın üçüncü çeyreğinde ise yüzde 22,3 bile artan makine-teçhizat yatırımlarında 2024 yılının ikinci çeyreğinde görülen yüzde 5,6'lık gerileme, Türkiye ekonomisi açısından önemli sinyaller veriyor. Küresel belirsizlikler, yüksek faiz oranları, sektörel farklılıklar ve dijital dönüşümdeki eksiklikler, bu düşüşün başlıca nedenleri olarak öne çıkıyor ve bu durum, Türkiye’nin sanayi sektöründeki büyüme potansiyelini sınırlarken, gelecekte ekonomik büyümenin sürdürülebilirliği açısından kritik bir tehdit oluşturuyor. Yatırımları yeniden canlandırmak ve Türkiye'nin sanayi üretiminde rekabet gücünü artırmak için stratejik adımların atılması, dijitalleşme süreçlerinin hızlandırılması ve finansmana erişim kolaylıklarının sağlanması büyük önem taşıyor.
Ekonomik Veri Takvimi
09 Eylül 2024, Pazartesi Japonya Cari İşlemler Dengesi
09 Eylül 2024, Pazartesi Japonya GSYH (Dönemsel-Yıllık)
09 Eylül 2024, Pazartesi Çin TÜFE (Aylık-Yıllık)
10 Eylül 2024, Salı Çin Dış Ticaret Dengesi
10 Eylül 2024, Salı İngiltere İşsizlik Oranı
10 Eylül 2024, Salı Almanya TÜFE (Aylık-Yıllık)
10 Eylül 2024, Salı Türkiye Sanayi Üretimi (Aylık-Yıllık)
10 Eylül 2024, Salı Türkiye İşsizlik Oranı
11 Eylül 2024, Çarşamba İngiltere GSYH (Dönemsel-Yıllık)
11 Eylül 2024, Çarşamba İngiltere Sanayi Üretimi (Aylık-Yıllık)
11 Eylül 2024, Çarşamba İngiltere Dış Ticaret Dengesi
11 Eylül 2024, Çarşamba OECD İşsizlik Oranı
11 Eylül 2024, Çarşamba ABD TÜFE (Aylık-Yıllık)
12 Eylül 2024, Perşembe Türkiye Cari İşlemler Dengesi
12 Eylül 2024, Perşembe Euro Bölgesi Faiz Oranı
12 Eylül 2024, Perşembe ABD ÜFE (Aylık-Yıllık)
12 Eylül 2024, Perşembe Almanya Cari İşlemler Dengesi
13 Eylül 2024, Cuma Japonya Sanayi Üretimi (Aylık-Yıllık)
13 Eylül 2024, Cuma Euro Bölgesi Sanayi Üretimi (Aylık-Yıllık)
Ekonomi ve Finans Sözlüğü
Slumpflasyon: Bir ekonomide yüksek enflasyon ile birlikte ekonomik küçülme de yaşanması durumunda ortaya çıkan kriz durumudur.
Hale Tok Savaşer
İletişim: hale.tok@finansalpusula.com