İzmir, iklim değişikliği nedeniyle gelecekte çok daha sıcak ve kurak bir kent haline gelebilir. Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş, İzmir'in 2050, 2070 ve 2100 yıllarında daha şiddetli hava olayları ve iklim felaketleriyle karşılaşabileceğini belirtti. Türkeş, kentteki sıcaklık ve kuraklık sıklıklarının arttığını vurguladı. Prof. Dr. Türkeş, “İzmir, bu açıdan orman yangını riski orta ve yüksek bir yöre. 2021'den beri hemen her yıl İzmir'in yandığını gördük. İzmir kış ve baharda aşırı yağış da aldı. Şiddetli aşırı yağışlar seller ve kentsel su baskınlarına, hatta fırtınayla birlikte geliştiğinde fırtına kabarması ile kıyı taşkınlarının olmasına neden oldu. Türkiye'de gözlenen iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin, önümüzdeki dönemde daha fazla görme olasılığımız var” dedi.
‘COĞRAFİ KONUMU VE İKLİMİYLE BAĞLANTILI’
Prof. Dr. Türkeş, İzmir'in coğrafi konumu nedeniyle iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinden en fazla etkilenen yerlerden biri olduğunu belirten Prof. Dr. Türkeş, “İzmir, Akdeniz iklimine sahip olduğu için iklimsel mevsimselliği ve kuraklık olasılığı çok yüksek bir kent. Bütün bunlar coğrafi konumuyla, bulunduğu iklim kuşağıyla da bağlantılı. İzmir'de son 5 yıldır uzun sıcak yaz mevsimlerinin ardından kurak ve sıcak sonbahara geçiş gözlemleniyor. Beklenen yağış gerçekleşmiyor. Bu yıl da öyle oldu. İzmir'in geçen yıllardan da borç aldığı kuraklık sorunu var. Uzun süreli kuraklık analizlerinde, İzmir yöresi hala çok şiddetli kuraklığın yaşandığı bir bölge” ifadelerini kullandı.
‘EN AZ 2-3 GÜN YAĞIŞ ALMASINI BEKLİYORUZ’
İzmir'in gelecekte su kıtlığı ve kuraklık sorunlarının daha da büyüyeceğini öngören Prof. Dr. Türkeş, şehirde su yönetimi için acil önlemler alınması gerektiğini belirtti. İzmir'de şiddetli yağışların yer altı suları ve baraj doluluk oranlarını iyileştirmediğini belirten Türkeş, “İzmir'de yer altı suları, kaynakları besleyen akarsular, içme ve kullanma suyu olarak kullanılan baraj ve göletlerde sıkıntı var. Barajların büyük bir kısmının doluluk oranları düştü. Uzun süreli kuraklığın etkisini azaltacak bir yağış olmadı. Umutluyuz, bu akşamdan başlayarak yeni bir yağışlı havanın Türkiye'nin büyük bir bölümünü etkilemesini bekliyoruz. İzmir'in en az 2-3 gün yağış almasını bekliyoruz” dedi.
‘ÇOK DAHA SICAK VE KURAK…’
Günden güne artan iklim krizi ile birlikte sıcaklıkların normaline kıyasla daha yüksek hissedildiğinin de altını çizen Prof. Dr. Türkeş, “Bu yıl da büyük bir olasılıkla öyle gözüküyor. Türkiye'nin büyük bir bölümünde olduğu gibi İzmir'de de su tasarrufu ve yönetimini ciddi bir proaktif ve bütüncül su yönetiminin bütün aşamalarının etkin bir şekilde uygulanmalı. Çünkü İzmir'de en büyük sorunlardan bir tanesi su. Bugün böyle, gelecekte İzmir'in kuraklık ve su kıtlığı sorunu daha da artacak. İklim değişikliği modeline dayalı sıcaklık, yağış ve iklim tipi projeksiyonlarına baktığımızda, İzmir ve Türkiye'nin pek çok ilinde olduğu gelecekte bugünden çok daha sıcak ve kurak, kuraklık olaylarının sıklık süresinin çok daha artacağı, sıcak hava dalgalarının sıklık ve süresinin çok daha yüksek düzeylere çıkabileceği bir iklimin etkisi altına girecek. İzmir bugünkü eğilimlerin giderek kuvvetleneceği, gelecekte çok daha sıcak ve kurak, sıcak hava dalgaların sıklık süresi ve şiddetinin daha fazla artabileceği bir yöre olarak karşımızda duruyor” mesajı verdi.
‘ETKİLENEBİLİRLİĞİ OLAN BİR İL’
“İzmir'de hortum benzeri şiddetli hava olaylarının gelecekte sıklığı artabilir” diyen Türkeş, şunları söyledi: “Çünkü daha sıcak bir dünyada buharlaşmanın daha yüksek olması hidrolojik döngüyü kuvvetlendiriyor ve konvektif kararsızlık olaylarını arttırıyor. Bir yandan kuraklıklar, diğer yandan aşırı yağışlar yaşanıyor. İzmir, Akdeniz iklimine sahip pek çok ilimizde olduğu gibi gelecek için öngörülen iklim değişikliklerinden orta ve yüksek düzeyde etkilenebilirliği olan bir il. Orta ve kötümser iklim değişikliği senaryolarına göre, İzmir, 2050, 2070, 2100'lerde günümüze kıyasla çok daha sıcak ve kurak, şiddetli hava ve iklim olaylarının yaşandığı, afetlerin sıklığının arttığı bir kent olabilir”