Peki ama mağdurlar nerede?
Eylül sonu itibariyle Çeşme’de turizm yapan birçok işletme kapandı. Açık kalan işletmelerde dahi, sezonluk olarak alınan çalışanların işlerine son verildi. Yaz kış turizm yapmak he...
Çeşme’de turizm yapan birçok işletme kapandı. Açık kalan işletmelerde dahi, sezonluk olarak alınan çalışanların işlerine son verildi.
Yaz kış turizm yapmak hedefiyle markalaşmaya çabalayan kentimiz kış uykusuna girdi girecek.
Oysa Akdeniz ve Ege’de hiçbir yerde bulunmayan deniz suyu termali sahibi yegane ilçe Çeşme!
12 ay turizm yapılabilir doğal kaynağı ile adeta kutsanmış bir bölge, ancak termal kaynaklar özenle gündem dışında tutuluyor.
Ilıca termal alan üzerine 2009 da termal tesis yapılacağı yerde, o gün bugündür çürümeye terkedilmiş dükkan kompleksi ve Alışveriş Merkezi inşa edilmişti.
2014 yerel seçimleri arifesinde Muhittin Dalgıç’ın seçim vaadi, sözüydü bu hatayı düzeltmek.
2015-2016 yıllarında alanı termal tesise çevirmek üzere proje geliştirdikleri anlatıldı. 2017’ye gelindiğinde bu açıklamalar ve planlanan tesis, gölgeler arasında buharlaşıp kaybolmuştu.
Çeşme Ilıca’ya iade-i itibar sözü, 2009 da yapılan hatadan dönülmesi, Çeşme’nin kaderini olumlu yöne doğru değiştirmektir.
Döviz girdisi sağlayan turizm ekonomisi kadar önemli bir sektör Çeşme ve Çeşme’nin termal kaynakları gibi önemli bir dinamiğini kaybetmiştir.
Nasıl ki, Pamukkale, sadece Denizli halkına ait olsun, ister çay bahçesi yapsın, ister turizme açsın, ister kimseye kullandırmasın, diyemeyeceğimiz gibi, Çeşme termal suları da aynı değerde bir Milli Servettir.
Turizm tesis ve yatırımları sahaları şeklinde Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenmiş imar parselleri, turistik tesis ruhsatı alarak konuta çevrilmiş binalarla doldurulmuş, yazlık konutlar olarak kullanılmıştır.
12 ay turizm yapılabilir kentimiz, denizden, karadan ve havadan ulaşım için projelendirildiği 40 yıl evvelinden beri, turizm imarlı alanlarında sadece yazlık üretimine harcanmış bir kenttir.
Ülkemizin döviz girdisine, eğitimli gençlerimizin işe ihtiyacı olduğu ortadayken, geçmiş yönetimler, rant ve oy kaygısı ile Çeşme’yi gözden çıkarılmış bir bölge haline getirdiler ve herkes buna seyirci kaldı.
Çok az sayıdaki gerçek turistik işletme ve otel, sezonun kısalığı ile boğuşmak durumunda.
Sezonluk çalışanlarla günü kurtarmaya yöneldi.
Sezon sonunda oteller müşterisiz, gençler işsiz.
Termal turizmin farklı tesislerle, değişik gelir düzeyine uygun yatırımlarla, en alt seviyeden en üst lüks turist beklentilerine kadar çeşitlendirilmesi, 365 gün katma değer elde edilmesinden adeta itina ile kaçıldı.
Çeşme’nin bu yazgısının kaderi olmadığını, istenirse, dünya çapında bir merkeze kolaylıkla dönüşebileceğini yıllardır dile getiriyoruz.
Seçim vaatlerinde olduğu gibi, yöneticilerimiz de bunu gayet açıklıkla biliyorlardı.
Fakat ısrarla, Çeşme’ye ihaneti sürdürdüler… Doğrusunu yapmaktan kaçtılar!
Turizm ile hiçbir alakası olmayan bizler söylemeye, anlatmaya, istemeye devam ettik, değişim sözünü hatırlatıyor ve halen bekliyoruz.
Peki ya turizmciler nerede? Otelini mayısta açıp eylülde kapamak zorunda kalan işletmeler nerede? İşsiz kalan gençler, evladını üniversitede, turizm meslek yüksekokulunda okutan, fakat işsiz kaldığını görerek acı çeken aileler nerede?
Hepimizi ilgilendiren ortak değerlerin mücadelesini ne zaman vereceğiz?
Ne zaman bir refleks ortaya koyacağız?