1860‘lı yıllarda önceleri mısırdan gelen pamuk tohumları sonraları yerini Amerika’ya bırakmıştı. 1860-1870 yılları arasında, getirilen tohumlar İzmir, Girit, Aydın, Manisa, Denizli, Konya, Tarsus’a dağıtılmış.
Konumuz istatistik değil bir konuya dikkat çekmek. Alüvyonlu toprak ve sıcak seven pamuk zamanla çeşitli nedenlerden ekim alanını değiştirir. Pamuk üretimindeki mekan değişikliği, kendiliğinden gelişen şartlar nedeni ile olmuştu. Her türlü bilgi gibi pamukta da 2002 yılından önceki tarihçesini bulmak çok zorlaşmış hatta yok olmuş. Gerek İngiltere gerekse Amerika’nın Türk tekstiline çok ciddi zararı olmuştur. Gereksiz kazanç arsızlığı nedeniyle, uzun elyaflı, Ege pamuğunun, Afrika ülkelerinden ithal edilen pamuk yurt içinden kısa elyaflı ucuz pamuk ile yapılan karışım tekstildeki kaliteyi bozmuş, pazar kaybına sebep olmuştur. Tekstilde cazibe düşünce fiyatlar da düşmüştü. Bu durumda pamuk üretiminin düşmesi kaçınılmaz oldu. Pamuk üretiminden vazgeçen İzmir, Manisa, Muğla, Aydın ve Denizliden sonra üretim Urfa Hatay illerine sıkışmıştı. Tekstilde kalite tekrar öne çıkmaya başlayınca Aydında özelikle Söke üretime başlanmıştır. Pamuk üretimindeki düşüş yüzlerce çırçır fabrikasının kapanmasına tekstilin, dokuma sanayinin, yağ ve hayvan yeminin, hatta barut üretimininde ülke için ciddi ekonomik kayıplara neden olmuştur.
Bolca su ister denilen pamuk üretimi ifadesine de katılmak zor. Mutlaka su pamuk için önemli bir materyal. Ama abartacak kadarda değil pamuk sulanması nedeniyle kuraklığı bağdaştırmak büyük bir yanılgı. Kanada veya İtalyan kavaklarının bir adedinin 90 ton su çektiği unutulmamalı kara sulak veya bataklık kurutalım derken kavak dikimi nedeniyle tarımdaki su seviyesi 4-4,5 metreden 75-150 metreye kadar düşmesine neden olunacağı düşülmedi. Yetmedi ithal su çeken ağaçlar dikildi. Tabi bu konu yöreye göre farklılık arzetse de sonuçta su seviyesinde düşmeye sebep olundu. Pamuk suyu su seviyelerinin düşme nedeni olmamıştır. GAP ile birlikte pamuk Urfa, Maraş, Hatay, Adana ve Mersin’de gelişmiştir. Buna Elazığ ve Malatya’da eklenmiştir. Tekstilde dünyada rakip tanımazken İngiltere Amerika tarafından tekstili engelleme çalışmaları sonucunda pamuk üretimi de çok düşmüştür.
Pamukta dünya üretiminde 6-7-8’inci sıraya düşmesi kaçınılmaz oldu tabi. İthalat gelişmiş yüzde 60 gibi bir dış bağımlılık oluşmuştur. GDO’suz pamuk yetiştiren Türkiye’de pamukta ciddi bir yok oluş yaşamış olsa da pamukta son bir umut ışığı, yaşanmaktadır. Tesktilde kaliteli talepler, fiyatların artışı ile pamuk üretimi yeniden eski cazibesini arar olmuştur.
Pamuğu tekrar tahtına oturtmak devletin meseleyi çok ciddi olarak planlı olarak organize etmesine kalmıştır. Pamukta yaşanan çöküşün nedeni devlet olmayı becerememek.
Destekleme politikalarında ki yanlışlar, KOOPERATİF birliklerini denetlememek, çiftlik olmaktan kurtaramamak, ehil olmayan yönetimlerin yönetici olması, adamkendeciliktir.
2002’den itibaren pamuk ekim alanı (750 bin ha dan 450 bin ha düşmesi) 2013 kadar 300 bin ha düştüğü görülmüştür. Öyle tembel bir istatistik yapımız var ki 2013 verilerinin hala 2022 olarak yenilenip yenilenmediği belli değil. Bu bilgiler dahi ücretli olmuştur. Bilgi dünyasına yeni giren öğrencilere iş erbabına müteşebbise üzülüyorum. Kütlü pamuk üretim miktarları, yarı yarıya düşük sanki. İthalat çok yüksek olunca ihracat ile karşılaştırmak üzücü. İşin kolayı bulunmuş pamuk ithalatının yanına tekstil ihracatı konuljyor. İhracatta miktar yerine dolar bazlı gösteriliyor. Bir yıl ihracat 136637 ton 161659(000) dolar İken başka bir yıl 106361 ton 268655(000) dolar olabiliyor. Yani ihracat rakamları üretim bazında ele alınmadıkça üretici halk yalanlarla uyutulmuş olacak. Aslında uyuyan iktidarlar olmaya devam edecektir.Yalanı dolanı bırakıp Pamuk stratejiktir bilenler elinden tutmalı.