Nihat AK/EGE TELGRAF- Sıkı para politikası, tüketimi dizginlemek yerine üretimin can damarını kesiyor. Yüksek faizlerle boğulan üretici, yavaşlamayı geride bırakıp durma noktasına geliyor. Enflasyonu dizginlemek adına azaltılan iç talep, aslında ülkenin en değerli hazinesi olan üretim gücünü gölgeliyor, milli servet adeta eriyor. Çarklar dönmüyor, atölyeler suskun. Küçük esnaf, sıkı para politikalarının gölgesinde geleceğini kaybetme endişesiyle yaşıyor; işlerin yeniden canlanması için daha dengeli bir yol haritası bekliyor.

‘ÜRETİM SERMAYESİ’

İzmir Gömlek Triko ve Benzerleri Odası Başkanı Olgun Aktaş, “Merkezi iktidarın enflasyonu düşürmek için uyguladığı sıkı para politikası, özellikle küçük esnafı ciddi anlamda zor durumda bırakıyor. Vatandaşın alım gücü düşmüş durumda, piyasada nakit akışı yok denecek kadar az. Bu da doğal olarak tüketimi kısıtlıyor. Satışlar azalınca enflasyonun düşmesi bekleniyor ama talebi bu şekilde düşürmek aslında üretime de büyük bir darbe vuruyor. Bizim işlerimiz ciddi anlamda düştü. Bakın, işlerin düştüğü kadar küçülmeye gitsek, bu durum infiale yol açar. Düşünün ki iş olmadığından her 100 dikiş makinasından 50-60 tanesini depoya kaldırmışız. Çalışanlarımızın işine son vermek zorunda kalmışız. Daha küçük üretim atölyelerine geçiş yapıyoruz. Yani sıkı para politikası doğrudan görünmese de üretici için büyük zorluklar yaratıyor. Biz kış döneminde stok için üretim yaparız, depolara kaldırırız ve sezon geldiğinde piyasanın taleplerini karşılarız. Ama şu an geldiğimiz noktada, satışı olmayan bir ürünü üretebilmek için her adımı dikkatle hesaplamamız gerekiyor. Kredi almak neredeyse imkansız. Alacak olsak bile maliyetler çok yüksek. Zaten cebimizde kışı geçirecek sermaye yok. Durum böyle olunca, üretim ve istihdamı koruyabilmek adına iktidarın daha faydalı politikalar belirlemesi gerekiyor. Yoksa bu böyle gitmez” dedi.

‘KISIR DÖNGÜ’

Üretim gücü düşen firmaların çalışanlarını kaybetme riskiyle karşı karşıya kaldığını vurgulayan İzmir Mermerciler Odası Başkanı Tayfun Geylan, “Esnaf ve sanatkâr olarak bizlerin yaptığı işte devamlılık her zaman esastır. Sürdürülebilir iş ve ticaret yapabilenler ayakta kalabilir. Ancak, özellikle son dönemde ekonomide yaşanan belirsizlikler, önümüzü görmemize büyük bir engel oluşturuyor. Piyasada para dönmüyor, nakit akışı neredeyse durmuş durumda. Bizim sektörümüzde, özellikle inşaat müteahhitleriyle çalışan meslektaşlarımız, 30-40 dairelik projelerle anlaşmalar yapar, bu sayede atölyelerimizde işlerin sürekliliğini sağlardık. Ancak şu an gelinen noktada, sıkı para politikalarının sonucu olarak işlerimiz ciddi anlamda azaldı. Konutlarını satamayan müteahhitler, yenisini yapmaya cesaret edemiyor, çünkü talep düşmüş durumda. Vatandaşın alım gücü düştükçe, bizim üretim gücümüz de azalıyor. Bu durum yalnızca bizim sektörümüzü değil, tüm ekonomiyi olumsuz etkiliyor. Üretim gücü düşen firmalar çalışanlarını kaybetme riskiyle karşı karşıya. Çalışanlarımızın alım gücü düştüğü için konut, kıyafet ya da beyaz eşya gibi temel ihtiyaçlarını karşılamaları zorlaşıyor. Bu da ülkemizde bir kısır döngüye yol açıyor. İnsanlar tüketim yapamayınca üretim de azalıyor, bu da ekonomiye ciddi zararlar veriyor. Bu kör döngüden çıkabilmek için daha etkili ve esnafı destekleyici politikalar uygulanmalı. Bizim üretim gücümüzün, vatandaşın alım gücüyle birlikte desteklenmesi gerekiyor. Ancak o zaman bu olumsuz tabloyu aşabiliriz.

Ege İhracatçı Birlikleri tarım ürünleri ihracatında yeni bir rekora imza attı Ege İhracatçı Birlikleri tarım ürünleri ihracatında yeni bir rekora imza attı

ZOR BİR SÜREÇ

Özgün mobilya üreticisi Mehmet Dayanç da, “Firmamız, otel, restoran, kafe, eczane gibi alanların özgün mobilya tasarım ve üretimleri üzerine çalışıyor. Bunun yanı sıra, özgün mobilya isteyen tüketicilerin mutfak ve yatak odası gibi kişisel ihtiyaçlarına da cevap veriyoruz. Ancak, son dönemde ekonomide yaşanan olumsuzluklar işlerimize doğrudan yansıyor. Örneğin, bir turizm tesisi müşteri kaybına uğradığında yenileme yapmak istemiyor. Aynı şekilde, bir lokanta ya da restoran müşteri sayısı düştüğünde konsept değişikliğine gitmekten kaçınıyor. Eczanesinden bankasına kadar birçok işletme, yenileme çalışmalarını askıya alıyor. Çünkü tüketicinin alım gücü sıkı para politikaları nedeniyle ciddi anlamda düşmüş durumda. Vatandaş artık dışarıda yemek yemeye bile çekiniyor. Bizim gibi özgün ve nitelikli iş gücüyle sürekli üretim yaparak ayakta kalan firmalar için bu oldukça zor bir süreç. Nitelikli iş gücümüzü koruyabilmek adına maliyetine bile işler yapıyoruz. Ancak, tüketici talebi bu denli düşük olduğunda üretim yapmak ve arz oluşturmak anlamsız hale geliyor. Bu durumun ne kadar süreceğini de öngöremiyoruz. Nitelikli iş gücümüzü ne kadar süre koruyabileceğimizi ve bu sürede ne kadar fedakârlık yapmamız gerektiğini bilmiyoruz. Eğer sıkı para politikası bu şekilde devam ederse, üreticiler olarak bizlerin bilgi, beceri ve kabiliyetleri atıl kalacak. Potansiyelimiz kullanılmaz hale gelecek ve bir süre sonra üretim becerilerimiz gerileyecek. Ekonomi düzeldiğinde ise bu becerileri geri kazanmak çok zor olacak ve gerekli performansı gösteremeyeceğiz. Bu nedenle, üretim gücümüzü ve nitelikli iş gücümüzü koruyabilmek adına, iktidarın sıkı para politikasını dengeleyecek girişimlerde bulunması gerektiğine inanıyorum. Aksi takdirde, biz üreticiler ve çalışanlarımız için çok daha zorlu bir dönem kapıda” ifadelerini kullandı.

Kaynak: EGE TELGRAF